1.Bölüm

36.8K 1.7K 378
                                    

Hastanedeydik.

Sabah babama telefon gelmişti ve ailecek apar topar buraya gelmiştik. İkizim Bade ile elele oturuyorduk. İkimizden biri karşımızda oturan ve tam anlamıyla babamın kopyası olan kızla karışmıştı. Kahverengi gözleri ve kapkara saçlarıyla tam anlamıyla babam gibiydi. İlginç olan şu ki kızın ikizi kız değil erkekti.

Onları iyice incelediğimde annesi ile gözgöze geldik. Kadın gülümsemekle yetindi.

Anne ne demek çok bir fikrim yoktu. Annem ve babam ayrılmıştı. Babam annemi sekreteriyle aldatmıştı çünkü. Sonra onunla evlenmişti ama kadın da onu aldatınca tekrar ayrılmışlardı. Karma işte.

Annemin kendi ailesi vardı. Evlenmişti. Abim hariç hiçbir çocuğunu istememişti. Her ay bir kez onlara yemeğe gidiyorduk sadece. Kötü bir insan değildi annem ama kötü bir anneydi. Çevresindeki herkes onu çok severdi. Herkesin yardımına koşardı, bizim dışımızda.

Babam metresinden boşandıktan sonra tekrar evlenmişti ama en azından bizi bırakmamıştı. Ya da dedem öyle vasiyet ettiği için bırakamamıştı bilmiyorum. Ama evlendiği kadın bu sefer kötü biri değildi. Hatta babama oranla iyi biri sayılırdı. Bize annelik yapmamıştı ama rahat etmemiz için çok emek göstermişti.

Babam ne beni sevmişti ne de Bade'yi. Bade benim gibi değildi. O yüzden takmıyordu bu durumu. Ama ben ne kadar itiraf edemesem de üzülüyordum bir yerde. Hep bir boşluk vardı sanki içimde ve asla dolmuyordu.

Doktor test için kanlarımızın alınacağı bölgeye çağırdı bizi.

2 saat sonra haber vereceklerini söylediklerinde hep beraber dışarı çıktık. Bade beni hızlıca alıp gözden uzağa götürüp konuşmaya başladı.

"Eğer sen karışmışsan" dedi ve yutkunup gözlerime bakarken devam etti. "Hala ikizim olarak kalacaksın."

"Sende." diyip ona sarıldım sıkıca.

Hala sarılırken sessizce devam etti konuşmaya. "Eğer karışmışsan teklifi kabul edeceğim Yade'm."

Hızla ayrılıp şokla ona baktım. "Nasıl yani? Ne demek kabul etmek?" dedim şaşkınlıkla.

"Yade biliyorsun teklifi seni yalnız bırakmamak için reddedecektim ama eğer karışmışsan ve bir ailen olabilecekse benim de gitmemem için bir engel kalmaz. O adama karşı tek başıma olmak istemiyorum. Artık yapamam üzgünüm." dedi.

Ona hak veriyordum ama ondan ayrılmak da istemiyordum.

"Ama ayrı kalacağız."

"Her gün görüntülü ararım." dedi ve ona sıkıca sarıldım.

Gideceğini biliyordum. Ortada olasılık yoktu. Karışan bendim. O kızla Bade'nin tek farkı gözleriydi. Bade'nin gözleri insana orman havası solumuşçasına bir his veren yoğun bir yeşildi. Aynı anneminki gibi. Kızınsa kahverengi aynı babamınki gibi. İkisinin de burun yapısı, dudak yapısı, kaşı gözü o kadar benziyordu ki... Ve ikisinin de çenesinde gamzeleri vardı. Saçlarının ve tenlerinin renginin tonuna kadar uyuşuyorlardı.

Tek bir fark vardı. O da gözleriydi.

İki saat oyalanıp odaya doğru yürüdük. Kız da babamla oturuyordu kapının önünde. O an babamın ilk defa kızına karşı gülümsediğini hatta kahkaha attığını gördüm. Ben öz çocuğu değildim hadi. Hissetmişti belki ama Bade. Bize böyle davranırken ona niye tanışır tanışmaz gülücükler saçıyordu.

Bade kolunu belime sarıp yanlarından hızlıca geçmemizi sağladı. Ardından beraber odaya girdik.

Diğer aile buradaydı. Bize baktılar gülümseyerek. Özellikle de bana. Bade'ye daha sıkı sarıldım. O da yanağımı öpmüştü.

Babamlar ve doktor da geldiğinde sonuçlar açıklandı.

———

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" dedi karşı taraftaki adam.

Evet beklenen son gerçekleşmişti. Ben karışmıştım. Bade ne kadar belli etmemeye çalışsa da üzüldüğü belli oluyordu. Tabi üzülecekti. İkizdik biz öküz değil.

Doktor bey özür dileyerek odadan çıkacakken babası durdu.

"İyi bir avukatla görüşseniz çok iyi edersiniz." deyip geçmesine izin verdi.

Babam ayağa kalkınca biz ve kız da kalktı.

Annesi yani annemle babam da ayağa kalkıp bana baktılar. Kadının gözleri dolmuştu. Onları tekrar inceledim. Benden birkaç yaş küçük bir çocuk ve kızın ikizi yani ikizim vardı. Üç kardeştik demek.

Babam "Herkes kendi kızını alsın." dedi ama karşı taraftaki adam "Onlara da fikirlerini sormamız gerekir." diyince adının Aşkın olduğunu öğrendiğim kız "Ben gerçek babamı istiyorum. Size bayılmadığımı biliyorsunuz zaten niye zorluyorsunuz ki?" deyip babama sarıldı.

Babam da ona içtenlikle sarılırken Bade'nin gözündeki kırgınlığı çok net bir şekilde görmüştüm. Hala eli belimdeydi ve titrediğini hissediyordum. Benim bir ailem olabilirdi belki artık -umarım olurdu- ama onun kimsesi yoktu. Benim dışımda. Ben hep vardım. Abim de vardı ama onunla da çok yakın olamıyordu Bade. Yapısı böyleydi.

Karşımdaki aile beklentiyle bana bakarken Bade'nin yanımda olmasından aldığım güçle konuştum. "İkizim dışında o evde kalmaya değer biri yok zaten. Benim için sorun yok. Sizinle kalabilirim siz istiyorsanız."

Kız alayla konuşmaya başladı. "Benim ikizim olmasın o?"

Bade göz devirip yanağımı öptü sadece. Bu gayet yeterli olmuştu bence.

Kız da önüne dönünce annem bana gelip sıkıca sarıldı ve kulağıma fısıldayarak konuştu. "Ailene hoş geldin bebeğim."

Onu kırmamak için ben de "Hoş buldum." demiştim.

İnsanları kırmamak için çok şey yapardım. Ev ödevlerini mesela. Biliyorum biraz enayilik var bende ama napacaksın hayır demek 180 kilo halter kaldırmaktan zor geliyordu.

Babamla kızı odadan çıktığında annemle önce onlara sonra da Bade'ye çatık kaşla baktılar.

Küçük çocuk sessizce mırıldandı ama ben duymuştum. "E kızı unuttular."

Ne zaman hatırlarılar ki?

Babası boğazını temizleyip konuştu. "Kızım biz dışarda bekliyoruz. Sen kardeşinle vedalaşıp gelirsin. Konuşacaklarınız vardır."

Hep beraber çıktıklarında bekleyen göz yaşlarımı serbest bırakıp Bade'nin omzuna atladım. O da bana sarıldığında hıçkırdığını duymuştum.

"Seni seviyorum Yade. Bunu unutma, kendine iyi bak. Umarım onlar iyi insanlardır. Hoş iyi insanlara benziyorlar zaten. Beni merak etme. Ben orda mutlu olacağım. Ben gidersem Yağız da gelecek zaten biliyorsun. Aslında benim sana acımam lazım." dedi gülerek ve bende ayrılıp bana küçümseyici bir bakış attı.

"Ben İtalya'ya gidiyorum kızım. Ne merak edeceksin beni? Gül gibi geçineceğim." dedi alayla.

"Git tabi git. Ama hele İtalyan mafya bulmadan adım at şu ülkeye o zaman gösteririm ben sana." dedim ve ikimizde gülüp tekrar sarıldık.

"Kardeşi olan bir İtalyan mafya." diye düzelttim kendimi ve ekledim. "Gelirken kardeşi unutma sakın."

Bir süre sarıldıktan sonra "Seni seviyorum Yelim." dedim. İkinci adı Yelin'di ve ikimizde adlarımızın son harflerini değiştiriyorduk.

"Seni seviyorum Balım." dedi o da ve ayrılıp çıkışa doğru yürüdük. O içerde beklerken ben arabaya bindim ve ettiğim tüm o güzel temennilerin sikilip atılacağı o eve doğru yol adık.

Balın Yade//gerçek ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin