5.BÖLÜM - TALİP

226 24 21
                                    

Selamlarrr yeni bölümle geldimmm
Bölüm arası yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalar 🫶🏻



Hayat güzeldir. Yaşamak için her zaman güzel nedenler bulmayı becermek ise epey zahmetli. Ben hayata hep olumlu yönden bakmaya çalışıyorum. Elbette benimde çok kez engellere takıldığım, hatta umudumu kaybettiğim günler bile oldu ama bilirim ki rahmetiyle kalbime dokunan bir el vardı. İnanç; inanmak bu hayattaki en gerçek şeydir.

"Olmuş mu?" Göz ucuyla anneme baktım. Yine beni izin günümde alıkoydu. Neymiş gelin görmeye gidecekmiş. Yahu, düğününe gitmediğimiz insanların gelin görmesinde ne işimiz var! Annem mahalledeki kadınlarla epey yakınlaşmış.

"Gökşin," dedi kolumdan çekip. Ya izin günümde bari bana huzur ver anne. Bari şu bir günde bir rahat bulayım. "Elini çabuk tut. Geçen yaptığın poğaçaları çok beğenmişlerdi."

"Tamam anne." İçten içte ise söyleniyorum. Annem beni herkesle tanıştırmaya çalışıyor. Elbette zamanla herkesi tanıyacağız fakat şu an benim izin günüm ya, ben bugün sadece uyuyacaktım.

"Nermin'de geliyor," bir duraksama yaşadım. Nermin teyze Ulaş'ın annesi. Annem onunla bayağı bir yakınlaşmış. Ara sıra birbirilerine kahve içmeye gidiyorlar hatta akşamları eşiyle çay içmeye geldiği de oldu.

"Bayağı yakınsınız," alttan alttan anneme laf vurdum. Nermin teyze pamuk gibi ama oğlu tam bir vahşi. Hatta vahşi bir kenarda dursun, buz dolabı. Yani buz dolabınında güzel yanları var fakat o Ulaş delisinin hiç güzel bir yanı yok. O hiçbir tabiri hak etmiyor.

"Tam benim kafadan," derken tülbentini düzeltti ve tezgahtaki saklama kaplarını poşete koydu. "Nermin'i çok sevdim. Tam dünür olacak insanlar." Hah, tamam. Annemlerin arasındaki muhabbet de kendini açıkça belli etti. Çok şükür ne benim yaşımda oğlu var, ne de bekar. Düşüncelerimi bir anda başka bir düşünce tekmeledi. Ulaş delisi bekar.

"Ay," dedim çığlıkla. Hızlıca anneme döndüm. Hanımefendi bir de keyifli keyifli gülüyor. "Sakın anne, sakın anladın değil mi?"

"Nasip kızım." Yüzündeki gülümseme büyürken usulca mutfaktan çıktı. Ben ise ardından bakakaldım. Ben onunla sohbet etmek dahi istemiyorum. Hatta yüzünü bile görmek istemiyorum ama bir dakika ya o kadar abartmaya lüzum yok.

"Bak Gökşin," dedi evden çıkarken. Annemin yanında yürümeye devam ettim. "Babanla öyle aşk evliliği falan yapmadım ama evlendikten sonra aşık oldum." Bana baktı ve tekrar önüne döndü. "Eğer sevdiğin yoksa görücü usulü düşünebilirsin. Sonuçta senelerce birlikte olduğun insanı bile tanıyamıyorsun. Her şey kader kısmet kızım." Sustum ve bir şey söylemedim. Annem belki bu konuda bir nebze haklı ama bilemeyiz. İnsanları tanımak zor.

Ben, bazen sevginin de yetmediğini biliyordum. Önceden sevginin her şeyin üstesinden geleceğini düşünürdüm ama zamanla anladım ki sadece bir kişinin sevmesi yetmiyor. Karşılıklı sevgi her şeyin üstesinden gelir. İnsan tek başına savaşamaz. Bir başına çabalamak zor ve tek başına ayakta tutacağım bir sevgiye ihtiyacım yok.

Annemin sözleri aklımda dönüp dururken, misafirliğe geldiğimiz evin kapısındaydık. Kapıyı bize açan genç kadına gülümsedim. Sanırım bize kapıyı açan evin gelini.

"Hoş geldiniz Sema teyze," annemle birbirlerine sarıldılar. Annemden sonra bana baktı ve içtenlikle gülümsedi. "Hoş geldin," birbirimize gülümsedik.

"Gökşin," derken içeriye geçmiştim. Ardımızdan kapıyı kapattı.

"Salona geçin Sema teyze." Annem salonu biliyormuş gibi ilerledi ve gerçekten de biliyor. Salona girdiğinde bende arkasından geçtim. Annemin kadrosu tam takır burada. Kısaca hepsinin üstünde göz gezdirdim.

KUTUP YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin