~Yoongi
Yine sabahın köründe kalkıp, uykulu uykulu kahvaltı edip, arabaya binip, zibilyon tane çalışanın selamını alıp, geri selam verip, odama geçmiştim.
Bugün şirket fazla mı sakindi? Yoksa Kim Seokjin ortalarda mı değildi? Ah bir de Namjoon. O ikisi yine yan yanadır. Başka ne olacak ki? İkisi de birbirine aşık. Ama açılamayacak kadar salaklar. Gerçi Namjoon aptal aşık gibi davranıyor, anlaması lazımdı Seokjin'in ama işte.
Odadan çıkıp Namjoon'un odasına gittim. Boştu. Sonra Seokjin'in üst düzey zengin odasına gittiğimde balkonda olduklarını gördüm. Hızla Namjoon'un odasına girip balkona çıktım.
Yan balkondan konuşulan her şeyi duyabilirdim şimdi. Huyum değildir birilerini dinlemek. Ama konu 'Hoseok' olunca bunu da yapıyoruz.
"Joon, ben Seok'a çok üzülüyorum."
"Bende...bugün baya kötü gibiydi."
"Tabi kötü olacak...keşke onu mutlu edebilsek."
"Aslında-"
"Hayır Joon! Biliyorsun...o istemiyor."
"Taehyung'a söylesek...o doğum gününü kutlamaya karşı değil."
Doğum günü mü? Ne zaman?
"Evet ama...şey nasıl olur? Evine kargoyla hediye göndersek?"
"Kargolar 3 gün sonra gidiyor ama?"
"Namjoon? Yarın şoförüne versen akşam eline geçmiş olur."
"A evet...tamam o zaman. Geriye hediye seçimi kaldı."
"Benim hediyem hazır."
"Nedir?"
"Söylemem ki. Sen alacaksın onu seçelim."
"Aslında...Hoseok için bir takım elbise beğenmiştim."
"Ne? Aşk olsun Namjoon! Bana hiç takım elbise almadın. Kırıldım."
"Ama senin doğum günün değil ki? Hem geçen doğum gününde sana Han Nehri manzaları bir daire tuttum diye hatırlıyorum?"
"E nolmuş yani? Aldıysan aldın. Başıma mı kakacaksın?"
"Gel sana da bakalım."
"Yok önce Hoseok'unkini seçelim. Benim beğendiğim bir takım var zaten."
Gerisini dinlememe gerek yoktu. Sonrası zaten Seokjin'in Namjoon'un paralarını tıktıklama işlemiydi. Namjoon'un odasından çıkıp kendi odama geçtim.
Demek Hoseok'un doğum günü. Hemde yarın. Ama neden kutlamak istemiyor ki? Taehyung denen o herife ne oluyor hem?
Telefonumu çıkartıp, her zaman baktığım resme baktım. Birkaç ay önce iş için gittiğim, Busan'da belki de hayatımın aşkını bulmuştum. Daegu'daki şirkette çalışıyordum normalde. Kuzenime orayı devrettim. Şuan o bakıyor. Seokjin ve Namjoon'un aptal konuşmalarından bıktığım için otelden çıkıp yakınlardaki bir bara gelmiştim.
Birkaç kadeh içerken etraftakileri süzüyordum ve kızıl saçlı bir afet gördüm. Giydiği kot pantolon kalçalarını ve bacaklarını sıkı sıkı sarmış, saten kırmızı gömleği esmer tenini gözler önüne seriyordu.
Kime sorsam onlar da ilk defa gördüğünü söylüyordu. Gerçi bende burda yeniydim. 2 kadeh kırmızı şarap alıp, yanına gittim. Hoseok. İsmini bana öyle güzel söylemişti ki. Sesiyle bile büyülenmiş olabilirdim. Kore'de tanınan bir iş adamı olduğum için gerçek adımı söylemedim ve ona kendimi Suga diye tanıttım.
Sadece isimlerimizi konuştuk. Sonrası zaten inlemelerle geçmişti. Saat gece yarısı bile olmadan ayrıldığında onun kül kedisi ya da Nana olduğunu zannetmiştim. Ertesi gün onun görürüm diye tekrar gittiğimde beyazlar içinde buldum. 3 gün boyunca birlikte vakit geçirdik. Sonraki gün ise yoktu. Gelmemişti. 2 gün bardan ayrılmadım ama gelmemişti.
Sonra Daegu'ya dönmüştüm. Aklımdan hiç çıkmamıştı. Son gördüğüm gün uzaktan bir fotoğrafını çekmiştim. Ve şimdi o fotoğrafa bakıyordum.
Onunla hiç konuşmamıştım. Ya da sohbet etmedim. Sex dışında vakit de geçirmemiştik ama ben ona tutulmuştum. Elimde olan tek fotoğrafına da her gece bakardım. Bazen içimden güzelliğine şiirler, şarkılar yazmak gelirdi.
Kendime bi söz vermiştim. Eğer olurda bir gün yine onunla karşılaşırsam, onunla düzgün konuşacak ve yeni bir başlangıç yapacaktım.
1 ay önce Daegu'daki şirketi tamamen kuzenime devredip, Namjin'in yanına gelmiştim. Ortakların buluşacağı toplantıya geç kalmıştım. Karanlık odaya girdiğimde yüzüne projeksiyon Işığı vuran bir kızıl görmemle şoka girmiştim.
Sonra onun beni gördüğünde ne tepki vereceğini merak ettim. Beni gördüğü an sudan çıkmış balığa dönmüştü. Aslında daha iyi bir başlangıç yapacaktım ama onunla eğlenmek hoşuma gitti. Tabi onun bana yaptıkları da.
Şirketten ayrılıp, doğru mücevher ustası arkadaşım Yejun'a gittim. Çok düşündüm ve ona hediye olarak özel bir şeyler vermek istedim. Eee bunun içinde özel birine gitmek gereklidir değil mi?
"Kolay gelsin!"
"Kolaysa başına gelsin."
"Kalsın...senin gibi burda saatlerce oturup fıtık olmaya niyetim yok. Hayat çok güzel."
"Hmm...bunları söyleyen bıraksalar saatlerce uyuyan Min Yoongi mi diyor?"
"En azından rahatım."
"Bende böyle rahatım."
"A peki peki. Seninle tartışmak için zamanım yok."
"Hangi rüzgar attı seni buraya? Yoksa yine Bayan Min sana kızdı da, gönlünü almak için mi geldin?"
"A hayır...bu sefer öyle bir şey için değil."
"A o zaman tahmin edeyim...Aşk?"
"Gibi."
"Vay...siz bay Min'e de bakın hele. Anlat çabuk. Yoksa eli boş dönersin."
Her şeyi ona anlatıp, kusursuz bir şeyler istedim. Bana yarım kalan bir çalışmasını gösterdi. Eritilerek küçülen bir incinin etrafında çiçek deseni vardı. Ve tam ortasında da küçük hafif pembe bir inci.
2 saatlik çilenin ardından kolye bittiğinde, bana bol şans diledi. Arabaya atlayıp, güzel bir pasta aldım. Seokjin'den aldığım adrese doğru sürdüm. Benim evimden bile daha büyük olması beni düşündürdü açıkçası. Şimdi sadece gece yarısını beklemek kalıyordu.
Saat tam 23.50 olduğunda pastayla kolye kutusunu alıp, yangın merdivenlerinden 3. Kata çıkıp, açık terastan içeri atladım. Çilingirciden aldığım maymuncukla kapıyı sessiz olmaya çalışarak açtım. Neyseki küçük gece lambaları yandığı için yolu görebiliyordum. Merdivenlerinden yavaşça aşağı indim. Dublex ev olduğu için 2. kat yatak odaları ve banyolardı muhtemelen. 1. Kat ise mutfak, salon ve giriş olmalıydı.
Şimdi saate baktığımda son 3 dakika olduğunu gördüm. 2 odaya girdim ve boştu. Son bir oda kaldığında zaten içerden kapının altından görülecek bir ışık sızdığı için burda olduğu anladım.
Derince bir nefes aldım önce. Bir elimde pasta diğerinde küçük kutu ile yavaşça kapıyı açtım. İçerde uyuyan güzel Hoseok olmasını bekliyordum. Öpüşen 2 adam değil. Elimdekiler yere düşerken hızla alt kata inip çıktım. Nereye gittiğimi bilmeden, koştum, koştum. Yanılmışım. Onun hakkında belki de çok yanılmışım.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Ay Helü! Nasılsınız? Ben iyiyim diyelim.
Evet. Hoseok'a aşıktı Yungiş. Namjin ;)
Hediyesi? Ah Yoongi ah! Çok yanlış anladın sen. Hoşik arkasından koşsun da anlatsın bari demi. Şey dicem bide Jungkook gelecek. Sizce Taekook mu? Jikook mu? Diğer bölüm görüşelim.Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
Sope'la Kalın☀🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bed Friend /YoonSeok
FanficSadece birkaç gece kaçamak yaptığım adam çalıştığım şirketin ortağıysa en fazla ne olabilir?