15- SEKRETER

168 18 5
                                    

~Hoseok

"Yoongi! Açar mısın kapıyı? Bak yanlış anladın? Ya ne gülüyorsun ordan! Gelip kuzenini ikna etsene!"

"Bak hala gülüyor?"

"Ya siz ailecek kafasız mısınız?"

"Biri kendi kendine küsüyor, biri kendi kendine gülüyor!"

"Yoongi! Bağırtma beni ofisin içi-"

Aniden açılan kapıya mı şaşırsam, kolumdan tuttuğu gibi içeri çekmesine mi, aynı hızla kapıyı kapatmasına mı, yoksa Jungkook'un fazla sesli olmayın diye bağırıp gülmesine mi?

Sırtım kapıya çarptığında kısıkça inleyip tısladım. Elleri bileklerimi kavrayıp kapıya yapıştırmış, bir bacağını iki bacağımın arasına sokmuş aletime baskı uyguluyordu.

Sanırım en korkunç olanı yüzüydü. Yüzü sinirden olsa gerek kızarmış, bununla birlikte boynundaki ve alnındaki damarlar belirginleşmişti. Gözlerinde yanan siyah bir ateş vardı ve o ben o yangının tam ortasındaydım.

"Ne istiyorsun?"

YA SEN BENİ ETKİLEMEK İÇİN Mİ KULAĞIMA ÜFLÜYORSUN?! Bİ DE DERİN SESİ OF! SICAK NEFESİ RESMEN BENİ GÜNAHA ÇAĞIRIYOR! NE DİYCEM BEN ŞİMDİ?! SAKİN OL HOSEOK!

"A şey...b-ben...şey dicektim ya şey...ım... konuşacaktım işte."

NE DİYE KEKELİYORUM ŞİMDİ BEN?! HOSEOK! TANRIM!

"En iyisi ben sonra geleyim ha?"

Yüzüme sahte bi gülüş takıp, kapıyla arasından çekilmeye çalıştım. Bakın sadece çalıştım! Çünkü bırakmadı. Ellerim, ayaklarım ona bağlıydı resmen.

"HOSEOK! NERDESİN?!"

"BİRİ BANA HOSEOK'U BULSUN!"

"HOSEOK! HOSEOK! HOSEOK!"

Seokjin hyungun sesini duyduğumda tekrar  hareketlenmeye çalıştım ama yine bırakmadı. 

"Yoongi. Seokjin hyung beni çağırıyor."

Bir şey demeden kapının koluna bakmış, baş ve işaret parmağını bileğimden çekip, anahtarı 1 tur kitlemişti. Sonra gözleri yine bana dönmüştü.

"Aşkımla...dalga mı geçiyorsun?"

"Ne?! E ben...hayır! Öyle bir şey yok."

Kendini biraz daha bana bastırmasıyla ağzımdan bir 'ah' iniltisi kaçmıştı. Gözleri, neden böyle nefret dolu bakıyordu bana?

"Sen...benimle dalga geçiyorsun."

"Yoongi ben-"

"Sus! Kes Sesini!"

Ellerini üzerimden çekmiş, uzaklaşmıştı benden. Halbuki bir bütün gibi görünüyorduk ve alışmıştım yanı başımda durmasına. Koca masanın yanına gittiği gibi sandalyeleri devirmiş, masaya da ardı ardına tekmeler atmıştı.

"Yoongi dur ne ya-"

"Sana sus dedim! Değil mi?! Ama sen anlamazsın! Kim ne derse tersini yapmaya alışıksın!"

"Sen! Ne dediğini sanıyorsun?! Ne demek istiyorsun?!"

"Gider istediğini öper! İstediğinde elleşirsin! Kim karışır ki?!"

"Yoo-"

"Git Hoseok! Git! Seni görmek bile istemiyorum!"

"Bak sen yanlış anladın. Aslı-"

"Neyi yanlış anladım? Kuzenimin dibine girip öpecek olmanı mı?! Neden seni sürekli birileriyle oynaşırken buluyorum?! Seni milletin altından toplamaktan bıktım anladın mı?!"

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin