19. BÖLÜM - SEN ORDA YOKSUN

59 12 0
                                    


19.BÖLÜM - SEN ORDA YOKSUN


Bazı hisler keder gibi yayılıyordu. Hissettiğin anda o kederin içinde boğulmamak için çırpınıp durursun. Çırpındıkça boğulursun. Sevgi benim için hep korkuydu; çünkü sevince kaybetmemek için insan kendini kaybetmekle başlıyordu. Ve ben bu kederle karşılaşmak istemiyordum. Fakat şimdi ben bu kederi göğsüme bir çiçek gibi takıp gülümsedim. Artık sevgi benim için keder değildi. Derdimin dermanıydı.

Sevgisizlik görmüştüm ama sevgi denen o illet; sevgi bambaşka bir şey. Biri tarafından çıkarsız bir şekilde sevilmek akıl kârı değil en nihayetinde.

Bir yüzük için kendimi saniyeler içinde ağlattım. Ulaş'ın hala Buket'i unutmamış olduğunu düşünmek bir dertti. Ben bu dert ile yaşayamazdım. Aklım sürekli onun ihtimallerinde boğulurken kendimi kaybedebilirim. Ne kadar konuşulursa konuşulsun ben hissetmekten yanayım. İnsanın hisleri en doğru yoldur.

Kolları arasında olmak başka bir dünyanın kapısından içeriye girmek gibiydi. Hayatıma hoş geldin demişti. Hoş gelmiş miydim sahiden? Gelmiştim belki de.

"Gökşin," alnımı omzuna bastırdım. Huysuzlanıp nazlanmak istiyordum. "İyi misin?" Elini çekingen bir tavırla saçlarıma uzattı ve nazikçe saçımı okşadı.

"Hıhım," dedim mırıltıyla. Ona o kadar çok nazlanmak istiyordum ki; sırtımı onun sevgisine yaslama ihtiyacı duyuyorum.

"Güzelim," kısık sesi kalbime dokunurken iç geçirdim. "Baksana bana." Alt dudağımı dişlerimin arasına kıstırıp isteksizce geriye çekildim. "Yüzünü görmek istiyorum."

Yutkundum. Sanki bir şeyleri sindirme ihtiyacı duyuyorum. Dudağımı serbest bıraktıktan sonra başımı kaldırıp siyaha çalan gözlerine baktım. Bana öyle güzel bakıyordu ki, ona kanmamak çok zor geliyor. Bir bakışına bin kalp harcayacak kadar gözüm kararıyor.

"Efendim."

Yüzüme gelen saçlarımı narin bir dokunuşla kulağımın arkasına aldı. "Çok," içli bir nefes aldı. "Çok güzelsin. Seni tanıdıkça diyorum ki, bu kadının kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş." Eli saçlarımdan kopamadı. Yavaş yavaş saçlarımı okşamaya devam etti. O saçlarımı okşadıkça yüreğimdeki kıpırtılar artıp durdu.

"Teşekkür ederim." Mırıltı şeklinde çıkan sesime içimden sövdüm. Utanmıştım.

"Yüzüğümü çıkarmayacağım. Eğer canını sıkan bir konu olursa bunu dile getirmeni rica ederim, Gökşin. Biz hayatımızı birleştirme kararı aldık. Yarın bir gün kavga edersek kapıyı çekip çıkacak mısın?" Başımı hızla olumsuz anlamda iki yana salladım. "O halde rica ederim bir daha rahatsız olduğun bir konu olursa konuşalım. Aklım sende kaldı. Kötü bir şey oldu diye düşünüp durdum."

Mahçup bir halde bakışlarımı kaçırdım. "Haklısın." Söyleyecek başka bir şey bulamadım. Haklıydı. Onun haklı olması elimi kolumu bağlıyor.

"Öğlene kadar yanında kalacağım." Başımı dikleştirip ondan bir adım uzaklaştım. Kalacak mı sahiden? Kalacak. Ulaş öğlene kadar yanımda kalacak. Küçük bir çocuk gibi göğsüm hınca hınç sevinçle doldu. Gözlerimi kırpıştırıp göğsümdeki sevgiyi gözlerime yansıttığımı düşündüm. Ona sevgiyle baktım. İçimde onun için kök salan o sevgi, şimdi gözlerimdeydi.

Bir zamanalar okuduğum o kitaplardaki hayat şimdi benim hayatımdı. Sevmem derken birini sevebileceğimi hiç düşünmüyordum.

🌠

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUTUP YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin