11.Bölüm part 1

23.7K 1.6K 309
                                    

Burayı okumanızı rica ediyorum bölümlerle ilgili açıklama yapacağım.

Kızlar benim okulum pazartesi açıldı. Bu yıl test soru ödev böyle ilerleyecek gibi görünüyor. Antremanlar da var bir yandan. Diğer bölümleri gün aşırı atmıştım ama artık o kadar hızlı yazacak vaktim olmayacak muhtemelen. Haftada üç gün seçelim cuma, pazartesi ve çarşamba günleri bölüm atmaya çalışayım ben size de uygunsa. Bu bölüm çok kısa ama daha fazla bekletmek istemedim. Diğer bölümü de yarın gece gibi bitirip atmayı deneyeceğim. Yine de belki cumartesi falan da atabilirim.

Şimdi size bir soru soracağım. Kafamda bir şeyler var. Ama karar veremedim hangi yolla gideceğime. Aşağıdaki rakamlardan birini seçip ve nokta da olsa oraya yorum yapabilir misiniz? Çok kararsız kaldım çünkü.

1?

2?

3?

Evet başlayabiliriz şimdii

Yemeğimizi yiyip hesabı ödemiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yemeğimizi yiyip hesabı ödemiştik. Şimdi de çıkışa ilerliyorduk. Güzel bir mekandı doğrusu. E artık hep getirirsin Alpaslancığım.

"Eve mi gidiyoruz?" diye sordum arabaya binerken. Eğer ilerde yakınlaşırsak bu arabayı kaçıracaktım.

"İstersen başka bir yere de gidebiliriz?" demesiyle ona döndüm.

"Hastaneye gidip Meriç abiyi de mi alsak?" diye sordum yüzüme muzipçe bir ifade takınıp.

Anında kaşlarını çatmış "Balın." demişti son harfi uzatarak. Kırılmıştım ama hani nerde Balım? Bunun tribini atardım da şimdi yenisin hadi şanslı geç bu sefer.

"Ne ya?" dedim oyunumu sürdürerek.

"Eve gidelim diyorsun yani? Bana uyar Barışlar koyun koyuna yatasınız."

"Hayır." dedim hemen. Öyle bir şey olsa sarıldım ayağına boğardı beni. Kanım da yerde kalırdı sonra. Yazık olurdu bana. O an acaba ölsem sevinir mi diye bir düşünce geçti aklımdan. Üzülmezdi herhalde.

"Adalar'a gidelim mi?" diye bir öneri sundum. Koskoca adamı Starbucks'a götürüp dedikodu yapamazdım herhalde.

Önce garipçe bakıp sonra "Olur, gidelim." demişti.

"Ben hiç gitmedim." dedim yolu izlerken.

"İstanbul'da yaşamıyor muydunuz? Nasıl hiç gitmedin?"

"Gitmedim işte." dedim somurtarak.

"Tamam tamam somurtma hemen." dedi gülerek ve bir elini direksiyondan çekip saçlarımı karıştırdı.

"Ya abi napıyorsun ya?" dedim huysuzca bir anda.

Arabanın birden fren yapmasıyla öne doğru uçuyordum ki Alparslancığım kolunu önüme doğru uzatarak bunu engelledi. Benim gibi kemer takmayan asalakların sonu işte.

Balın Yade//gerçek ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin