24- YENİLİKLER

116 8 0
                                    

~Hoseok

"O'na doğru koşmak mı daha zordu,
yoksa ondan kaçmak mı?
Kollarını bana sarmasını mı istiyordum
yoksa sonsuza dek peşimi bırakmasını mı?
O'na aşıktım. Bana aşık mıydı?
Acı içindeydim, acı içindeydi.
Biz denen şey aslında neydi?
O'na doğru koştum. Ondan kaçtım.
Kollarını bana sardı. Peşimi bıraktı.
Acı her yerdeydi. Biz mi?
Konu biz olunca hiçbir şey kolay değildi..."

"Beni bunca saracak ne vardı?
Kanıma girecek,
Gözbebeklerime oturacak,
Bir senfoni gibi kulaklarımdan eksilmeyecek,
Ne vardı?
Hiç karşıma çıkmasıydın,
Bu kör olası gözler görmeseydi seni,
Ne vardı?
Güzelliğini hiç bilmeseydim,
Bir dua gibi bellemeseydim adını,
Ne vardı bütün gece,
Gözlerimi tavana dikerek,
Seni düşünmeseydim..."

"Seni seviyorum" diyor parmakları sevgiyle yüzümde gezinirken. "Birini sevmenin, sevgime karşılık bulmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu biliyorum. Bu yüzden bu iki kelimeyi senden asla esirgemeyecek kadar çok seviyorum seni..."

"Ruhum özgür kalmak için,
Feryatlar ederken sustum.
Boş gözlerle etrafa bakarken,
Yine seni buldum.
Özlemiş miyim seni?
Sevmiş miyim o kadar?
Kalbimdeki çığlıkları susturdum mu?
Yoksa sen mi sağır oldun?
Yenisi eklenen acı dolu inlemelerime,
Gerçek görünmesini umduğum,
Kahkahalarım eşlik etti.
Gülen her bir sima'da,
Yine seni buldum.
Cam kenarlarına oturdum hep.
Her yabancı yüzde, diğerine baktım.
Sağa döndüm, sola döndüm.
Yine seni buldum..."

"Bazen sözcükleri dile getirmemek için tutuyorum kendimi. Sanki dudaklarımdan çıkınca eskiyeceklermiş gibi..."

"Yarı uyanık, yarı uykuda.
Bazen sevinç, bazen kederle.
Hep sana ait yaşıyorum..."

"Şimdi kim devam etmek ister?"

Neredeyse yarım saattir kütüphanenin ortasında öylece durmuş, büyülenmiş gibi çocuklara şiirler okuyan adamı dinliyordum.

Dün tüm gece ayrılık acısının 10 bin katını çekip ağladıktan sonra kendime küçük bir bavul hazırlayıp bindiğim otobüste önüme çıkan ilk durakta inmiştim. Oradan da sora sora otel yolunu bulmuştum.

Taehyung, benim için ne kadar endişelense de ona kafa dinleyeceğimi, beni dert etmemesini söylemiştim. İkna olmuştu. Yani en azından peşime adam takmadığını umuyorum. Vardır öyle deli huyları.

Sadece birazcık uzaklaşmak istedim. Her şeyden.

Daegu'nun hiç bilmediğim bir sokağında öylece gezinirken, hayatım boyunca hiç girmediğim yerde, (kütüphane) boş boş dolanırken gördüm onları.

Neredeyse 20 çocuk yuvarlak oturmuş, mavi kazaklı adamın etrafını sarmıştı. Okuduğu şeyler beni duygulandırmaya yetmişti bile. Rafa tutunup yüzüne bakmak için eğilmiştim ki yere kapaklandım.

"Ah!"

Panikle kalkmaya çalışırken, tüm yüzler bana dönmüştü. Şansıma baya bir sövüp ayağa kalkmaya çalışırken, yüzünü görmeye çalıştığım adam yanıma gelip elini uzattı.

"İyi misiniz?"

Başımı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. Beyaz tenli, siyah kahküllü saçları, temiz yüzü, (oldukça yakışıklı yani şuan ölüp bitmek üzereyim) ile bana gülümserken, bende sahte bir gülüşle elini tuttum.

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin