7- SUGA [M]

442 26 9
                                    

~Hoseok

Yarım saat olmadan şirkete geldiğimde utans sıkıla Min Yoongi yazan kapıyı çaldım. Ses gelmeyince içeri girdim. Sandalyesinde arkası dönük oturmuş, birkaç şey mırıldanıyordu.

"Bay Min?"

Sandalyesini çevirip bana bakmış ardından pis pis sırıtmıştı. Sandalyeden kalkıp yanıma doğru adımladığında anladım. Kesin çok kötü becerecek bu adam beni. Ne ya?

Gömleğinin düğmelerini çıkarırken başka ne düşünebilirim ki. Umarım, kıçımdan sikmez de fazla bağırmak zorunda kalmam. Bir de Allah beni bu azgın heriften korusun. Yemin ediyorum çok pis bakıyor. Walla bu 1 turla yetinecek gibi durmuyor ama hadi hayırlısı.

Şey ben bir an korktum galiba. Bu -Jimin'in dediği gibi- zebani kılıklı adam beni yiyecek gibi bakıyor.

Ellerimle eteğimi aşağı doğru çekiştirmeye başladım. Birazdan zaten çıkacak, belki de yırtılacaktı ama şimdi kapalı dursa daha iyi olur. Malum karşımda ki adam oraya baka baka geliyor.

"Şey efendim...b-beni çağırmıştınız."

Gömleğini yere atıp bana yaklaştığında kapıya iyice sindim. Tanrım! Birazdan gidiyorum ben. Neyse konuyu pek dağıtmayayım malum okuyucular smut bekliyor.

Ellerini belime koyup beni kapıyla arasına sıkıştırdı. Bir eliyle kapıyı 3 tur kilitledi. Bacağını bacaklarımın arasına koyup aletlerimizin sürtünmesini sağladığında aynı anda inledik. Gözlerini dudaklarıma kaydırdığında dudaklarımı dilimle ıslattım.

"Bebeğim? O adamın ne işi vardı yanında?"

Sakince sormasına rağmen gözlerinden alevler çıkıyordu sanki. Ay bir dakika kıskanmış mıydı o beni! Neyse bahane bulmalıyım.

"Şey...şey için gelmiş."

"Ne için?"

"Efendim Şey işte...hani olur ya böyle şey...."

"Hmm anladım. Ben gelmesem yani-"

"Yok! Wallahi yok öyle bir şey! Kovuyordum ben zaten. Tam kovmak üzereydim!"

"İnanmalı mıyım?"

"İnanmalısınız."

Çapkınca kollarımı boynuna doladığımda oda bana doğru eğilmişti. Öpecekken son anda geri çekildim.

"Efendim şey..."

Gözlerimle pantolonunun önündeki şişliği gösterdiğimde belimdeki ellerini bacaklarıma koyup kucağına almıştı beni. Bacaklarımı beline doladığımda elleri arsızca kalçamı yoğuruyordu.

"Bu kalçaya kaç kişi baktı haberin var mı?"

Koca masaya beni yatırdığında elleri saten gömleğimin düğmelerine gitti. Yavaş yavaş düğmeler açıldığında esmer tenim gözleri önüne serilmişti.

"B-bay Min..."

Dudakları boynuma gidip acımasızca derimi ısırdığında inlememek için alt dudağımı ısırdım. Diliyle vücudumu boydan boya gezdiğinde, elleri de her yerimde geziyordu.

Başını boynumdan kaldırıp gözlerimin içine baktı. O sırada da elleri eteğimin fermuarını açıyordu. Bacaklarımdan çıkarttığında, altıma giydiğim kadın iç çamaşırımı gördü. Sinsice gülüp onu da çıkarttı.

"Bu etekle mi beni azdırdın?"

Şuan ben çırılçıplakken o yarı çıplaktı. Ellerim pantolonunun kemerine gitmişti. Kemeri çıkartıp, fermuarını ve düğmesini açtım. Siyah kumaş pantolonu yere düşünce gri baksırını bacaklarından çıkardı.

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin