19.Bölüm

6.1K 509 56
                                    

"Aaaaaaa!"

Meriç'in çığlığıyla kahkaha attım. Meriç'in çığlığıydı değil mi?

"Sikeyim. Bu ne böyle?"

"Ananı..."

"Abiii!"

Herkesi zorla 360'a bindirmiştim ve şimdi hepsi çığlık çığlığa bağırıyordu. Ata da araya küfürler katarak edebi parçamızı tamamlıyordu.

Ne yükseklik korkum ne de hız korkum olduğu için ben rahat rahat oturuyor etraftakilere el sallıyordum.

Hoparlörden gelen tanıdık melodiyle gülerek şarkıyı söylemeye başladım.

"Hüzünler başıma vurdu yine
Sevginin çıkmaz yollarında senin dolaylarında..."

Bağırarak şarkıya eşlik ederken bir iki kişinin de bana katıldığını fark ettim.

"Sana dair hasretim yüzyıllardan kalma
Aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında..."

Neredeyse aletteki tüm kızlar olarak şarkıyı bağırarak söylerken arada bazı erkek sesleri de gelse de geneli kadın sesiydi. Tamam diğer kısma geçecekken Meriç'in de eşlik etmesiyle kaşlarımı kaldırdım.

Demin son duasını etmiyor muydu bu?

"Orda her kiminleysen belki sevgilinleysen
Söyle kumralım için sızlamaz mı..."

Onu umursamadan eşlik etmeye devam ettim. Herkes söylüyordu. Çok garip bir atmosferdeydik şu an ama iyi hissettiriyordu.

"Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti
Söyle kumralım benim adım neydi..."

Boynuma astığım telefonumu çıkarıp video çekmeye başladım. Bu anı kaydetmeliydim.

"Ne zaman güneş doğar
Aylardan hangi aydır
Söyle kumralım ben adımı unuttum
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti
Söyle kumralım benim adım neydi..."

Alet yavaş yavaş durduğunda şarkı da bitmişti. Dudaklarımı asarak hemen yanımdaki Ata'ya döndüm. Beni gördüğünde yüzümü dikkatle inceleyip başını iki yana sallayarak "Hayır Balın." dedi.

"Ama..." dedim hüzünle fakat o sözümü kesip reddetmişti. "Ben bir daha bu sikik şeye hayatta binmem."

"Noldu korktun mu?"

"Binmeyeceğim Balın."

Hemen Ilgaz'a doğru eğildim. Konuşmalara şahit olduğu için konuyu biliyordu. Hemen başıyla reddetti.

"Olmaz Yade. Gel atlıkarıncaya binelim."

"Atlıkarınca ne ya? Anan binsin atlıkarın-ayy Mine Hanım'a söylemezsiniz değil mi?"

Ata da Ilgaz da bana sırıtarak bakmaya başlayınca "Küserim?" dedim işaret parmağımı onlara doğru tutarak.

İkisi de önce bana sonra parmağıma bakmıştı. Ata parmağımı tutup indirdiğinde "Barışırız." demişti.

"Ben küsersem bir daha barışmam. İsterseniz deneyin?"

Onlara daha bir şey demeden Arel'e teklif etmek için diğer yanıma döndüm ama o çoktan demirleri çıkarmış aletten uzaklaşmıştı. Meriç'e baktığımda onun zaten çok korktuğunu gördüğümden teklif dahi etmedim.

Acaba yalnız mı binseydim?

Dördümüz de demirleri çıkartıp Arel'in yanına ilerlediğimizde Meriç'in ellerinin titrediğine şahit olmuştum. Bu niye bu kadar korkmuştu ki? Ilgazla Ata binmemesi için ısrar etmiş ama Meriç kabul etmeyip binmişti. Şimdiyse alnından terler akıyordu.

Balın Yade//gerçek ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin