Yeni bölüm!
Oy ve yorum atmayı unutmayın...
▪︎▪︎▪︎
Bu kadının nereden çıktığını ve neden geldiğini bilmiyordum. Ancak reddedilemez bir gerçek vardı, o da bu kadının profesyonel kahraman olmadığı...
Aizawa Sensei, Midnight ve diğerleri teker teker onunla el sıkışırken onu baştan aşağı süzdüm.
Adımı nereden biliyordu?
Onunla tanışmamıştım bile... Onun bilekliğini çaldıktan sonra hafızasını sildiğimi hatırlıyorum.
Kafam çok karıştı.
Honda Akane adlı kadın herkesle selamlaştıktan sonra benim önümde durdu. Elini bana uzatırken yüzünde sinir bozucu bir gülümseme vardı. Doğrudan gözlerimin içine bakıyordu ve bu oldukça rahatsız ediciydi.
Öldürsem mi?
Saçmalama.
Kadının uzattığı ele birkaç saniye baktım. Bakışlarımı ondan ayırdığımda Todoroki'nin bizi izlediğini fark ettim.
Bu şekilde biraz daha kalırsam dikkat çekeceğim.
Kadının uzattığı eli sıktım. Kadın, memnuniyetle sırıttıktan sonra elimi sıkıca kavradı ve diğerlerine farkettirmeden beni kendisine çekip kulağıma eğildi.
"Zamanı durdur, Katsue."
Amacın ne senin?
Kaşlarımı çatarak söylediği şeyi yapıp yapmamak arasında kaldım. Ancak işin aslını öğrenmek istiyorsam bunu yapmak zorundaydım.
Hızlıca elimi açtım ve yeşil dumanlar arasından süzülen saat simgesine dokundum. Zaman durmuştu.
Kadınla arama bir mesafe koydum. Ne yapacağı belli olmazdı.
"Ne istiyorsun?"
Kadın, neşeli bir kahkaha attı. "Neden bu kadar şüphecisin? Sakin ol. Ben senin tarafındayım."
Benim tarafım mı?
Kollarımı bağladım. "Seni dinliyorum. Her şeyi açıkla."
Kadının yüzündeki gülümseme sinsi bir bakışa dönüştü. Derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladı.
"Pekala, ilk olarak özgünlüğümden bahsedeyim. Ben gerçekçi iluzyonlar yaratabilirim. Ayrıca insanların akıllarına girip onlara istediğim eylemi yaptırabilirim."
Kısaca tehlikelisin.
Kadın, donmuş halde olan Sensei'lere ve öğrencilere baktı. Ardından tekrar bana döndü.
"Her şeyi en başından anlatayım o halde... Ben de senin gibi bir villainim. Shigaraki, benden yardım isteyene kadar tek başıma çalışıyordum. Giriş sınavından çıktığın gün, aklına girdim. Yaya geçidinde bekleyen kişi kendimin bir iluzyonuydu. Ardından bilekliğimi çalma fikrini aklına sokarak sana bir tuzak kurdum. Amacım ne kadar güçlüsün onu ölçmekti."
Bu her şeyi açıklıyordu... Ben sadece iluzyonun hafızasını silmiştim.
Sözlerine devam etti. "Evet, Endeavor'un oğluyla dövüşürken bayağı güçlüydün. Sonradan bilekliğimi küle çevirdiğini sandın değil mi? O senin marifetin değildi. İluzyonlar ve iluzyonlara ait eşyalar, benim onları yok etmemle birlikte küle dönüşür."
Sıkıntıyla ofladım.
"Tamam, geç bunları. Shigaraki'nin senden yardım istediğini söyledin. Ayrıca Himari kim?"
Kadın tekrar gülümsedi. "En eğlenceli kısma geliyordum ben de. Shigaraki, senin U.A'ya çok bağlandığının ve bazı şeyleri ona ulaştırmadığının farkındaydı. O yüzden benden yardım istedi ve sana bir oyun oynadık. Gerçi, sen Himari'yle ilgili bütün anıları aklından sildiğin için hatırlamazsın."
Himari adlı kızın tam adını bana söylerse, kendime bir büyü yaparak o anıları tekrar hatırlayabilirim...
"Neyse; festival günü okulun görevlilerinin akıllarına girip Kötüler Birliği'nin okula girmesine yardımcı oldum. Konserde olanları biliyorsun. Shigaraki, seni karanlık bir sokağa götürünce nihayet iluzyonumu kullanabildim. Himari'nin bir iluzyonunu oluşturdum. Bu iluzyonda Himari'ye bayağı hırpalanmış süsü verdim. Ardından Shigaraki'yle planladığımız gibi, sanki o gerçekmiş gibi seni kandırdılar. Shigaraki, elini ona dokunduracağı sırada iluzyonu geri çektim ve aynı bilekliğe olduğu gibi o da küle dönüştü."
Ağzım açık kalmıştı. Bütün bu olayları hatırlamıyordum ama doğruyu söylediği belliydi zaten. Shigaraki böyle bir şeyi neden yapmıştı ki?
Kadın gözlerini devirdi. "Şimdi neden diye soracaksın. Aklını başına toplaman içindi tabii ki! Sen bir villainsin. Kahraman olacak bücürlerle yaşaman sana bir şey katmaz. Gerçek kimliğinin ortaya çıkmasını istemiyorsan casusluk görevine devam edeceksin."
Afalladım. İşleri bu kadar nasıl karıştırabilmiştim? Tek yapacağım o lanet okula giderek basit bir casusluk işi yapmaktı...
Gözlerimi yerden kaldırıp kadına baktım.
"Himari'nin tam adı ne? Ve şu an nerede?"
"Onu merak mı ediyorsun? Ah, pekala. Adı Natsuya Himari, senin en yakın arkadaşındı. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum. Ancak Shigaraki biliyor olabilir. En iyisi ona sorman olacaktır, ayrıca hafızan geri geldiğinde sakın bana saldırmaya kalkma."
Kızın adını söylediğinden sonrasını dinlememiştim. Elimi hızla başıma götürdüm. Gözlerimi kapatarak kızın ismini söyledim.
Natsuya Himari
Gözlerimin önünden yüzlerce anı geçerken adeta bir boşluktaymışım gibi hissediyordum. Genelde hafızamdan sildiğim kişileri tekrar hatırlamaya çalışmazdım...
Bütün anıları geri hatırladıktan sonra elimi indirdim. Haliyle duygu durumum da değişmişti.
Kıpkırmızı gözlerimi Honda Akane'ye çevirdim.
Kadın tırsarak bir iki adım geri attı. "Hey! Sana, bana saldırmaya kalkma demiştim!"
Ellerim adeta büyü yap diye haykırıyordu. Kadına doğru bir adım attım. Her kelimeyi vurgulayarak konuştum.
"Bana hemen Shigaraki'nin nerede olduğunu söyleyeceksin!"
Kırmızı dumanlar çıkan elimi ona savurdum. Kadın eğilmeseydi şu an yüzü yanmış olacaktı.
Telaşla ellerini kaldırarak durmamı söyledi. Birkaç adım geri çekilmişti. O kadar öfkeliydim ki tek bir kara büyüyle onu parçalara ayırmak istiyordum.
"D-Dur! Shigaraki bu ormanda. Gidip onunla konuşabilirsin."
Cevabımı aldıktan sonra hızla oradan ayrıldım. 1-A ve 1-B sınıfındaki öğrenciler hareketsiz bir şekilde bekliyorlardı. Zamanı şu an devam ettiremezdim.
Geldiğimiz yeri tanımıyordum. Ancak Shigaraki'yi bulacağımdan emindim.
Ağaçların arasından aralıksız koşarken Himari'yi düşündüm. Shigaraki bu sefer çok fazla ileri gitmişti!
Himari'yi nasıl hafızamdan silebilmiştim?!
O nerede?
Şu an iyi mi?
Ona zarar verdiler mi?
Başımı iki yana salladım. Ne olursa olsun şu an onu görmek istiyordum. Başka hiç bir şey önemli değildi.
Koşarken saçlarımın bir dala takılmasıyla duraksadım. Sağ elimi hızla ağaca savurdum. Sadece dalı kırmak istemiştim ancak bütün ağaç yere devrildi.
Onu orada bırakarak koşmaya devam ettim.
Shigaraki, bu yaptığının bedelini ödeyecek!
Bölüm sonu!
Sonraki bölümde görüşmek üzere... (・∇・)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoto x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionMei Katsue, U.A Lisesi'ne zorla gönderilmiş bir villaindir... Amacı uğruna her şeyi arkadasında bırakabilecek bir potansiyeli olmasına rahmen, orada bir öğrenciyle tanışmasıyla işler ters gidecektir.