27- SENİNLE...

77 9 1
                                    

~Hoseok

Bana şaşkın gözlerle bakan sevdiğimin kollarına koşup, boynuna dolandım. Hala şaşkın olmalıydı ki sarılışıma karşılık vermemişti. Kokusunu çektim içime uzun uzun.

"Yoongi, iyisin."

Gömleğinin açıkta bıraktığı tenine küçük ve sulu öpücüklerimi kondururken, içimden de tanrıya teşekkürler ediyordum. Onu bana bağışladığı için. Bana verdiği için.

"H-hoseok sen..."

Kollarını belimde hissettiğimde, nedensizce ağlamaya başladım. Belki de birçok nedenim vardı. Ama onları düşünüp sayacak halim yoktu.

"Iııı şey...bende buradayım."

Bakışlarım Jungkook'a kaydığında havadaki elini indirmiş, kapıya varmıştı.

"Devam edin lütfen."

Kapıyı çekip çıktığında, sesli ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Saçlarıma kondurduğu küçük öpücükler için bile ağladım.

Şuan ne hissetmeliydim bilmiyorum. Madem sevdiğim güvende neden ağlıyorum ki? Ya da neden hala korkuyorum? Şimdi bile korkuyorum. Yanımdan gitmesinden, benden gitmesinden korkmuştum, hala da korkuyordum.

'Ağlama' demedi. Gözyaşlarımı da silmedi. Sadece onlarca öpücükle sakinleşmemi bekledi. Benimse o böyle yaptıkça ağlama şiddetim artıyordu.

"Sa-sana bi-şey o-oldu san-dım."

Elini sırtımda ve belimde gezdirmeye başladığında boğazımda bir yanma oluştu. O anda ağlamayı kestim. Göğsündeki başımı kaldırıp yüzüne baktım. Oda ağlıyordu.

"Yoongi..."

Konuşmama fırsat vermeden dudaklarıma yapıştı. Öyle güzel öptü, seve seve öptü. İncitmekten korkarcasına öptü. Aşkını belli ede ede öptü. Aşkımı bile bile öptü.

Ve sen geldin, uçsuz bucaksız nasıl sevilir öğrettin bana.
Parmak uçlarımla dokunmayı, kırmadan,
Korkmadan sevmenin tadını verdin kalbime.
Gökkuşağı serpildi kararmış düşlerime, gülüşlerime.
Adı unutulmuş ya da daha adı konulmamış hislere şahit oldu yeryüzü seninle...

Siyah güller; cesaret ve umudun güvenini uyandırabilecek büyük değişimlere ve yeni başlangıçları işaret edermiş.

Seninle yan yanayken artık korkmak istemiyorum. Yanımda sen olduğunu bildiğimden rahatça uyumak istiyorum. Seninleyken özgür olmak istiyorum. Gerçi yanındayken her zaman öyle hissediyorum. Kalbimde öyle güzel bir çarpıntı var ki sana anlatamam. Ama bana aşık olduğunu söylüyorsun. O zaman aynı şey sende de olmalı. Seni şimdi çok daha iyi anlıyorum Yoongi'm. Seni her daim görme isteğiyle dolup taşıyorum. Ben çok seviyormuşum seni Yoongi. Çok seviyormuşum da haberim yokmuş...

Ben bunları düşünürken, Yoongi çoktan ellerini belime dolamış, sırtımı duvara yaslayıp sert öpüşlerine başlamıştı bile.

Kıkırdayıp, gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Dudaklarımızdan elime damlayan kanı boşverip pantolonunun kemerine uzanmıştım ki, dudaklarımdan seslice ayrıldı.

Konuşmamız gereke onca şey vardı. Nereye gittiğim, ne yaptığım, onun ben yokken ne yaptığı, yangının nasıl çıktığı, Jungkook ve ona olanlar...Ama bir de bizim yaptığımıza bakın. Aşk bu denli saçmalıkları göz ardı etmek olsa gerek.

"Sevgilim ol."

Ellerim kemerinde ağzım açık öylece bakakalmıştım. Yoongi bana SEVGİLİM OL diyordu! Tanrım! Şuraya düşüp bayılacağım şimdi!

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin