Bir süredir yazmaya çok üşeniyorum ama bir şeyler denemek istedim. Değişik oldu ama umarım beğenirsiniz<<3
(Ekleme yazarken çok zordu aksiyona cokta gerek yokmuş :()=#=
Tahsin'in gözünden;
Başımı hafifçe salladım. "Bu kötülüğü kendine yapma zaten." Sergen belime masaj yapıyordu. "Sana onlar mı zarar verdi?" İlgiyle beni izledi ve cevap için gözlerimin içine baktı. "Onlara bu dünyayı zehir edeceğim o zaman." Güldüm ve yanağını tutup kendime çektim. Yanağını uzunca öptüm. "İlk önce hastaneden ve benden kurtulmalısın bayım." Sergen'in hoşuna gitmişti. "Senden kurtulmak mı? Asla.. bu hayatta isteyeceğim son şey bile değil bu Tahsin'im."
Yanağını tekrar uzunca öptüm. "Acaba başka şekilde başka bi yerde tanışsaydık nasıl olurdu." Sergen gülümsedi ve örtüyü üstümüze çekti. "Hadi biraz hayal kuralım bununla ilgili." Başımı salladım ve düşünmeye başladım. O sırada Sergen bir senaryo anlatmaya başladı.
Bence benim restoranıma gelirdin ve öyle tanışırdık.
=#=
Safanur'un ayırttığı restorana gitmek için tüm arkadaş grubu hazırlanmış ve arabaya binmiştik. Bu gün benim doğum günümdü ve özel olması için çokça uğraşmışlardı. Mert ve Burcu hazırladıkları playlisti açmış sohbet ediyorlardı. Ben ve Safanur ise şarkıları son ses söyleyerek kendimizce eğleniyorduk.
Restoran fazlasıyla lüks ve güzel bir yere benziyordu. Arabadan indiğimiz gibi enerjisi bizi içine çekmişti. Milhan koluma girip beni fiziksel olarak da içine çekmişti. Gülerek ayırttığımız yere geçtik. Deniz manzarası çokça güzeldi. En başa oturdum. "ilk kez burası için kavga etmedik." Birbirimize gülerken şef geldi yanımıza. "Hoş geldiniz.."
=#=
"İşte tam o an ilk görüşte yine aşık olurdum sana." Elini dudaklarıma koydu. "Sus canım dikkatimi dağıtıyorsun."
=#=
Siparişlerimiz alınırken şefi izledim. Gülümsemesi çok güzeldi. Safanur siparişleri verirken beni gösterip bir şeyler söyledi ama pek anlamamıştım. Gözlerim kamaşmış kulaklarım kapanmıştı. Şef gülümseyerek bana baktı ve notlarını alıp mutfağa gitti.
Milhan gülerek beni dürttü. "Şşş.. dibin düştü adama." Safanur gülerek arkasına yaslandı. "Eeee bizim Sergen bu tabi dibi düşer. Şu restorana gelen herkes kendisine aşık olduğundan geliyor."
***
Sinirle Sergen'e baktım. "Ben bu kısmı hiç beğenmedim. Sana benden başkası hiç bir hayal evreninde aşık olamaz." Sergen gülerek bana baktı. "Aww kıskanırmış beniii." Omuz silkti. "Sadece bir hayal tahsin'im önemsiz. Hem bana aşık olsalar da ben yine seni arar bulur yine sana aşık olurdum..."
=#=
" Heyecanla yemeklerimizi beklerken denizi izledim. Şef yardımcılarıyla masamızı donattı ve yanımda durup ilgiyle bana bakarak yemekleri anlattı. "Umarım beğenirsiniz doğum günü çocuğu." Tabağıma bakıp gülümsedim. "Bu çok güzel gözüküyor ellerinize sağlık." Şef masaya kısaca göz attı. "O sizin gözlerinizin güzelliği."
=#=
Kahkahalarla Sergen'i izle-
dim. "İyi ki öyle tanışmamışız canım." Sergen dudaklarını büzdü. "Ne güzel hikaye işte." Hızlıca dudaklarını öptüm. "Bir tık komik." Sergen somurtarak sırtını döndü. "İyi susuyorum." Kollarımı beline sardım. "Küsme amaaa!" Gülerek yanağımı sırtına yasladım. "Dur bakalım devamını ben getireyim."=#=
Yemeğimi yerken bizimkilerle sohbet etmeye başladım. Şef sürekli masaya gelip gidiyordu. Safanur ayağa kalkıp bir süreliğine kayboldu. Bu çok umurumda olmamıştı ta ki masaya dönüp sırıtarak beni dürtene kadar. "ehem ehem.." Bu giriş beni fazlasıyla endişelendiriyordu çünkü sonu asla hayırlı olmuyordu. "Sana doğum günü hediyesi olarak şef aldım.." Ağzımdaki içeceği masaya püskürtüp öksürmeye başladım. " Ne yaptım dedin..?"
Safanur ayağa fırladı ve bağırdı. "Tahsin!" Mert kahkaha atarak ayağa kalktı ve yanıma gelip sırtıma vurdu. "Sakin ol." Sanırım sesimiz tüm restoranı ayağa kaldırmıştı. Hafifçe öksürüp düzeldim. "Safanur ne yaptım dedin?" Şirince sırıttı ve saçlarını kulağının arkasına itti. "Şey.. Numaranı verdim?" O sırada telefonuma baktım. iki okunmamış mesaj vardı. "Bir şans vermelisin bence." Diğerleri de onu destekliyordu.
=#=
Sergen trip atmayı bırakıp beni dinlemeye başlamıştı. "Arkadaşların hep böyle mi?" başımı salladım ve onu izledim. "Beni buradan çıkınca onlarla tanıştırsana o zaman." gülüyordu.
=#=
Telefonuma baktım ve başımı yana eğdim. "Ben bi lavaboya gideyim.." telefonumu alıp onlardan uzaklaştım. Mesajlar şeften geliyordu profil fotoğrafına baktım ve gülümsedim. Yavru bir köpekle fotoğrafı vardı. Lavaboya yürüdüm ve Selamına karşılık verdim.
=#=
"Tahsin." Gülümseyerek bana bakan gözleri izledim. "Efendim canım.." saati kısaca kontrol edip onu dinledim. "Doğum günün ne zaman? Sana küçük bir süpriz yapmak istiyorum." Kaşlarımı kaldırdım. "Neymiş o surpriz ilk önce onu duyayım." Omuz silkti ve gülümsedi. "Tarihi söyleee!" Küçük bir çocuktan farksızdı. "15 haziran canım." Başını salladı ve gözlerini kapattı. "Hadi gecelim artık şu tanışma meselesini sıkıldım."
=#=
Bir kaç ay böyle konuşmaya buluşmaya devam ettik. Resmen ruh eşiydik ayni filmi seviyor, aynı müzikleri dinliyorduk. Hatta bazen ikimizde aynayla konuşuyor gibi oluyorduk. Her şey çok güzeldi daha da güzel olacaktı. Aynı evde yaşıyorduk ben o ve köpeği.
Her iş çıkışı bana bi buket çiçek almadan gelmezdin Sergen. Evde her tür çiçek vardı. "Bakalım bu gün ne getirdin." Gülümseyerek arkasında sakladığı buketi görmeye çalışıyordum. Sergen hızlıca kollarını bana sardı ve buketi göstermeden beni kendine çekip sıkıca sarıldı. "Her gün seninleyim ama yinede özlüyorum Tahsin."
Yanağımı öpüp buketi bana uzattı. "Senin kadar güzel değiller ama olsun." Buketi alıp inceledim. Hemen hemen her gün çiçek alıyor olsamda sürekli aynı duygusallığı yaşıyordum. Ben kimim ve neden bu kadar seviliyorum? Bukete sarıldım ve dudaklarımı büzdüm. "Bunlar çok güzel.." Sergen elindeki poşeti gösterdi. "Ama asıl bomba burda!!"
Poşeti aldım ve içine baktım. Bir kutu dolusu tatlı vardı. "Tanıştığımız gün yediğinizden." Omzunu duvara yasladı ve beni izledi. "Bizzat ben yaptım ve birazını senin için kaçırdım."
Onu salona götürdüm ve iki kaşık aldım. "Hadi yiyelim hemen!" Gülerek koltuğa oturdum ve kutuyu açtım. "Mmh.. enfes gözüküyorlar." Onu yanıma çektim ve kaşığıma tatlı alıp ağzına uzattım. "Uçak geliyooo!" Sergen ağzını açarken kaşığı kendi ağzıma sokup güldüm. "Ama ya!" Dudaklarını büzdü. "Bu karşılıksız kalmayacak bi kötülük." Tatlıyı kucagımdan alıp masaya koydu ve beni gıdıklamaya başladı.
*
*
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
Fiksi PenggemarOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.