Bir anda kendimi yerde bulmuştum. Doğruldum ve arabanın gidişini izledim. Az önce yaşadıklarımı algılamakta sorun çekiyordum. Elimi belime koyup ayağa kalktım. "Sikeyim böyle işi.." Belim fazlasıyla sızlıyordu. Zorlukla hastaneye döndüm. O sırada Çağatay yanıma hızlıca geldi. "Tahsin? Iyi misin?" Ayakta zorlukla durdugumu görünce kolunu belime sardı.
"Hadi gel seni odaya götüreyim çok kötü görünüyosun." Reddetemeyecek durumdaydım ve başımı sallayıp ondan destek alarak odama yürüdüm. Odaya girdiğimizde koltuğuma yöneldim. "Biraz önce iyiydin Tahsin. Ne oldu birden? Dışarda mı bir şey oldu?" Kendimi koltuğa attım ve dudaklarımı büzerek ona baktım. "Bu doktorluk hiç keyifli bir şey değilmiş." Yanıma endişeli şekilde oturdu. "Hastan mı saldırdı yine?"
Omzuna başımı koydum. "Hayır.." dudaklarımı keyifsizce büzdüm ve anlattım. "Çağatay ben ne yapacağımı bilmiyorum artık." Gergince ellerimle uğraşırken Çağatay kollarını bana sardı ve belimi ovdu. O da fazlasıyla sinirlenmişti. "Bunu baş hekimle görüşeceğim Tahsin." Dolan gözlerimi kapattım. "Teşekkür ederim."
Çağatay gülümsedi ve yanağımı sıktı. "Hadi sen uzan şurda biraz." Beni yatırdı ve iç cekerek odadan çıktı. Aklım Sergen'deydi. Onunki de eminim bendeydi. Ofladım ve zorlukla ayağa kalktım. Canım fazlasıyla yanıyordu ama onu habersiz bırakmak istemiyordum.
Sergen'in gözünden;
Tahsin odaya girdiğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. "Nerde kaldın-- Ne oldu lan sana?" Yanına gidip kolumu beline sardım. "İyi misin?" Tahsin özür dilerken onu kucağıma aldım ve yatağa taşıdım. Canının çok ağrıdığı yüzünden okunuyordu. Onu yatırıp saçlarını düzelttim. "Sergen.. Senin bu mafya kılıklılarla ne işin var?"
Aklıma gelenle daha çok sinirlenmiştim. "Onlar mı yaptı bunu?" Dudakları büzülüyordu. "Neden sana bu kadar takıklar?" Yanına oturdum ve başını dizime koyup saçlarını okşadım. "Hatırlıyor musun bahsetmiştim liseden arkadaşım diye." Huzursuzca ofladım. "Ben hiç bir zaman sevilen bir insan olmadım. Diyorum ya ailem bile sevmedi beni. O dönem Dilara'yla tanıştık. Benimle vakit geçiren ve sevildigimi hissetiren tek insandı."
Anlatırken o anlar gözümde canlanıyordu. Dilara'yla gittiğimiz sinemalar, tiyatrolar beraber yediğimiz yemekler...
"Sonra lise bittiğinde o erkek arkadaşına uyup bu tür illegal işlere girdi. Aramız gittikçe açılıyordu. Bilmiyorum sanırım bunu bi manipüle taktiği olarak kullandı. Sonuçta karşısında hiç sevilmemiş ergen liseli bir çocuk vardı." Burukça gülümsedim ve duvarı izledim. "Bu illegal işlerinin içine sokup beni bi bakıma kullandılar bir süre. Benim gibi bir sürü insanı kullandılar."
Tahsin merakla beni izliyordu. Ona bakıp gülümsedim ve eğilip yanağını öptüm. "Ne kadar işlerini görürsem o kadar sevildiğimi hissediyordum ama bir süre sonra uyandım bu saçma durumdan. Beni kim karşılıksız severdi ki? Annem babam bile bir kez başımı okşamamışken." Sesimin titrediğini hissettiğimde bir süre sustum. Tahsin'de ağlamak üzereydi tereddüt etmeden doğruldu ve bana sıkıca sarıldı.
"Ben seviyorum Sergen. Hep seveceğim." Gözyaşlarım akarken gülümseyerek onu izledim. "Biliyorum Tahsin'im." Onu kendime dikkatlice çekip sarıldım. "Kalbimdeki tüm eksiklikleri tek gülüşünle dolduruyorsun. Bu hayatta ki tek eksiğim, tek ihtiyacım senmişsin." Tahsin'i aşkla izledim ve hafifçe egilip dudağını öptüm.
Belini okşarken hissettigim o güzel sevilme hissine bıraktım kendimi. Gerçekten sevildiğimi hic böylesine hissetmemiştim. Tahsin özeldi ve bi' o kadar güzel.. başını omzuma koyup huzurla iç geçirdi."Peki şuan ki derdi ne sence?"
Yanağımı saçlarına yasladım ve gözlerimi kapattım. "Beni tekrar o batağa çekebileceklerini düşünüyorlar. Bana ihtiyacları var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
FanfictionOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.