10- CEZA [M]

307 18 0
                                    

~Hoseok

"Hangisini seçiyorsun sekreter?"

"E-efendim ben...en iyisi anlatayım."

Olan biteni tamamen anlattığımda biraz düşündü. Anlatırken yanaklarım bile kızarmamıştı. Zaten öyle olmalıydı. Sonuçta onu kurtarmak için yapmıştım.

"Hmm...peki."

Oturduğum koltuğa yaklaşıp yanıma oturdu. Sinsice güldüğünü görünce bi boklar döndüğünü anladım.

"Ayağa kalk."

Emir veren sert sesine uyup ayağa kalktım. Önünde ayakta dururken elleri pantolonundaki kemeri çözüyordu. Acaba kemerle götüme şaplak mı atacak? A-ama neden fermuarını da açıyor?

Pantolonunu dizlerine kadar indirip baksırını çıkarmıştı. Tanrım! Ne oluyor burda? Gözlerimi yuvalarından fırlayacak kadar açtığımda tekrar sırıtmıştı.

"Diz çök."

Evet. Galiba ona 'sakso' çekmemi istiyor. E ama ne yaptım ben? Anlattım da her şeyi.

"Ama...anlattım her şeyi?"

"Ben 'anlatırsan sikmeyeceğim' dedim. Bana sakso çekmeyeceksin demedim. Benden habersiz işler çevirmenin cezası olsun."

"B-bur-da mı?"

Yani ses filan olurdu. İllaki güzel dudaklarım aletine değdiğinde inlemeden duramayacaktı. Haklıydım yine.

"Diz çök ve beni rahatlat."

Dediğini yapıp önünde diz çöktüm. Birkaç saniye damarlı aletle bakıştıktan sonra ellerimi bacaklarına koyup destek aldım. Ah Min Yoongi! Sen ne şerefsizsin be!

Dilimi başına değdirip boylu boyunca yaladım. Ellerimi bacaklarından çekip aletine sardım. Ağzıma alıp emmeye başladım.

Şeker emer gibi. Yarısını aldığımda başını geriye atıp boğukça inlemişti. Yavaş yavaş tempomu arttırdığımda daha çok inlemiş, ve beni şevke getirmişti.

"Aah...Imm."

Boğazıma kadar alsamda yetmiyormuş gibi toplarını da almıştım. Başımı ileri geri hareket ettiriyor, gelmesini bekliyordum. Arada dişlerimi geçiriyor ve dilimle aletini geziyordum.

Koltukta olan elini saçlarıma götürmüş ve bana yön vermişti. Kalçasıyla kendini daha da öne ittiğinde öğürecektim.

Şimdi ise başımı tutmuş, kalçasını hızla ileri geri oynatıyordu. Tabiri caizade ağzımı sikiyordu şuan. Gırtlağıma kadar almış, hareketlerime devam ederken saçlarımdan tutup ayağa kaldırmıştı beni.

"Sikeyim şirketini!"

Sırtım yumuşak koltukla buluşmuş, gözlerim kocaman açılmıştı. Yoongi dizlerinde olan pantolonu ve boxerini tamamen çıkarmış sonra da gri gömleğini yırtacak şekilde hızla çıkarıp üzerime eğilmişti.

Beyaz bluzumu kollarımdan çıkarmış, çıplak vücudumu öpmeye başlamıştı. Boynuma bıraktığı yeni izler olduğuna emindim. Çünkü fazlaca sert emiyordu.

Elleri kot pantolonumun kemerinde geziyor, sonra kalçamı sıkıyordu. Baldırlarımdan tutup bacaklarımı beline dolamış, göğüslerimi emmeye başlamıştı. Tanrım! Arada pantolonum olmasına rağmen aletini çok rahat hissediyordum.

Sonunda dudaklarını tenimden ayırmış, pantolonumu çıkarmıştı. Boxerimi de çıkarıp odanın bir köşesine attıktan sonra parmaklarını ağzıma uzatmıştı. Parmaklarını zevkle yaladığımda ağzımdan çıkarmış, kendi de yalamıştı.

3 parmağını aynı anda deliğime yolladığında tiz bir çığlık atmıştım. Parmaklarını içimde hareket ettirirken altına kıvranmam zevk vermiş olacak ki fazla oyalandı.

Yeterince genişlediğinden emin olunca aletine ellerimi atmış birkaç kez sıvazlamıştım. Penisini deliğime konumlayıp üzerime eğildiğinde ani doluluk ile boğukça inledim.

"Ağh! Suga-ah!"

Hızlı gelgitleriyle benim inlemelerim artarken eliyle ağzımı kapatmış, sesimi kesmeye çalışıyordu. Kulağıma yaklaşmış, hem inliyor hem de hırlıyordu.

"Hoseok-ah!"

Bacaklarımı omzuna koymuş daha da derinlere girerken gözlerim dolmuştu. Ellerimi sırtına atıp boydan boya tırnak izleriyle doldurmuştum.

Aniden zevk noktama aletiyle düzensiz vuruşlar yaptığında ağzımda olan parmaklarını ısırmıştım. Elini geri çekince zevkle inleyip kalçamı yukarı doğru ittirdim.

"Ahh! Daha hızlı!"

Elini aletime atmış çekmeye başlamıştı. Dünün benzerini yaşıyordum resmen. Eline geldiğimde kalçalarımdan tutup yerlerimizi değiştirmişti. Sırtını koltuğa yaslamış, ellerini kalçama koymuş zıplamamı bekliyordu.

Ona itaat edip aletini deliğime konumladım. Üzerinde hafif yükselip geri oturduğumda aletini en derinlerimde hissetmemle ikimizde aynı anda inlemiştik.

"AHHH!!"

"Hoseok-ahh!"

Tenlerimiz birbirine çarpıyor, boş odada yankı yapıyordu. Omuzlarından destek alıp hızımı arttırdığımda oda kalçamdaki elleriyle bana yardımcı oluyordu. Dudakları boynumu ve göğüslerimi arsızca geziyor, soğuk dili tüylerimi ürpertiyordu.

Sonunda titreyerek içime boşaldığında derin nefesler eşliğinde kucağına uzandım. Yahu ben en son kamera odasında Chan ile fingirdemiyor muydum? Ne ara bu adamın altına geldim?

"Umarım bu sefer de not bırakıp gitmezsin hm?"

"Doğruca eve gitsem?"

Koltukta uzanmış bedenin üzerine yatmıştım. Yanağımı göğsüne sürtüyordum. Ellerini belime koyup yerlerimizi değiştirdi. Of! Amma da ağırmış lan!

Boynumu öpmeye başlamış, elleri arsızca kalçama gidip şaplak atıyordu. Yarım saatin ardından toparlandık. Üzerilerimizi giyip ofisten çıktık. Ben yalpalaya yalpalaya arabaya bindim. Yoongi beyefendiyi bilemiyorum.

Pezevenk vampir gibi sömürdü boynumu. Ulan ısırık izlerine bak. Huysuz kedi nolcak. Oh olsun bende sırtını cızdım. Oh olsun! Cezaymış! Adamı kurtarıyorum ödüllendireceğine ceza veriyor. Bay Min Kendini çok bilmiş, şerefsiz, şerro, her şeyi ben bilirim, ego yığını Yoongi.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Ay Helü! Nasılsınız? Ben iyiyim.
Geç geldi özür dilerim ama düğün telaşı vardı. Ondan dolayı. Bir de diğerlerine yazmaktan sıra gelmedi. Neyse.
Evet...Hoseok 2 gün üst üste Yoongi tarafından... Öhöm öhüm! Nasıldı bölüm? Bence bu diğerinden daha iyi oldu.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın!

Sope'la Kalın☀🌙

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin