Başlangıç

377 147 720
                                    

Amir, yatağın altına dikkatlice baktı. Beyaz bir tozla daire çizilmiş, içinde garip bir sembol duruyordu. Aslı, eliyle ağzını kapamış olan biteni izliyordu. Amir, sembolün olduğu yere eğildi. İnceleme ekibinden bir eldiven istedi. Beyaz toza dokundu, iki parmağı arasında tutuyordu. Hafifçe dilini değdirdi. Bu tuzdu, bir şeyle yapıştırılmış gibi hiç dağılmıyordu.

Aslı ortadaki sembole dikkatlice baktı. Bu sarı renge boyanmış bir kafatasıydı. Kalbi hızlıca atmaya başladı. Garip bir şekilde bu sembolü tanıyor gibiydi. Bir anda yine o zihninde garip şeyler canlanmaya başladı. Bu sefer ki daha çok belirgindi. Yüzünü görmediği bir adam vardı, bir şeyler fısıldıyordu ama tam ne dediğini anlamıyordu. Kimdi bu adam? Evinde nasıl girmişti? Aslı kendini geriye attı, kapıya dayandı. Zihninde dolaşan bu şey, her neyse, onu kasvete itmişti.

Amir kafatasına dikkatlice bakıyordu. İnsan mı, yoksa bir hayvana mı ait olduğu belli değildi. Fazlasıyla deforme olmuştu. Elindeki eldivenleri çıkartmadan kafatasını kaldırmaya çalıştı, ama yerinden kıpırdamıyordu. Amir bu olayın tek bir cinayet ve kaçırılma olmadığını görüyordu. Polislere döndü, kafatasını göstererek:

- Bunu da otopsiye gönderin. Burası git gide garip bir hal alıyor!

Amirin anlından ter akıyordu. Garip bir dolap dönüyordu, ama bırakmaya hevesi yoktu. Olay yeri inceleme ekibi odadaki tüm eşyaları kontrol etmişlerdi ve artık işleri bitmişti.

Aslı, kızının odasına dikkatlice bakıyordu. Odada böyle bir şeyin var olduğundan haberi yoktu. Amir, Aslı'ya bakarak dışarı çıkması için işaret yaptı, ne olduğunu ve amirin neden onu çağırdığını biliyordu.

Amir hemen derin bir nefes aldı, bahçeye doğru yürüdü. Hemen cebindeki sigara paketini çıkartıp bir dal sigarayı ağzına koydu. Aslı arkasındaydı, Anıl ise mutfak kapısının tam yanında duruyordu. Ne bulduklarını merak ediyor gibiydi. Amir sigarasını yaktı. Biraz içine çektikten sonra konuşmaya başladı:

- Yukarıdaki anlamsız şeyler ve kafatasında ne?

Aslı, anlamsız ve korkmuş gözlerle amire bakıp konuşmaya başladı:

- Ben böyle bir şey görmedim. Bilmiyordum.

Amir  sigaranın dumanını biraz daha çekti, Aslı'ya suçlayıcı ve alaycı gözlerle bakıyordu.

- Bilmiyordun demek, Yukarıda bir cesetin kafası var ve sen bunu bilmiyor musun!

Anıl hemen içeriye girdi, Aslı'nın kolundan tutmaya çalıştı fakat Aslı hemen kolunu geri çekti.
Amir Anıla döndü, sigarasını ağzında tutuyordu. Bir sinirle izmariti bahçeye doğru attı. Elindeki dosyayı açtı ve Aslı'yla anıla gösterdi.

- Bunu görüyor musunuz. Bugün bulunan ceset, kadının ağzına bakın! Görüyor musun Aslı bugün senin bahçende bulunan iple aynı renk!! Kadının kafatasında kocaman bir delik var ve bu delik senin küçük kızının odasında bulduğumuz kafatasıyla aynı! Farkında değilsiniz ama şu an şüpheli durumdasınız özellikle de sen Aslı!

Bunları söylerken, Aslı'yı suçlamak için demiyordu ama gözlerini açması için uyarıcı bir tavrı vardı. Elindeki dosyayı kapattı. Amir aslıya doğru eğildi, anılın duymayacağı bir ses tonuyla:
- Bana masum olduğunu ıspatla!

Aslı bunu duyunca, gözlerini kocaman açtı. Amir Aslı'dan gözlerini kaçırmıyordu. Anılın da duyacağı şekilde sözüne devam etti:

- Kızınızı bulmak istiyorum ama bu olay için sizin de bana yardım etmeniz gerekmekte. Yoksa üzgünüm ki, ne kızınızı bulabilirim ne de eskisi gibi yaşamamıza izin veririm. Direk sizi tutuklarım!

Derin KabusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin