22- HİÇ SEVME

118 11 4
                                    

~Hoseok

Neredeyse çatlayacak olan bir baş ağrısıyla uyandığımda etrafa bakındım. Hastanedeydim. Biraz daha bakındığımda odanın köşesinde tartışan ikiliyi gördüm.

"Viki?"

Taehyung bana baktığında, ona bakan kişi de döndü. Yoongi'ydi. Neden onunla tartışıyordu ki? Hadi ama ya! Ben ona Yoongi'yle barıştığımı söylemedim. Bu yüzden tartışmaları normal.

Taehyung yanıma gelip, yatağın ucuna oturmuş, serum takılı elimi ellerinin arasına alıp öpmüştü. Çok korkmuştu. Belli. Ben ne zaman hastaneye düşsem korkardı zaten.

"Seok~shi nasılsın? Daha iyi misin?"

"Şimdi daha iyiyim."

Gülümsedim. Gülümsedi. Sonra gözlerim Yoongi'ye kaydığında, Taehyung'da ona bakmış. Sonra 'sadece 10 dakika' deyip çıkmıştı. O çıkar çıkmaz da Yoongi yanımda bitivermişti.

"H-hoseok? İyi misin?"

"Daha iyiydim."

Buz olmuş elleri tenime deyince titredim. Soğuk dudakları şakaklarımı öptü uzun uzun. Neden ağlayasım geldi bilmiyorum. Sadece onun bu tavırlarından yoruldum.

"Yapma."

"Özür dilerim...özür dilerim güzelim."

"Yapma."

Hala öpmeye devam ettiğinde kendimi geri çekip doğruldum. Elimi de elleri arasından kurtarıp, yüzüne döndüm. Bakışları ne kadar yumuşak olsa da, ona anlatmalıydım bazı şeyleri.

"Özür dilerim bebeğim."

Beni itham ettiği şey çok ağırdı. Tamam bi sürtük gibi davranıyor olabilirim ama benim de bir kalbim var. Sürekli aşağılanmaktan bıktım.

"Başım ağrıyordu. O sadece beni revire götürdü."

"Anladım bebeğim. Sen düşünme bunları. Yat dinlen sonra konuşuruz."

"O beni sadece revire götürdü ve sen! Sen bunun için bile beni suçladın!"

"Ben sandım ki-"

"Yoongi...ben yoruldum. Yemin ederim ki çok yoruldum."

"Özür dilerim güzelim. Çok özür dilerim. Sana söz veriyorum bir da-"

"Neden tutmayacağın sözler veriyorsun? Daha dünde aynı sözleri vermiştin! Ve bugün yaptığın şeye bak! Beni bir türlü dinlemiyorsun! Beni dinlemeden yargılıyorsun ve ben bundan bıktım! Duydun mu?!"

"Hoseok ben-"

"Sus! Bana Hoseok deme!"

Ağlamaya başladım. Küçük çocuklar gibi hüngür hüngür ağlıyordum.

"Ben yoruldum...sürekli beni dinlemeden; kendi kafanda kurduğun şeyler yüzünden, her yakın olduğum kişinin altında yatan sürtük muamelesi görmekten yoruldum."

"Bak, ben bunları sadece-"

"Aşkından yaptın değil mi? Sırf bana aşık olduğundan! Sırf beni kıskandığından! Değil mi?! Eğer sevgin böyleyse; sevme beni. Hiç sevme."

"Hoseok lütfen beni bi din-"

"Asıl sen beni dinle! Beni dinlemek zorundasın! Sen hiçbir şey bilmiyorsun! Bilmiyorsun! Hiç hissetmedin kırgın olduğumu! Cenaze taşımak gibi ölü bir ruh taşıyorum içime. Köşeye geçmiş, yüzü duvara dönük bir çocuk gibi ağlayasım geliyor, bilmiyorsun."

Tuttu yanaklarımdan öptü dudaklarımdan. Öyle böyle değil, seve seve öptü. Elleri yanaklarımı okşadı, dudakları da dudaklarımı.

Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. En sonunda göğsüne elimi koyup onu kendimden ittirdim. Sanırım bizden olmazdı. Bizden olmazdı.

Bed Friend /YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin