Herkese merhaba nasılsınız? Umarım herkes çok iyidir ve çok güzel bir bayram geçirmiştir. Geçmiş bayramınız mübarek olsun. ❤️❤️
Bu hiçte part gibi olmadı bildiğimiz bölüm oldu ama olsun. 😅 Her şeyi okumasak da bu bölüm bir çok şeyi Hakan'ın ağzından okuyacağız. Düşüncelerinizi yorumlarınızı çok merak ediyorum o yüzden bol bol yorum yapın olur mu?❤️
Yazar tavsiyesi olarak bu hikayede kimseye olumlu ya da olumsuz ön yargı geliştirmeyin çünkü bir takım sürprizler olabilir. 😅
Dipnot olarak söylemek istediğim bir şey var o da şu ki Hakan asker ve Narin'i bile isteye ardında bırakmadı yorum yaparken ve hikayeyi değerlendirirken Hakan'ın sorumluluklarını ve mecburiyetlerini unutmamanızı istiyorum sizden. Son karar tabiki yine sizin. 🤗❤️
Son bir kez okuma yapamadım o yüzden yazım yanlışlarının kusuruna bakmayın lütfen. 😔
Yıldıza bastıysak ve satır arası yorumları hazırladıysak BAŞLIYORUZ. ❤️🤗
İYİ OKUMALAR...
PART 2
Uyuyamıyordum, zaten en zamandır huzurlu bir uyku çektiğimi hatırlamıyordum. Çocuklar ve ben birlikte uyurken Narin odasındaydı. Çocuklar ile uyumaya o kadar alışmıştım ki süresiz bu ayrılık sürecinde ne yapacağımı bilemiyordum.
Bende dokuz beş bir iş seçebilirdim, sabahları işe gidip akşamları market alışverişini yapıp eve döndüğüm bir işim olabilirdi. Çocuklarımın ilk adımlarını görmediğim, hamile karımın ormanda tek başına kalmak zorunda olmadığı bir hayatımız olabilirdi. İçimde dinmek bilmeyen vatan aşkı, göğsümde gururla taşıdığım al bayrak benim tek sevdamken başka bir sevdanın gelip yüreğime yerleşmesi ile hikayem değişti. Bedenim ne kadar büyük olursa olsun yüreğim bir avuçtu işte, iki sevda bir yüreğe çok yakıştı; yakıştı yakışmasına ama ben ikisine de yetemedim. Birisi bu düşüncemi duysa boyundan posundan utan diyebilirdi ama her insanın bir güçsüz yanı vardı, benim güçsüz yanımda iki sevdaya birden yetişememekti.
Evlilik fikri ve hatta birini sevme fikri asla aklımda yoktu, Narin'i görene kadar. Narin bana tüm ezberlerimi bozdurup, bütün hayat planımı değiştirtmişti. Ben asker olmak için bütün donanımlara sahiptim her şeye hazırdım ve başarılıydım ama baba olmak birinin kocası olmak bambaşka bir şeydi. Onlara yetişememiştim, onlara yetememiştim. Oysa ben biliyordum ki vatanı korumak demek aileni korumak demekti, peki ben ailemi nasıl olmuştu da koruyamamıştım?
Ordular yönetebilirdim, sırları çözebilirdim, kendimi cüsseme rağmen saklanabilirdim ama ailem konu olunca çaresizdim. Narin gidecekti, eline silah verip kal dediğimde onu ne kadar zor bir durumda bıraktığımı ve zorla yanımda tuttuğumu fark etmem zamanımı almıştı ama o zaman onu yanımdan ayırmamak için her şey mubahmış gibi geliyordu. O kadar ayrı kalmıştık ki benden bir adım öteye gitmesine gönlüm asla razı değildi ama böyle mutlu olacaksa o bana gelene kadar ona gitmeyecektim.
Gitmek istiyorsa gidecekti bu defa bekleyecektim o gelene kadar bekleyecektim.
Çocukları uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktım. Bir hayalet gibi hareket etmek bu hayatta bildiğim en iyi şeydi. Sessizce odadan çıktım.
Koridorun bu kadar uzun olduğunu Narin'e giden aceleci adımlarım sayesinde ilk defa keşfediyordum. Ne kadar adım atarsam atayım Narin'e erişemeyecek gibi hissediyordum.
Nihayet odaya ulaştığımda odanın kapısını sessizce açıp sanki gizli gizli bir görevdeymiş gibi dikkatli bir şekilde Narin'in yanına yaklaştım uykusu hafifti ve uyanmasını istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİZ
General Fiction"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim zikretmese de kalbim senin adınla çarpar..." dedim üzerine basa basa "Olmasın ayak izin ben kokundan...