5. Ödeşmek

384 23 12
                                    

Merhabalar
Medya Elis Çetin
Yeni bölümü umarım beğenirsiniz. Lütfen oy vermeyi unutmayın yorum yaparsanız da çok sevinirim. Sorularınızı ve düşünceleriniz de benimle paylaşın lütfen. En beğendiğiniz sahneleri belirtin, en sevdiğiniz karakteri de belirtirseniz çok güzel olur.
Neyse oylar atıldıysa bölüme geçiyoruz.

Sabah yine 07.00 da kalktım, dün uyuyabilmiştim. Kalkıp bir şeyler yedikten sonra spor yapmak için aşağı indim. Birkaç saat spor yapıp geri yukarı çıktım. Kızlar kahvaltı yapıyorlardı, onlara bakmadan duşa girdim. Duştan çıkıp üstümü giyindim, şort ve salaş bir tişört giymiştim.

Mutfağa su içmeye gittiğimde kızlar kafalarını eğmiş yemeklerini yiyorlardı.

Nevra "Dün akşam ne oldu?" diye sordu çekinircesine.

"Hangisini soruyorsun? Benim gittiğimde olanlar mı? Yoksa sizin geldiğinizde olanlar mı?  kalçamı tezgaha yaslayıp kollarımı önümde bağladım.

"İlk siz anlatın neler oldu benim görmediğim kısımda?"

Elis "ben anlatırım, sen bara gitmemize izin vermediğinde Deran kestirip attı ya, sen gidince Deran 'bizde gidelim bir şey olmaz' dedi bizde zaten gitmek istiyorduk kabul ettik. Sen gittikten sonra hazırlanıp bizde geldik. Sen alt katta yoktun bizde içmeye dans etmeye başladık, biraz fazla kaçırmışız".

Sinirimden gülüp "biraz, biraz öyle mi? Neredeyse sızmıştınız, götünüzü başınızı zor topladım! Eee devam et" deyip sustum.

"İşte o adamlar gelip bizi götürmek istedi biz zorluk çıkardık,  çok karşı çıkamadık sarhoş olduğumuz için. Sonrasını biliyorsun zaten" deyip sustu.

"Ben size gitmemenizi söyledim değil mi? Benim sözüm neden çiğnendi!" ses tonum sinirimden yükselmeye başlamıştı.
"Ben olmasam nasıl olacaktı? Ya da Alkın olmasa oradan sağ çıkabilecek miydik?"

Deran "belki bizi biraz rahat bıraksan böyle olmazdı".

"Anlamadım" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Nevra "doğru söylüyor bizi çok sıkıyorsun"

"Ben sizi korumaya çalışıyorum"

Deran "bizi korumuyor, kısıtlıyorsun" dedi ayağa kalkıp.

"Deran bana haksızlık yapıyorsunuz sizi ne zaman kısıtladım? Sadece tehlikeli yerlere gitmenize izin vermedim".

Nevra "hayatımıza karışma artık, bizi rahat bırak" deyip mutfaktan gitti. Deran' da peşinden gitti.

Elis "haklılar" deyip o da gitti. Sadece Ilım kalmıştı.

Ilım karşıma geçip "seni anlıyorum ama onlarda haklı" dedi ve o da gitti.

Yine tek başıma kalmıştım, yine kimsesiz yine çaresiz.

Ceketimi ve çantamı alıp dışarı çıktım.
Hava almam gerekiyordu.

Akşama kadar dışarıda dolanıyordum. Eve  gitmek istemiyordum, benimle konuşmayacaklardı.

Hava kararmaya başlamıştı, ellerimi ceketimin cebine koyup orman yoluna ilerledim. Ancak orada biraz kafamı dinliyebiliyordum. Ormanın içine biraz ilerlediğimde birkaç tane eli silahlı adamın birinin etrafını çevirdiğini görmemle bir ağacın arkasına saklandım.

Ağacın arkasından sessiz ve gizli bir şekilde izlemeye başladım. Yerdeki kişinin kim olduğunu bilmiyordum ama fena dayak yediği belliydi, kan revan içindeydi.

Başını kaldırarak "asla söylemem, sıkacaksanız sıkın kafama" dedi bu ses Kayranındı. Sesleri asla unutmazdım, bu Kayraydı.

İçlerinden biri "sen bilirsin, sıkın kafasına gitsin" deyince sağındaki adam arkasındaki silaha doğru eli hareketlendi. Çantamdan olabildiğim kadar sessiz bir şekilde silahımı çıkardım. Silahın emniyetini açtım ve ondan önce tetiği çekip ağacın arkasından silahı tutan adama ateş edip onu vurdum. Diğerleri de ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir tanesini daha nişan alıp vurdum. Üç tane kalmıştı, bir tanesini daha vurdum. Son kalan ikisi silahlarını çıkarmış sesin geldiği yönü bulmaya çalışıyorlardı. Bir tane daha vurdum, sonuncusu sesin geldiği yönü bulmuştu. Silahını benim olduğum tarafa doğrultup ateş etti. Bana daha fazla yaklaşmadan ağacın öbür tarafından çıkıp onu vurdum.

Kayra' nın arkası hâla bana dönüktü. Gülerek konuşmaya başladı "Alkın sen misin?"

Gülerek yanına ilerledim. "Hayır, daha iyisi".

Kafasını bana doğru çevirdi. "Beni kurtarmaya mı geldin kara mamba?"

"Hayır gelmişken seni kurtarayım dedim" deyip güldüm. "Hadi kalk" kolunu tutup kalkmasına yardım ettim. Ayağa kalkınca kolunu boynumdan geçirip destek için de belinden tutup yürütmeye başladım.

Ormandan yola çıkmak için yürürken "ben arabasız geldim, umarım araban vardır yoksa seni şu yol kenarında bırakır giderim".

Güldü "var arabam, merak etme"

"Güzel nerede?"

"Direkt yola çıktığımızda görürsün, arabayla önümü kesip beni buraya getirdiler".

Arabaya ulaşmıştık Kayra' yı arkaya oturtup şoför koltuğuna geçtim. Arabanın anahtarı üstünde bırakılmıştı arabayı çalıştırıp sürmeye başladım.

"Alkın' ın bundan haberi var mı?" diye sordum.

"Neyden?"

"Dayak yemenden ve neredeyse öldürülecek olmandan"

"Yok, ani oldu. Alkın' ın düşmanlarından bir tanesiydi. Alkın bunların abisini yakalatmıştı, intikam almak için onu arıyorlardı. Beni de Alkın' ın yanında görmüşler yerini söylemem için zorladılar."

"Anladım"

"Bunları sana söylememem gerekirdi. Aramızda kalsın Alkın bilmese iyi olur".

"Peki" deyip dikiz aynasından Kayra' ya baktım.

"Kötü dayak yemişsin doktora götürmemi ister misin?"

"Gerek yok Gökmen halleder"

"Gökmen doktor mu?"

"Doktor değil de sağlıkçı, çok ciddi bir durum olmadığı sürece tedavi edebilir". dedikten sonra farkına varmış gibi "sen bizim hakkımızda ağzımdan laf almaya mı çalışıyorsun?"

"Sizin hakkınızda sandığından çok şey biliyorum". Derken Alkın' ın evinin önüne gelmiştik.

Kayra "ben sana evi tarif etmedim" deyip bana baktı.

"Sizin hakkınızda çok şey bildiğimi söylemiştim" deyip arabadan indim. Kayra' nın kapısını açıp inmesine yardım ettim. Evin kapısının önüne gelip zili çaldım. Kapıyı Alkın açmıştı. Bizi görünce şaşırıp afalladı. Barlas da  kapının önüne gelmişti, o da şaşırıp bana baktı.

"Yardım edecek misiniz?" Barlas kendine gelmişti Kayra' yı benden alıp içeri götürdü.

Ben Alkın' la kapıdaydım. "Sana can borcum vardı, ödeştik."  deyip arkamı döndüm gidecekken bana seslendi.

"Elina!"

Arkamı dönüp yüzüne baktım.

"Teşekkür ederim" dedi.

"Rica ederim"

"Savaşa devam mı?"

"Savaşa devam" deyip arkamı dönerek gittim.

Eve doğru yürümeye başladım. Eve gitmek istemiyordum ama onların yanında olmam gerekiyordu her ne kadar onlar istemese de onları korumam gerekiyordu. Eve geldiğimde dışarıdan ışıklar kapalı gözüküyordu.

Normalde ben eve gelene kadar uyumazlardı.

Eve girip kızların odalarına baktım. Deran' ın odasına girdiğimde yatakta kapıya sırtı dönük yatıyordu. Yatağının yanına gittiğimde komodinin üzerindeki telefona dokundum. Telefonu sıcaktı, ben gelene kadar telefonla oynamıştı. Şu an uyumuş numarası yapıyordu.

Yatağından kalkıp, odadan çıktım. Hiçbiri uyumamıştı. Beni beklediklerini anlamayayım diye uyumuş numarası yapıyorlardı.

Odama gidip yatağıma yattım. Uyumaya çalıştım, uyuyamayacağımı bilsem de.

Bir bölümün daha sonundayız. Umarım sizin için de sevdiğiniz bir bölüm olmuştur.
Yorumlarınızı bekliyorum. Birdahaki bölüme kadar kendinize iyi bakın.

BÜYÜK TAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin