Geçmişten bir kesit
1 Mart 2016
Yer İstanbulİstanbul, beyaz örtüyle kaplı sokaklarında hafif bir kar yağışı etkiliyordu. Aslı'nın kocası, kızı ve Severus adlı köpekleri vardı. İstanbul'a dün taşınmışlardı. Bu ev, Aslı'nın annesinden kalmış ve aile yadigarıydı. Aslı çok küçükken erkek kardeşiyle birlikte bu evde yaşarlardı. Neden taşındıklarını bilmiyordu, ancak annesi o günden sonra çok değişmişti. Üç yıl sonra taşındıklarında annesiyle babası ayrıldı ve annesi kayıplara karıştı. Babası karısı için hiç endişelenmemişti, ancak Aslı her zaman annesinin gitmesinde babasını suçlamıştı. Erkek kardeşi ise yurt dışında yaşadığı için Türkiye'ye hiç gelmiyordu.
Aslı birkaç ay önce annesinin öldüğüne dair bir haber almıştı. Sonrasında Aslı'nın babası arayarak evi ona verdiğini söylemişti. Şaşırsa da buna mutlu olmuştu, zira kardeşi bu evde ilgilenmiyordu, bu yüzden taşınabilirdi. Artık kendine ait ve bahçesi olan büyük bir eve taşınacaklardı.
Eve vardıklarında düşündüğünden daha iyi durumda olduğunu gördü. Evin beyaz boyası sadece kalkmıştı, ama içerisi iyi görünmüyordu. Aslı'nın ailesinden kalan eşyalar beyaz bir çarşafla kapatılmıştı. Merdivenler hala sağlamdı, hatta kardeşiyle merdivenin alt duvarlarına çizdikleri resimler bile duruyordu. Büyük bir heyecanla evi gezerken kocası da eşyaları taşıyordu. Aslı, dış kapının yanında duran aynalı komidine dikkatlice baktı. Bir tek bunun üzerini kapatmamışlardı.
Kocası taşıdığı kolilerin bir kısmını merdivenin yanına, bir kısmını da salona taşıyordu. Aslı'nın dalgın halini görünce yanına yavaşça geldi. Aslı ile aynadan göz teması kurdu ve sakin bir ses tonuyla sordu:
- Tatlım, iyi misin?
Aslı hafif bir tebessüm etti, kocasına döndü ve ellerini kocasının boynuna sararak cilveli bir ses tonuyla yanıt verdi:
- Sen yanımdasın, nasıl iyi olmam?
Dedi ve yanağına bir öpücük kondurdu. O sırada Aden (kızı) ve köpeği Severus bahçede oyun oynuyorlardı. Aden elindeki topu uzağa atıyor, Severus ise o yöne doğru koşup topu getiriyordu.
Aslı, beyaz çarşaflarla örtülü olan mobilyaların üzerlerini açmaya başladı. Toz bulutu anında salonu kaplamıştı. Eşyaları tamamen açtığında, çocukluğu daha belirgin hale gelmişti. Aralarında bir gramofon da vardı. Yavaşça yanına yaklaştı ve küçükken annesinin her gece bunu dinlediğini hatırladı. Şarkının sözleri garipti ve bir anlamı yoktu, annesinin neden bu şarkıyı dinlediğini hiç anlamamıştı. Salonu biraz daha inceledikten sonra oradan ayrıldı. Yukarıda odalar yer alıyordu. Merdivenler dönemeçli ve genişti. Duvarlarda garip semboller vardı ve Aslı bunları görünce sinirlendi. Kocasına merdivenlerden seslendi:
- Tatlım, merdivenlerdeyim. Bir gelebilir misin?
Kocası merdivenlerden ağır adamlarla çıktı ve Aslı'nın yanında durdu. Aslı eliyle duvardaki sembolleri işaret etti.
- Bunları kim yapmış olabilir ki?
Kocası düşünceli bir tavırla Aslı'nın sorusuna yanıt aradı. Aklına gelen tek şey, pencerelerden birinin açık olduğuydu, çünkü kapıda herhangi bir zorlama belirtisi yoktu. Kocası, Aslı'nın ellerinden tuttu ve güzel bir tebessümle dert etmemesini söyledi. Merdivenden aşağı inerken ekledi:
- Hem evde badana yapılacak. O sırada kapıları ve camları da yenileriz.
Aslı'nın içi biraz rahatladı. Duvara son bir kez baktıktan sonra yukarı çıkmaya devam etti.
Yukarı çıktığında koridorla karşılaştı. Küçükken bu koridor Aslı için devasa uzun gelirdi, ama şimdi hiç öyle gelmiyordu. Koridorun tam karşısında aralık bir cam bulunuyordu. Aslı, kocasının dediğini hatırladı; sanırım serseriler buradan tırmanarak giriyordu. Koridorun sağ ve solunda ikişer oda vardı. Kardeşiyle birlikte camın sağında kalan odada kalıyorlardı. İlk olarak o odaya girdi. Kağıdını açtığında, tüm oyuncakların hala yerli yerinde olduğunu görmek onu sevindirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Kabus
Mystery / Thriller"Aslı, bir travma sonrası geçmişini hatırlayamayan bir duruma düşer. Kızıyla sakin bir hayat sürerken, kapısına gelen Amir Ali, arka arkaya işlenen cinayetleri dile getirir. Bu cinayetler, Aslı için hayatını olumsuz etkilemeye başlar. Aslı, geçmişin...