=15=

218 25 57
                                    

Tahsin'in gözünden;

       Test odasında Mert'in yanına gittim ve bir süre orda oyalanıp odaya döndüm. "Selamm" gülerek yatağa oturdum. "Telefonumuda unutmuşum kaçarken tam rezilik." Sergen gülümseyerek bana baktı. "Telefonun çaldı doktor odadayken." Ellerimi yanaklarıma koydum. "Şaka yapıyorsun.. farketti mi peki?" Hayir dercesine kafasını salladı ve telefonumu verdi. "Al bakalım." Mesaj atana baktım ve ofladım. "Bu Çağatay kafayı taktı.." Sergen'in yanına uzandım ve gülümsedim. "Neden böyle yapıyor?"

     "Çünküüü... benim eski sevgilim ve hala ufak tefek takıntıları var. Seninle yakınlaşmam falan onu sinir ediyordur." Kollarımı ona sardım ve başımı göğsüne yerleştirip gözlerimi kapattım. "Umarım bizi yakalamaz ama.. gidip baş hekime her şeyi anlatırsa her şeyim sona erebilir." İç çektim. "Dört sene boşuna okumuş olmak istemiyorum.." Sergen'in huzursuz hissettiğini anlayıp ona baktım. "Senden ayrılmakta istemiyorum."

      Gülümseyerek gözlerini izledim. "Eski sevgilin demek.." çok gergindi ve beni korkutuyordu. "Ve sen hala onunla samimisin." Yanağımın içini ısırdım. "Sadece aynı hastanede olduğum için muhattapta olmak zorundayım. Çok bayılmıyorum kendisine." Sergen doğrulup yataktan kalktı. "Birde bayılsaydın."

    Dudaklarımı büzerek ona baktım. "Neden kalktın?" Sergen sessizce odanın banyosuna girip kapıyı kapattı.

   Sanki hala deliler gibi aşığım dedim. Sadece onun derdini söyledim. Of offf..

Ayağa kalktım ve kapıyı caldım. "Sergeeeenn.. yapma böyle üzülüyorum ama!" Dudaklarımı büzdüm. "Gideyim o zaman odadan istemiyorsan beni." Odadan çıktım ve keyifsizce odama yürüdüm. O sırada Çağatay kolunu omzuma sarıp kendine cekti. "Selam yakışıklı." Kaşlarımı cattım ve onu ittim. "Hastanedesin kendine gel. Karşındaki sevgilinde değil onuda hatırla bence."

      Çağatay şaşırmıştı. "Yapma böyle.." kolunu cimcikledim. "Çağatay zorlama." Odama girdim ve  kapıyı suratına carptım. "Gerizekalı ya.." masama oturdum ve hastalarımın işlerini halledip hastaneden çıktım. Gülümseyerek hastaneye yakın bir çiçekciye yürüdüm. "Merhaba, kimse var mı?" Tezgahın arka kapısından gözleri yüz metreden dikkat ceken bir çocuğa baktım.  "Buyurun hoşgeldiniz." Önlüğündeki kartta Sefa yazıyordu. "Merhaba ben kücük bi buket yaptırmak istiyorum. Kücük bir özür icin ama nasıl bir şey yapmalıyım bilmiyorum." Gülümseyerek bana çiçekleri gösterdi. "Barışmak icinse sana pembe ve beyaz lalelerden bir buket yapabilirim." Gülümsedim ve başımı salladım. "Harika olur." Buketi hazırlamasını bekledim ve ücreti ödeyip hastaneye yürüdüm. Dikkat çekmemek icin  sergen'in odasına girene kadar cantama koydum.

Sergen'in gözünden;

       Tahsin odaya buketle girdiğinde kaşlarımı cattım. "Girebilir miyim." Dudaklarını büzerek bana bakıyordu. Başımı salladım. "Buket kimden Cağatay'dan mı?" Bana gülüyordu. "I-ıh.. bir tahminde daha bulun bakayım." Onu inceledim ve keyifsizce omuz silktim. "Sevgililerini tanımıyorum." Yakınlaşıp elimi tuttu. "Neden öyle diyorsun." Buketi bana uzattı. "Oysaki bu buketi ben herkesten daha cok hakeden birine aldım. Minik yanlış anlaşılmaları cözmesini umarak." Gülümsememeye çalışarak buketi aldım. "Bu bana  mı harbi?" Tahsin kollarını boynuma sarıp gülümsedi. "Başka kime olabilirdi şapşik." Güldüm ve ona sarıldım. "Ama ben bu kadar şımartılmaya gelemem Tahsin bey. Altta kalamam yani." Gülerek yanağımı öptü. "Çıkınca burdan sende bana alırsın ödeşiriz ayıpsın." Güldüm. "Bir daha öpsene yanağımı." Tahsin gülümsedi ve dudaklarını yanagıma uzatırken başımı bir anda cevirdim ve dudaklarımızı birleştirdim.

=#=

:))))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

:))))

Psikolog || TahSerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin