Odadan çıkarken kendimi kötü hissetmiştim. Şuana kadar gördügüm hiç bir hasta bu kadar üzmemişti beni. Dağ gibi çocuk nasılda yıkılmıştı. Aile ne kadar önemli bi faktördü yaşamımızda. İç geçirerek odama geçtim. Kitaplığımı düzeltmek ve dikkatimi dağıtmak istemiştim. Ama anlattıkları beynimden çıkmıyordu.
Odamı düzenledim ve günlük hasta muayenelerimi gerçekleştirdim. Toplum gerçekten kötü bi durumda diye düşündüm. Herkes depresyonda herkesin aklında bir intihar düşüncesi. Bana bu bölümü yazarken önü açık demişlerdi ama milleti bu kadar delirteceklerini tahmin etmemiştim.
Kafamı toparlayacak bir müzik açtım ve ceketimi aldım eve gidip biraz dinlensem iyi olacaktı. Odadan çıktım ve kapıya doğru yürüdüm. Sergen'in odası kapıya yakın bi yerdeydi. Cebimdeki anahtarı çıkartıp odasını açtım. Güzelce uyuyordu. Hafifçe gülümsedim ve kapıyı kapatıp hastaneden çıktım. Uyurken huzurluydu en azından yani öyle umuyordum.
O benim ilk tamamen sorum- luluğu bana ait hastamdı. O yüzden onu fazlasıyla önem-
siyordum. Arabama giderken arkamdan Çağatay ve Mert geldi. "Ooo selam losers." Güldüm ve onlara baktım. Mert göz devirirken Çağatay omzuma vurdu. "Sus be sensin loser." Kahkaha attım. "Hadi gelin bi kahve ısmarlayayım size." Onay aldıktan sonra arabaya bindim ve yakındaki güzel bi kafeye sürdüm.======Timeskip======
Sergen'in gözünden;
Uyandığımda istisnasız her yerim ağrıyordu. Yatakta sırtüstü uzanıp agrıyla mırıldandım. Yavaşça kalkıp odaya göz gezdirdim. Güzel bir odaydı. Küçük televizyonumu odada ses olsun diye açtım ve küçük banyosuna girip elimi yüzümü yıkadım. O sırada odama birinin girmesiyle kapıya baktım gelen dünkü doktordu.
Elinde iki kahvaltı tabağıyla gülümseyerek bana bakıyordu. "Günaydın Sergen bey, kahvaltınız geldi." Koltuğa oturdu ve masaya tabakları koydu. "İkiside mi benim için?" Sorgularca yüzüne bakarken güldü. "Ay o kadar yiyebilceksen vereyim." Hafifçe tebessüm edebildim ve yanına oturdum.
Gülmek istiyordum ama icimdeki duygular izin vermiyordu. "İlk kahvaltını beraber yapalım istedim." Tabağımı önüme çektim ve başımı salladım. "İyi yapmışsın." Bozulmuş sargılarımı duzeltmeye çalıştım ve yemeğimi yemeye başladım. " yemeğimizi yiyelim sonra sargılarını değiştirelim olur mu?" Başımı salladım ve yemeğimi yemeye devam ettim.
Yemeğimiz bittikten sonra beni yatağa oturttu ve pansuman malzemelerini almaya gitti. Yaşadıklarım gözümün önünü terketmiyordu. Dolan gözlerle camı izledim. O sırada kapı açılış sesiyle gozlerimi hemen silip kapıya baktım. "Geldiiiimm." Sürekli gülümsüyordu enerjisi içimi ısıtsada pek tepki veremiyordum.
Yatağa oturdu ve sargılarımı dikkatlice açtı. Gülümsemesi solmuştu kesikleri görünce. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Çok kötüler değil mi?" Doktor hafifçe başını salladı ve pansuman yapıp dikkatlice sardı. "Ama söz veriyorum sana hem kollarındaki hem kalbindeki yaraları böyle saracak, iyileştireceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog || TahSer
أدب الهواةOnu kaybetmekten cok korkuyordum. O karanlığımdaki güneşimdi etrafımı aydınlatmış görebilmemi sağlamıştı ve ben o karanlıga geri dönmek istemiyordum.