"Tahsin... tahsin'i cağırın!" Nefesim kesiliyordu. O sırada bedenimde birkac el hissettim. Onları itmeye calışsamda pek başarılı olmamıştım. Beni yatağa bırakıp bağladılar. Doktor'un sesini duyduğumu hatırlıyorum en son. "Tahsin acil hastaneye gelmelisin.."
***Uyandığımda boğazım cok ağrıyordu ve hala yatağa bağlıydım. Sağa sola bakındım. "Tahsin?" Hala gelmemişti... gözyaşlarım boynuma akıyordu. Bir süre tavanla bakıştım ve ic sesimi duymamaya calıştım. O sırada kapı acıldı. Gelenin Tahsin olması icin dua ediyordum. "Cözün beni nolur zarar vermeyeceğim.."
Tahsin'di gelen.. başucuma oturup beni izledi sessizce. "Bana su ver nolur.." öksürdüm ve verdiği suyu yudumladım. Beni cözmesini izledim. Beni bırakıp gitmemişti ama gitmeyeceğinin kesinliği yoktu. Cözmesiyle ona sarılmam bir oldu. Son kezmiş gibi sıkı sıkı sarılıyordum.
Tahsin gülümsedi ve bana sarıldı. "Yaramaz bebek seni." Onu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı. Ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum. "Özür dilerim eğer başına bir bela actıysam." Tahsin belimi okşuyordu. "Hayır acmadın ama bir acıklama bekliyorum yani."
"Şey... kabus gördüm." Tahsin gülümseyerek gözlerime baktı. "Beni sadece işin olarak mı görüyorsun? Yani bir gün tedavi olduğumda yollarımız sonsuza dek ayrılacak mı?" Somurtarak ona baktım. Verecegi cevap beni korkutuyordu ancak korktugum tarzda bir cevap gelmemişti. Yanaklarımı avuclarının icine alıp kendine cekti.
"Sergen ben seni sevdiğim için bu saate buralara geldim. Hastam olduğun icin değil. Ben seni sevdiğim icin odandayım sürekli hastam olduğun icin değil. Seni seviyorum. Seni hic bırakmayacağım. Ölsem bile ruhumla cevrende gezicem söz veriyorum." Gülerek yanaklarımı sıktı. "O yüzden artık endişelenmeyi bırak benim icin.." başımı salladım ve gülümseyerek gözlerini izledim. Hislerinin aynasıydı gözleri. Yalan söylemediğini ordan anlayabiliyordum. Bir kolunu belime sarıp yanağını saclarıma yasladı. Telefonuna mesajlar geliyordu. "Bir sorun mu var?" Tahsin mesajları okudu ve göz devirdi. "Önemsiz canım." Başımı salladım.
Çağatay:> yine hastanın mı odasındasın yirmi saattir?
Çağatay:> Tahsin?????
Çağatay:> illa oraya mı geleyim?
Bir anda Tahsin ayağa kalktı ve yanağımı öptü. "Şimdi buraya bir doktor gelicek ona buraya bu gün sadece ilac vermek icin geldiğimi söyleyeceksin tamam mı?" Gülüyordu. "Ne hale düştük ya. Neyse bu benim için cok onemli gelince anlatırım sebebini." Yanağımı öpüp hızla odadan cıktı. Yanıma baktığımda telefonunu burda unutmuştu. Telefonu elime aldım o sırada kapıdan gelen anahtar sesiyle telefonu yastığımın altına teptim. "Nolur bildirim gelmesin.."
iceri giren doktor agresifce iceriye bakarken bu beni katla germişti. "Sergen bey doktorunuz en son ne zaman odanıza geldi?" Doktor beni germişti. "Kriz gecirdigimde kontrole geldi bide ilac saatinde.." aklım yastıktaki telefondaydı. Cok gerilmiştim ve korkmuştum. "Pekala.. gecmiş olsun. Eğer görürsen Çağatay seni odasında bekliyor dersen sevinirim." Kapıya yürürken bildirim sesi geldi ama yastığa yatıp sesi bastırdım. Doktor odaya tekrar bakındı ve odadan cıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
FanfictionOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.