Tahsinin gözünden;
Hastaneye girdigimde randevuma geç kalmıştım. Hızlıca odama girdim ve ceketimi çıkarttım. Hastayı içeri çağırdım ve mahçupluğumu belirttim. Hasta pek önemsememişti. Onu koltuğa yönlendirip gülümsedim. "Hoşgeldiniz.. Alican bey." Dosyasını kısaca inceledim. "Hoşbuldum." Neredeyse otuz iki dişiyle beraber gülüyordu. "Sizi arkadaşım önerdi iyi bir doktormuşsunuz." Ellerimi yanaklarıma, dirseklerimi masaya yasladım ve onu izledim. "Teşekkürler. Şikayetiniz neydi?"
Hasta insomnia olduğunu anlattı bir süre gözlerinden okunuyordu ama o keskin bakışlı gözlerin altları mosmordu uykusuzluktan. Sohbetimiz çok güzel akıyordu. "Çay kahve?" Ayağa kalktım ve telefonu elime aldım. "Gerçi sana kafein vermeyelim ki daha çok tetiklemeyelim." Gülümsedim ve başını eğip beni izleyen hastaya baktım. "Hmm.. alkol tercih ederim aslında ama yoktur hastane sonuçta. Su alabilirim." Başımi salladım ve kendime kahve ona su söyleyip masama döndüm.
Gülümseyerek bana bakıyordu. "Aslında.. bu seanstan sonra bir de dışarda mı görüşsek?" Kuru dudaklarını yaladı ve cevabımı bekledi. Aklım karışıktı. Arkadaşça bir buluşmadan ne olabilirdi ki? Başımı salladım. "Olabilir."
Saate baktı ve suyunu tekleyip ayağa kalktı. "Harika.. seni nerden alayım akşam." Onu izledim. "Ben gelirim aslında konum atarsan." Başını iki yana salladı. "Olmazzz seni alacağım." Gülümseyerek uzun ve siyah trenckotunu giydi. "Telefon numaram orda yazıyor olmalı. Bana konum at bes dakika icinde gelirim." Göz kırpıp odadan çıktı.
Alican'ın gözünden;
Ensemi kaşıdım ve gülümseyerek Barış'ı bulmaya gittim. Bu iş kolay olacaktı. Ehh.. cazibene kim dayanır oğlum? Kendi kendime gülerek Barış'ın arkasından yaklaşıp omuzlarına sarıldım. "Selam canım." Sıkıca onu kendime çekip güldüm. "Bıraksana beni Alican!" Yanağını öpüp kollarımı sıkılaştırdım. "Kurtulsana." Sessiz ve ıssız bir koridordaydık kurtulmak için debelenirken kimsenin umursamayışı işlerimi kolaylaştırıyordu. O sırada ayağıma basıp beni sırtıyla itmesiyle ikimizde yere düştük. Tabi o benim üstüme düştüğünden pek bi hasar almamıştı.
"Napıyosun lan gören olsa?" Gülümseyerek ona baktım. "Bir şey olmaz.." yerde sırt üstü uzandım ve gözlerimi kapattım. "Ahh doktor ölüyorum." Sırıtmamaya çalıştım ve yerde kıvrandım. "Doktor yetiş.." Barış hafifçe karnıma vurdu ve başını sallayıp yürümeye başladı. "Hasta seçiyorum ben kötü doktorum." Ayağa kalktım ve somurtarak duygu sömürüsü yapmaya çalıştım. "Amaaaa.. ağlarım kii." Ama Barış pek umursamadı. "İyi ya ben gidiyorum akşam bi date var da." Gülümsedim ve ellerimi cebime soktum. "Bu Sergen'i Dilara'dan önce çıkartmalıyız o yüzden planladım bir şeyler."
Hastaneden çıkıp evime doğru yola çıktım. Bu benim tek şansım olabilirdi. Oflayarak saatime baktım ve eve gidip akşam için hazırlandım. Gömleğimi iliklerken telefonuma gelen mesaja baktım ve sırıttım. "Ah be doktor."
Alican:> Birazdan ordayımm(;
Parfümümü sıkıp son kez aynaya baktım. Simsiyah olmuştum ama ayrı bir havada vardı üstümde. Arabama bindim ve konuma doğru yol aldım. Sokağa girmeden güzel bir müzik açıp arabaya parfüm sıktım. Her şeyi kontrol edip kornaya bastım. Önüne parkedip ona baktım. "Selam."
Arabaya binmesini izledim ve iç geçirdim. "Evet karnımız aç mı? Benim öyle valla bi yemek yiyelim ilk." Güldüm ve arabayı çalıştırdım. "Güzel bir restorana rezervasyon yaptırdım. Beğeneceğine eminim-" o sırada Tahsin lafımı böldü. "Alican bu arkadaşça bir buluşma tamam mı? Ben ilk kez bir hastamla böyle dışarı çıkıyorum ve yanlış anlaşılmak istemiyorum o yüzden baştan söyleme ihtiyacı hissettim." Ona baktım ve güven verirce omzunu sıktım. "Zaten öyle emin olabilirsin." Restoranın otoparkına girdim ve arabayı valeye verdim.
Tahsin'in gözünden;
Geldiğimiz restoranı inceledim ve onun arkasından içeriye yürüdüm. "Kebapçıya mı geldik harbiden?" Gülerek bana baktı. "Üzgünüm ben Adanalıyım." Gülümsedim ve başımı salladım. Restorana girdik ve deniz kenarında kumsala kurulan masalardan birine oturduk. "Bilseydim daha yazlık giyerdim." Gülümseyerek beni inceledi. "Böyle de iyisin ya." Garsonu çağırdı ve sipariş verdi. "Rakı mı şalgam mı?" Güldüm. "Adana gecesi mi yapıcaz illa? O zaman şalgam olabilir." Başıni salladı ve garsona döndü. "Ben hem şalgam hem rakı istiyorum." Kaşlarımı kaldırarak onu izledim. Garsonu gönderip bana baktı. "Ne oldu canım? Şalgam ve rakı güzel gider." Omuz silkip güldüm. "Bilmiyorum.." başını salladı. "Denersin benden."
Cebindekileri masaya bıraktı ve ensesini kaşıyarak denize baktı. "Hastanede çok olay oluyor mu?" Başımı salladım ve masadaki peçeteye şekil verdim. "Hastalar hakkında konuşmam pek etik değil ama evet biraz öyle." Alican ilgiyle peçeteyi izledi. "Işiniz zor.. bizim gibi delilerle uğraşıyorsunuz." Karşılıklı güldük ve gelen yemeklerimize baktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
FanfictionOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.