11-) Konuşabilir Miyiz?

246 28 11
                                    

Uzun zaman sonra yeni bölüm! <3

Oy ve yorum atmayı unutmayın. 🫵🏻

▪︎▪︎▪︎

Gün boyunca Tokoyami'yle elektro gitar çalışmıştım. Festival için herkes elinden gelen gayreti gösteriyordu. Bu yüzden ben de öyle yapmaya karar verdim.

Onca çalışmadan sonra odama gittim ve Shigaraki'yi aradım. Pencereye bir göz attığımda, Güneş'in çoktan battığını fark ettim. Telefon ilk çalışında açıldı.

Onca işinin arasında telefon başında nöbet mi tutuyor?

"Efendim?"

"Sınıftaki kişilerin özgünlüklerini öğrenmemi istemiştin."

Özgünlükleri ona anlatmaya başladım. Ama All Might'ın sırrını söylemeyecektim. Midoriya'ya verdiğim sözü unutmamıştım.

En azından şimdilik bu sözü tutmalıydım...

Sıra tam Todoroki'nin özgünlüğünü söylemeye gelmişti ki kapım tıklatıldı.

Elim ayağıma dolaşırken telefonu Shigaraki'nin suratına kapattığım gibi duvara fırlattım.

Telefon, hızla duvara çarpıp kırılıyordu ki, elimi kaldırıp büyümle telekinezi kullandım ve telefonu havada durdurdum.

Kapı bir kere daha tıklatıldı. Sonra da açıldı...

Karşımda, bana ifadesiz bir yüz ifadesiyle bakan Todoroki duruyordu.

Hâla havada duran telefonu elimle yönlendirerek masanın üzerine uçurdum. Ardından Todoroki'ye döndüm.

"Bir şey mi oldu--"

"Konuşabilir miyiz?"

Aniden sözümü kesmesi, şaşırmama neden olmuştu.

Yoksa...?

Kapının ardından Shigaraki'yle olan konuşmamızı dinlemişti?

En azından bir ipucu yakalamak amacıyla onun yüzüne dikkatle baktım. Kapının ardından beni dinlemiş gibi görünmüyordu.

"Olur..."

Bir şey söylemeden direkt kapıdan dışarı çıktı. Ben de peşinden geldim.

Yurdun koridorlarında yürürken neden benimle konuşmak istediğini anlamaya çalışıyordum.

Kimliğimi belli edecek bir şey mi yapmıştım?

Benimle konuşmak için neden bu saati beklemişti?

Kapının arkasından bizi mi dinlemişti?

Neden bu kadar yakışıklıydı...?

Başımı iki yana salladım. Gerizekalı iç sesim yine iş başındaydı. Aynı zamanda haklıydı da...

Gözlerimi başka tarafa çevirdim. Todoroki, tek kelime etmeden benim önümde yürüyordu. Ben de onu takip ediyordum.

O sırada, yan odadan pijamalı bir halde Mina fırladı.

"Hey! Nereye gidiyorsunuz böyle?"

Mina, ben cevap vermeyince gözlerini kıstı ve Todoroki'ye döndü.

"Cevap yok mu?"

"Katsue'yle konuşmam gereken bir konu var."

Todoroki, bunu söyledikten sonra yürümeye devam etti. Ben de Mina'ya bir bakış atıp onun peşinden gittim.

Arkamda, bize sırıtan bir Mina bırakmıştım.

Himari'nin kurduğu plan, çoktan Mina'ya ulaşmış gibi görünüyordu...

Yurdun ön kapısına geldiğimizde Todoroki, onun peşinden geliyor muyum diye bakmak için arkasını döndü. Beni görünce de kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

Kapı yüzüme geri kapanınca oflayarak uzandım ve kapıyı tekrar açtım.

İnsan bir kapıyı tutar ya!

Odun!

Yurdun bahçesindeki merdivenlere oturduk. Başımı çevirerek ona döndüğümde önüne baktığını fark ettim.

Daha fazla susmasına dayanamadım. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki konuşmaya başladı.

"Yedek öğrenciler için giriş sınavı yapıldığı gün, hasteneye annemi ziyarete gidiyordum..."

Birden başını bana çevirdi. Duygularımı elimden geldiğince maskeledim. Konunun nereye gittiğini anlamıştım.

O, benim yüzümü incelerken ben de her zamanki ifademle ona bakıyordum.

"Caddede yürürken, hırsızlık yapan birini gördüm ve peşinden gittim..."

Başımı hafifçe sallayarak devam etmesini söyledim.

"Onu durdurmak için buzumu kullandığımı hatırlıyorum. Sonrası ise çok bulanık... Sadece, hırsızın saçındaki kırmızı tutamı anımsıyorum."

Onunla orada dövüşürken çok fazla büyü kullanmıştım. En son yaptığım hafıza silme büyüsü de haliyle ona tamamen etki etmemişti.

Bunu anladığım anda gülümsedim.

"Yani hırsızın ben olduğunu düşünüyorsun, öyle mi?"

"Evet."

"O zaman buraya ilk geldiğimde neden beni durdurmadın? Neden benimle konuştun?"

"Bilmiyorum... İçimde bir şey bunu yapmamı engelledi."

Ben bu sözlerin anlamını düşünürken, o tekrar önüne döndü. Ay ışığı, yüzünü aydınlatıyordu.

"Sen bir villainsin."

"Sandığımdan daha da akıllısın."

"Hafızamı sileceksin, yanılıyor muyum?"

Neden bir şey yapmıyordu...?

"Evet..."

"O zaman şunu unutma; Buradaki herkes sana güveniyor. Senin için hâla geç değil. Villain olmayı bırakabilirsin. Ben er ya da geç villain olduğunu tekrardan öğreneceğim ve o zaman, sana bir şans daha vermeyeceğim."

Bunları Ay'a bakarak söylemişti. Yüzünde tanımlayamadığım bir duygu vardı.

Öfke? Acı? Pişmanlık?

Hayır...

Bu duygu hayal kırıklığıydı.

Beyaz ışıklar çıkan elimi kaldırdım ve Todoroki'nin hafızasını silmek için hazırlandım.

"Özür dilerim..."

Bu yaşananlar ve onun benim hakkında bildikleri tamamen hafızasından silinirken, içimdeki anlamsız pişmanlığı susturmayı denedim.

Ardından, onu orada bırakıp yurttan içeri girdim.

Onun son söyledikleri hâla kafamın içinde yankılanıyordu...

Ben er ya da geç villain olduğunu tekrardan öğreneceğim ve o zaman, sana bir şans daha vermeyeceğim...

Bölüm sonu! (* ̄∇ ̄*)

Shoto x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin