1.Bölüm

920 223 1.5K
                                    

Başladığınız tarihi yazarsanız çok mutlu olurum <3

BAŞLANGIÇ

Bembeyaz kar taneleri narin bir şekilde yavaşça yerlere doğru inmeye başladığında,Aslı'nın evinin bahçesi büyülü bir masala dönüştürdü. Her yıl olduğu gibi, kışın gelişiyle birlikte başka bir öykü daha başlamak üzereydi.

Aslı, güneşin ilk Işık'larıyla sıcacık evinde uyanmanın huzuruyla güne başladı. Ev, yıllar içinde Aslı'ya adeta bir kale gibi gelmeye başlamıştı. Dışarıdan bakıldığında sadece ahşap kapı ve iki küçük pencere göze çarparken, Aslı için bu ev bir sığınak gibiydi.

Pencereden dışarı baktı. İşe giden insanları, postacıları görüyordu. Dışarı çıkamasa bile insanları gözlemlemek hoşuna gidiyordu. İçinden şarkısını mırıldanarak, üzerinde beyaz bornozu ile mutfağa doğru yöneldi. Bir kırmızı şarap açtı ve kadehine doldurdu. Bu her sabah yaptığı bir şeydi, bu yüzden tezgahın üzerinde bir sürü tirbuşon duruyordu.

Bir yandan şarabını yudumlarken, bir yandan ise kızının en sevdiği yemek olan lazanyayı yapmaya başladı. Lazanyayı büyük bir özenle hazırladı. Beyaz güveç tenceresine yerleştirdi ve fırına koydu. Fırının içine bakarak;

- Sanırım bu sefer oldu.

Dedi. Aslı, lazanya tarifini bir türlü beceremiyordu, ancak kızının sevdiği yemek olduğu için öğrenmekten vazgeçmiyordu. Bu onun için bir tutkuydu, bağlanma şekliydi.

Çok geçmeden fırından taze sıcak kokular gelmeye başlamıştı. Aslı heyecanla fırının kapağını açtı, çıplak elleriyle onu tuttu. Güveç'in sıcaklığı ile elinden düşürdü. Lazanya yenmeden yerlere dökülmüştü. Aslı şaşkınlıkla güveç'in kırılan parçalarına bakıyordu.

- Olamaz! Yine beceremedim.

Aslı bu üzüntüye durduğunda bir şey fark etti. Kızı daha okula gitmemişti. Koşarak odasına koştu, kızının yerde bebekleriyle oynadığını gördü. Kapıya dayanıp kızını seyretti ve sakin bir ses tonu ile;

- Tatlım, okul servisin gelecek hadi hazırlan.

Kızı başını kaldırıp annesine baktı. Mutsuz görüyordu.

- Anne unuttun mu?

Dedi. Aslı neyi unuttuğunu bilmiyordu. Bugün tatil miydi. Yoksa hasta mıydı. Şaşkın gözlerle kızına baktı.

- Neyi hatırlamam gerekiyordu tatlım?
- Okula gidemem anne... okula gidemem

Aslı nedenini soracakken kapı çaldı. Gelenin kim olduğunu bilmiyordu. Kızı ise oyun oynamaya devam etti.

Aslı, kızının bu halini anlayamadı. Kapıyı açmak için aşağı inerken gözleri hep kızının odasına bakıyordu.
Kapıyı aralayıp dışarı baktı. Gelenin yabancı bir kadın olduğunu gördü. Kendisini ilk defa görüyordu. Kadın, Aslı'nın açtığı aralıktan bakmaya çalışıyordu.

"Kadın"
- Merhaba. Kusura bakmayın buraya yeni taşındım, yanınıza. Yanlışlıkla bahçenize önemli bir eşyam düştü, onu almaya geldim.

Aslı kadına hala tuhaf gözlerle bakıp süzüyordu. Kadın Aslı'nın bu halini adını söylemediği için olabilir düşüncesi ile kendini büyük bir cömertlik ile tanıttı.

- Ah, kusura bakma adımı söylemedim ben Şeyma.
Şeyma, Aslı'ya elini kibarca sıkması için uzattı. Aslı kapıyı biraz daha araladı, artık evin içi gözüküyordu.
- Sorun değil. Ben Aslı.

Deyip elini sıktı.
Şeyma, yüzündeki tebessümü hiç eksiltmeden, sorduğu soru için onay bekledi. Aslı şeymanın bu düşünceli halini anlamıştı.

Derin KabusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin