Merhaba, biz geldik. ❤️ Yıldıza basmayı satır arası yorum girmeyi ve sosyal medya hesaplarımdan beni takip etmeyi unutmayın. Wattpad de 3 bin takipçiye ulaşmak üzereyiz, ayrıca belki bu bölüm ile birlikte 400 bin okunmaya ulaşırız. Kocaman oluyoruz kocaman, iyiki varsınız. Sizi seviyorum. 🤗❤️
Bölüm şarkımız: Çağan Şengül, Suzan Hacigarip - Bitti Masal
Her şeyden biraz kalır
Kavanozda biraz kahve,
Kutuda biraz ekmek,
İnsanda biraz acı...
Turgut uyar.İYİ OKUMALAR...
Hakan'dan gözlerimi çekmeden "Allah kimseyi yarım kalacağını bildiği bir sevdanın peşine düşürmesin." dedim, bana yıllar önce söylediği sözleri hatırlatarak. Gülümsedi ama bu gülümseme öyle sıcak bir gülümseme değildi. "Ölüm var Narin, gerçek ölüm var. Her sevda yarım kalacak." dedi, biz ölmeden yarım kalmayalım der gibi.
Ölüm; Bir zamanlar en fazla sorguladığım anlamakta güçlük çektiğim ve kabullenemediğim gerçek.
Sesli bir soluk verdim, ölümü hatırlamak ve Hakan ile ölümü konuşmak istemediğim için "Ben biraz uyusam iyi olur sen çocuklara masal anlat." dedim sırtımı onlara dönerek. "Mümkünse içinde ölüm olmayan." diye ekledim sessizce.
Duydu mu bilinmez ama kısa bir sessizliğin ardından "Bir varmış bir yokmuş..." diye başladı masalını anlatmaya. Hakan'ın hemen ardımda, yatağın diğer ucunda yattığı gerçeğini kabullenmem zordu ama oradaydı ve bize masal anlatıyordu. Tok ve kalın sesini hafif kıstığında insanın uykusunu getiriyordu. Onun sesinden bir şeyler dinlemeyi özlemiştim. O yokken fotoğrafları vardı ama sesi yoktu. Sesine ve kokusuna ne kadar hasret kaldığımı bir ben bir Allah biliyordu.
"Dünyalar güzeli bir prenses varmış, o kadar güzel ve o kadar Narin'miş ki onun bu güzelliği tüm diyarlara yayılmış..." dedi Narin kısmını özellikle bastıra bastıra söylemişti. Dikkatimi iyice cezbederken dinlemeye devam ettim.
"Uzun kıvırcık saçları varmış... kahveden gözleri, beyaz teni ile insanların ona baktıkça bakası gelirmiş..." dedi kısa bir es vererek, benden bahsetme ihtimali var mıydı?
"Bu prenses küçükken bir gün kral babası aniden ölmüş... O gün bu prensesin dönüm noktası olmuş çünkü narin prensesin annesi başka bir adamla evlenmiş ve krallığın başına bu adam geçmiş." diye masalına devam ettiğinde benden bahsettiğine emin olmuştum. Gözlerim bir kere daha benden habersiz dolup taşarken boğazımın düğümlendiğini hissettim.
Ben tacı olan bir prenses değildim, değil tahtım bahtım bile yoktu.
Hakan tam devam edecekken "Ama baba burada süper kahraman yok ki" dedi Umut üzgün bir sesle. Onun bu masum ses tonuna gülümsemeden edemedim. Bahtın var Narin onlar da çocukların diye düzelti beni iç sesim. Doğruydu onlar benim kara yazımın en aydınlık kısmıydı.
"Umut her masalda, çizgi filmde yada filmde süper kahraman olmaz ki!" dedi Neşe uyarıcı bir sesle, daha sonra babasını muhatap alarak "Baba sonra ne olmuş peki? Üvey babası prensesi kuleye hapsetmiş ve yakışıklı prens gelip prensesi kurtarmış mı?" diye sordu heyecanla. Ya ne prens ama...
"Her masal da aşk olacak diye bir şey yok!" dedi Umut, Neşe'yi taklit ederek. Onları görmesem bile şuan Neşe'nin, Umut'a göz devirdiğini ve Hakan'ın şaşkınlıkla çocuklara baktığını biliyordum. Onları nasıl idare edeceğini henüz bilmiyordu ama bu şekilde çocuklarla baş başa vakit geçirerek zamanla öğrenecekti. Şuan mesela durumu nasıl idare edecekti merakla bekliyordum. Çocuklar babalarına alıştığında senin yanında kalmak istemezlerse? Birden zihnime doluşan bu soruya verecek cevabım yoktu. İkimiz arasında seçim yapmalarına gerek olmadan bu sorunu çözmeliydim, bir tek bu konuda Hakan ile aynı saflarda olabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİZ
Ficción General"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim zikretmese de kalbim senin adınla çarpar..." dedim üzerine basa basa "Olmasın ayak izin ben kokundan...