18. BÖLÜM - HOŞ GELDİN

135 13 2
                                    


Hala yazmaya devam ediyorum. Uygulama ne zaman erişime açılır bilmiyorum ve umarım en kısa zamanda açılır. İki ayı geçti maalesef hala ses seda yok. Wp kanalı açtım ınstagram hesabımdan linke ulaşabilirsiniz. Ayrıca başka kitappad'de bölümler yayında oradan da ulaşabilirsiniz. 


18. BÖLÜM - HOŞ GELDİN


Ellerimi montumun cebine sıkıştırıp yürümeye devam ettim. Aralık ayının ilk haftasındayız ve hava aşırı derecede soğuk. Yağmur yok fakat onun yerine kuru soğuklar var. Kaldırımda attığım her adımla yüzüme çarpan rüzgardan dolayı üşüyordum ama bu hoşuma da gidiyor. Yüzüme ufak bir tebessüm konarken durdum. Gözlerim yolun kenarında duran Sevda ile kesişince gülümsedim. O kadar tez canlı bir insan ki, onu görüp de tebessüm etmemek çok zor.

"Gökşin," Sevda ellerindeki poşetleri açtığı kapıdan içeriye bırakmaya devam etti. "Nasılsın?" Derin bir nefes alırken nasıl olduğum kafamda dönüp durdu. Mutluyum. Her şey fazlasıyla güzel ilerliyor.

"İyiyim Sevda, sen nasılsın?"

Poşetlerin hepsini kapıdan içeriye bıraktıktan sonra bana döndü. Yüzünde yine sıcak bir gülüş belirirken konuştu. "İyiyim bende. Pazara gidip geldim."

"İyi yapmışsın," derken aramızdaki mesafeyi kapattım. Şimdi karşı karşıyayız.

"Gelsene," aralık olan kapıyı açtı. "Bir kahve içelim."

Kararsızlıkla kapıda kaldım. Aslında gitsem benim içinde iyi olabilir. "Olur. Bugün izin günüm."

Gülümsedi. "Ona ne şüphe canım. Seni anca izin günlerinde görüyorum."

İmasıyla tebessüm ettim. İzin günümde dahi kafeye giderdim ama Meltem bu konuda biraz azarladı. Yeter artık, kendine de zaman ayır derken fazlasıyla haklı olduğunu rutinlerden sıyrılınca anladım. Bir durup, kendime de zaman ayırmam gerektiğini en sonunda anlamıştım. Hayat bir yerden sonra rutinleşince bunalıyor insan ve ben artık bunalmak istemiyorum. Temiz bir zihin yapısıyla ilerlemek istiyorum.

"Ee," dedi içeriye geçtiğimizde. "Nişanlılık nasıl gidiyor?" Yaklaşık iki haftadır herkesten duyduğum o rutinleşen soru. "Güzel gidiyor. Ulaş ile epey bir yol katettik. Ben, buna gerçekten şaşırıyorum."

Poşetleri ona yardım edip mutfağa taşıdık. "Daha çok vakit geçirip birbirinizi tanırsınız. Tatlı telaşlar." Poşetleri teker teker dolaba yerleştirirken masaya yöneldim ve sandalye çekip oturdum.

Dudaklarıma hafif bir tebessüm kondu. "Hala tuhafıma gidiyor."

Kısık bir sesle söylediklerime sesli güldü. "Alışmak biraz zaman alır." Omzunun üzerinden dönüp bana baktı. Hala gülümsüyordu. "Hadi sana benim açımdan çok güzel bir haber vermek istiyorum."

Gözlerim heyecanla büyüdü. "Ay," diye yükseldim. "Çabuk söyle."

Kocaman bir gülüşle bana döndü. Yüzündeki o gülümseme çok şey ifade ediyordu. Sıcak kanlıydı ve bunu Sevda'ya bakarken bile insan fark ediyor. Her şey bir yana neşesi insanı kendine çekiyor. Onun bu hali beni onunla daha çok sohbet etmeye itiyor. İlknur'da tıpkı Sevda gibi aşırı pozitif ama aralarında fark var.

"Hamileyim."

Tek kelime. Hamile. Şaşkınlığım yüzümde kahkahaya döndü. Hızla oturduğum yerden kalktığımda ikimiz de kırk yıllık arkadaş gibi birbirimize sarıldık. "Tebrik ederim. Çok sevindim."

KUTUP YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin