BÖLÜM 13

35.8K 2.2K 455
                                    

Biz geldikkk. Hazırsanız ve yıldıza  satır arası yorumları hazırladıysanız başlıyoruz. Beni sosyal medya hesaplarımdan da takip etmeyi unutmayın. Sizi seviyorum.

Mezarlık sahnesi için Hümüşüme teşekkürler. Birbirimizin kitaplarında mezarlık sahne yazmış olmamız. 🥺❤️

Dün seni sevdim,
Bugünde seni seviyorum,
Öbür gün borcum olsun.
Yaşarsam söz, yine seveceğim seni.

İyi okumalar...

Yağmurdan sonra toprak kokusunu sevme sebebimiz için sevdiklerimizi aldığından bu kadar güzel kokar derlerdi. Belki de topraktan olduğumuz için seviyorduk bu kokuyu. Toprak bizim özümüzse eğer kendi özümüzün kokusunu seviyor olabilir miydik?

Belkide hep toprağa hasretti bedenimiz. Zihnimiz ölümden korkarken, bedenimiz kendinden olana kavuşmanın hayalini kuruyor olamaz mıydı?

Camı açıp özümün kokusunun ciğerlerime dolmasına izin verdim. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağarken yeni tutmaya başladığım günlüğümün son satırlarını yazmıştım. Bugün bu odada Hakan ile vedalaşacaktım, sonra özüne kavuştuğu ve esas evi olan mezarına gidecektim.

Kalbimde hissettiğim ağırlık ve hiçlik hissi tüm ruhumu ele geçirirken gözlerim yağan yağmura eşlik ediyordu. Özlem büyüdükçe, yaralarım da aynı oranda büyüyordu.

Bazen düşünüyordumda vedalaşmak mı daha zordu yoksa veda etme şansının hiç olmaması mı? Mesela bilseydim Hakan'ı son defa gördüğümü hazırlayabilir miydim kendimi hazin sona? Birini son defa gördüğünü bilen insanlar ne hissediyordu acaba. Aklı alıyor muydu? Ya kalbi? Sevdiklerimi hep aniden kaybetmiştim, ölüm döşeğinde kaybettiğim sevdiğim hiç olmamıştı buna rağmen biliyordum ki bazı kıyaslamaların karşılığı yoktu hayatta, kötü her türlü kötüydü. Daha iyi yada daha kötü acı yoktu, acı acıydı.

Peki ya acısını yaşayamadan, yas tutma fırsatı bile bulamadan hayatın içine atılan insanlara ne demeliydi? Acı acıydıda, insanlar acılarını aynı şekilde yaşayabiliyorlar mıydı? Bugün Hakan için ağlayabiliyordum peki yarın? Çocuklarımın yada kendi canımın derdine düştüğümde Hakan'dan kalan yaram ne olacaktı? Acıyı yaşamak bile lükstü bazı insanlar için.

Yarın buradan gidecektim, bilmediğim bir şehir değildi ancak yinede korkuyordum. Öğrenciyken gittiğim şartlar ile bugün hamile olarak gittiğim şartlar bir değildi. Tek tesellim Hakan ile İstanbul'da da anılarımızın olmasıydı. Onunla adım atmadığım hiç bir yere onsuz gitmek istemiyordum. Gittiğim, gördüğüm her yer bana Hakan'ı hatırlatmalıydı.

Onsuzdum ama onsuz olduğumu ne kadar az hissedersem o kadar çok yaşardım.

...

"Hakan bu çok güzel bir at." diye bağırdım sevinçle. Bembeyaz bir atın yanında yürüyordu. Onların evinde bahçedeydik.

"Senin için geldi, seni götürmek için." dedi gülümseyerek.

Ellerimi birbirine vurup sevinçle olduğum yerde zıpladım. Öyle güzel bir attı ki yeleleri altın gibi parlıyordu.

"Sende benimle gelecek misin?" diye sordum merakla.

Gülümsedi "Ben senin gittin her yerdeyim Narin. Biz bir bütünüz, ayrılmamız söz konusu bile değil." dedi yemin eder gibi. Hakan ne derse inanırdım. O beni en imkansız masallara bile inandırabilecek biriydi. Elimden tutsa cehenneme gidiyoruz dese giderdim, onun olduğu her yer kabulümdü.

Dişlerimi gösterecek kadar gülümsedim. İçimde tarifsiz bir mutluluk vardı.

Bir kaç saniye göz göze kaldıktan sonra "E hadi binmeyecek misin?" diye sordu başıyla atı işaret ederek.

GÖLGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin