Tahsin'in gözünden;
"Hadi gel gidelim benim odamda biraz konuşalım olur mu?" Ayağa kalktım ve pansuman malzemelerini cebime sokup tabaklarımızı aldım. Odadan çıkıp onunla kendi odama yürüdük. Tabakları çöpe atıp odama girdim. Odamdaki koltuğu gösterip oturmasını işaret ettim.
Kendi koltuğuma oturdum ve ona baktım. "Evet.. anlatmak istediğin her şeyi anlat bakalım. Gerilme, tedirgin olma aklina gelen her şeyi dinlemek istiyorum. Sen burda oldugun sürece değerlisin bunu unutma." Gülümsedim ve onu dinledim. "Aslında dün çoğu şeyi anlattım. Çevremdeki herkes benden nefret ediyor ya da öyle hissediyorum." Önüne sessizce peçete koydum.
"Yaptığım hiçbir şey ailemi gururlandırmadı hep bundan bir şey olmaz diye düşündüler. Ben aşçıyım biliyor musun. Gayet güzel bir restorantta baş şef olarak çalışıyordum. Ailemi yine mutlu edemedim. Benim hiç bir desteğim olmadı ben hep rüzgarın yönüne göre savruldum." Peçeteyi alıp avucunun icinde sıktı.
"Bir kaç hafta önce kardeşim vefat etti.. Onu bile benden bildiler biliyor musun?" Ağlamaya başlamıştı. "Ben kardeşime nasıl zarar verebilirim? O benim kardeşim! Belki ölürsem benimde değerim anlaşılır diye düşündüm... ama öyle olmuyomuş işte beni buraya postalayıp tamamem kurtuldular benden." Başını yana eğdi. "Alkolden nefret ederdim yanımda içtirmezdim. Şimdi alkolik her tarafi alkol kokan igrenç bi insan oldum."
Ona moral vermek için biraz konuştum ama ne desem çok fazla işe yaramayacak gibiydi. Gereken notlarımı aldım ve hocaya attım. Bana önerdiği ilaçları bir reçeteye döktüm ve ayağa kalktım. "Hadi gel Sergen. İlaçlarını almaya gidelim sonra da seni odana bırakayım." Gülümsedim. "Yarın sana bir kaç psikolojik test yapacaklar ben hastanede olmayacağım. Ama emin ol yapacak arkadaşlarımda benim kadar iyi insanlar seni gözüm kapalı emanet edebileceğim türden."
Sergen isteksiz gibiydi ama yinede başını salladı. Beraber hastanenin eczanesine gittik ve ihtiyacı olan ilaçları aldım. "Pekala.. hadi gel odana gidelim de ilaçlarını iç." Odasına yürüdüm ve içeri girdim.
Posetteki ilaçları teker teker günlere böldüm. O sırada meraklı gözlerini üzerimde hissedebiliyodum bu beni güldürmüştü. "Al bakalım pazartesi ilaçların." Su ve ilaclari verdim diger ilaclari posete koydum ve içtiğinden emin olup kapıya yürüdüm.
Bana seslenmesiyle durdum ve ona döndüm. "Efendim Sergencigim?" Hafifçe tebessüm ediyordu. "İsmin ne?" Duvara yaslandım ve onu izledim. "Ne güzelmiş senin gülüşün. Ismim Tahsin." Hafifçe kızarmasından anladım utandığını bu beni güldürdü. "O güzel gülümsemeden mahrum bırakma bizi olur mu? Hadi görüşürüz." Odadan çıktım ve kapıyı kilitledim.
Çok tatlı bir çocuktu. Hayatında hiç mi kimse bunu ona söylememişti gerçekten bence çok hakediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
FanfictionOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.