Merhabalar arkadaşlarr yeni bölüm geldi. Aslında bu hafta bölüm atmayacaktım yani atamayacaktım. Çünkü çok hastayım, fena grip oldum, hiç halim yok. Sizi bekletmemek için zor yazdım ama biraz diğer bölümlere göre kısa oldu. Bu hafta beni affedin. İyileşebilirsem sonraki hafta çok güzel bir bölüm geliyorr. Neyse bölüme geçelim iyi okumalarr. OY VERMEYİ ve yorum yapmayı unutmayınn.
4 Kasım 2011
"Üşüyor musun ablacım?" deyip Pera' ya baktım.
Kafasını hayır anlamında sallamasına rağmen elimdeki kirli ve eski şalı Pera' ya sardım.
"Bugün benim prensesimin doğum günü mü?".
Hevesle başını sallayıp gülümseyince bende gülümsedim.
Cebimdeki son parama baktım.
"Gel senle bir yere gidelim".Pera' nın elini tutup ilk bulduğumuz markete girdik.
Kasadaki adam bize çok aşağılayıcı bakmıştı ben zaten bu bakışlara alışıktım, alıştıranda bizzat beni doğuran kadındı.
Markette dolaşıp bulduğum en ucuz keki alıp kasaya götürdüm.
"Beş kuruş" deyince cebimden çıkardığım beş kuruşu adamın önüne bıraktım ve keki alıp marketten çıktık.
Pera ile beraber bulduğumuz ilk sokak arasına girdik bu ara sokakta sadece kediler köpekler olurdu, yan tarafımızda çöp konteynerları vardı. Konteynerın içine baktım içindeki iki küçük kartonu alıp bir köşeye geçtik.
Kartonları yere koydum hava soğuktu direkt betona oturursa hasta olurdu.
"Gel otur ablacım" deyince Pera kartonun birini yerden alıp bana uzattı.
"Ben üşümüyorum ablacım sen otur".
Kafasını iki yana sallayıp "haşta olurçun" dedi.
"Tamam gel otur hadi" deyip kartonun birini kendi kalçamın altına koydum.
İkimizde yere oturup bağdaş kurduk. Ara sokaklara normalde pek esmezdi ama bugün gerçekten soğuktu. Pera' nın hırkasının fermuarını boynuna kadar çekip mavi renk şalını iyice ona sardıktan sonra kendi kapüşonlumun fermuarını da sonuna kadar çektim.
Cebimdeki kek paketini çıkarıp açtım. Pera masmavi gözleriyle ne yaptığımı izliyordu.
Keki paketten çıkardıktan sonra Pera' ya uzatıp "iyi ki doğdun güzel kardeşim" dediğimde Pera bana bakıp gülümsedi. Öyle bir gülümsedi ki sanki ona dünyaları sunmuşum gibi, sadece bir kekti.
"Teşekkurler apla" deyip boynuma sarıldı bende ona sıkıca sarılıp kokladım. O bu hayattaki tek sahip olduğum şey ve ailemdi.
Geri çekildiğimizde "muma paramız yetmedi özür dilerim, hadi mum varmış gibi üfle sen, dilekte tut tamam mı?".
"Damam" deyip gözlerini kapattı birkaç saniye sonra gözlerini açtı, yanaklarını şişirip dudaklarını büzdü, ardından mum varmış gibi üfledi.
Keki kucağıma koyup alkışladım o da benden görüp sevinçle alkışladı. Önüne gelen, benle aynı renk olan simsiyah saçlarını kulağının arkasına koydum.
"Nice mutlu senelerimiz olsun kardeşim" deyip iki yanağından öptüm. "Hadi ye" deyip keki ona uzattım.
"Çende ye" deyip kaşlarını çattı.
"Ben sevmem sen ye"
"Ayıy beyaber yiyeyim" derken kollarını bağlayıp naz yaptı.
"Tamam beraber yiyelim" deyip gülümsedim. İlk lokmayı ona ısırttırıp bende kekten küçük bir lokma aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK TAKİP
Teen FictionNabzını kontrol ettiğim cesetin yanından kalktım. Birkaç dakika akan kanı izledim, vicdanım sızlıyor muydu? Hayır, asla. Yine sızlamıyordu. Ne yazık ki alışmıştım, ben bunu yapmak için eğitilmiştim. Elimdeki silahtan parmak izlerimi sildim, silahı...