2.0

34 18 2
                                    


Bölüme geçmeden önce yıldıza bir basarsanız çok makule geçer satır arası yorum bırakırsanız da çok sevinirim.  Hızlı büyüyoruz, bölümleri hızlı atma sebebim 2 hafta içerisinde hikayeyi bitirmem gerektiği için. Hayalimi yerine getiriyor olduğum için. Yoksa emeğimin karşılığını pek alamıyor gibi hissediyorum zaten.

Şimdi bölüme geçelim umarım beğenirsiniz keyifli okumalar.



—-
Gece yarısıydı, yatağımda yatıyordum, kolumun üstünde uyuyan köpeğim ve kulağımda Özgür'ün sesiyle. İnanmalı mıydım inanmamalı mıydım bilmiyordum. İçimden bir ses diyordu ki herkes aynı değil Rüya, hep aldatıldın diye yine aldatılmak zorunda değilsin.

Sonra başka bir ses diyordu ki, o senin sevgilin bile değil. Belkide zaman geçiriyor seninle. Zaten tanımıyoruz..

O sese inanmak istemiyordum, ben Özgür'e inanmak istiyordum..

"Muhtemelen bunu yapan o kız. Pislik gibi görüneceğim belki bilmiyorum ama o kızı hatırlamıyorum bile."dedi Özgür. Hala kendini açıklamaya çalışıyordu.

Yine sustum saatlerdir yaptığım gibi, yine dinlemeye devam ettim. Gözümde bi pislik olduğu falan yoktu, ama sabah olduğu gibi huzurlu değildim onunla konuşurken. Sanki bir rüyadan uyanmış gibiydim. Özgür'ün her dediğini kafamda sorguluyordum ama inatla ona inanmak için de direniyordum.

"Bu yüzden hiç bir şey yapamıyorum da şu an. Ne hesabımı alabildim ne numarayı yaymasını durdurabildim. Numarayı değiştirdim zaten. Hadi beni geç kanalı da kurtaramıyoruz."

"Kanal da vardı değil mi?"dedim sonunda konuşarak. Onaylayan mırıltılar çıkarttı. Sessiz kaldı bir süre, "Güvenini kazanamadan kırdım değil mi?"

Doğru değildi, güvenimi kazanmıştı. Ama evet kırmıştı da.

Sustum, hiç bir şey demedim.

Derin bir çekti, "tamam o halde. Uyu şimdi, sabah olduğunda her şeyi düzelteceğim.."

"O nasıl olacak?"

"Uyu Rüya'm. Düzelteceğim söz.."

(' Hakan Paul bu maçı izliyor' grubu)

(09:15)

Hakan: arkadaşlar an itibariyle

Hakan: Özgür milyonların sevgilisi olmuş durumda

Hakan: Özgür'ün hesabını kim çaldıysa artık bir gece de bin tane kıza çıkma teklifi etmiş

Enes Uzun: buldum Batın'ı

Enes Uzun: bize gelecek birazdan bugün almış oluruz hesabı

Enes Uzun: yalnız yazık oldu kızlara

Hakan: apwşspwlsow

Hakan: kızlara çoktan yazık oldu

Hakan: Özgür Rüya'nın yanına gitti

Hakan: oğlum hadi onu bunu geç benim kanalım gitti lan

Kaşlarımı çatıp ardı ardına gelen mesaj sesleriyle gözlerimi araladım. O sırada kolumda uyuduğunu bile unuttuğum köpeğim de boynuma doğru yattığında ona gülümsedim. Boynumdan çekip iki elimle tutup havaya kaldırdım onu. "'Uyandın mı sennn.."dedim bir bebeği severmiş gibi. Bacaklarını sallayıp dil çıkarttı bana. Gülüp yanıma bıraktım onu. Hızlıca yataktan inip onun için yaptığım battaniyeden yatağa koştu. Kenarındaki mama dolu kaptan mamalarını yemeye başladı.

Telefonumu elime aldım sonra, bu curcunanın nedenini merak ediyordum. Mesajlar Hakan'ın açtığı gruptandı. Hızlıca mesajları okuduğumda gözlerim Kocaman oldu ve hızla yatakta doğruldum. Özgür buraya mı geliyordu?

"Ne ne ne ne?"diyerek tekrar okudum mesajları. ÖZGÜR RÜYA'NIN YANINA GİTTİ YAZIYORDU!

Uyu şimdi, sabah olduğunda her şeyi düzelteceğim.

Hızlıca heyecanlı adımlarımı evimizin arkasındaki parka yönelttim. Daha sabahın dokuzuydu, annem uyanmamış babam çoktan kendine yapacak bir şeyler bulup evden çıkmıştı. Bende mesajı gördükten tam olarak beş dakika sonra Özgür'den gelen mesajla, hiç zorlanmadan dışarı çıkmıştım.

Tabii özenle saçlarımı tarayıp düzeltip, en güzel tişörtüm ve eşofmanımı giyip çıkmıştım. Makyaj bile yapmıştım sabahın dokuzunda. Akşam biraz canım sıkılsa da şu an toz olup gitmişti her şey, Özgür'ü ilk defa kanlı canlı görecek olmanın heyecanı içindeydim. Canım sıkkındı biraz ama içim de gidiyordu onu görmeye.

Sonunda parka ulaştığımda elinde beyaz gül buketiyle, çocuk salıncaklarında dertli dertli bir ileri bir geri giden Özgür'ü gördüm. O an sanki yavaş çekimdeydi her şey, kalbimin atışını dahi kulağımda duyuyordum.

Adımlarım yavaşladı ama durmadım. Ben ona yaklaştıkça adım seslerimi duyup kafasını kaldırdı ve baktı bana. İlk göz göze geldiğimizde nefesimi tuttum fark etmeden. İçimden bir şey akıp gitmişti sanki. Tebessümünü gördüm, daha önce videolarda fotoğraflarda görmediğim en güzel tebessümüydü bu, ya da bana öyle geliyordu.

Yavaş yavaş gidip karşısında durduğumda o da ayaklanmıştı. Aramızdaki boy farkı bariz belli olmuştu, omuzlarının biraz altına geliyordum Özgür'ün. Tepeden tepeden gülümseyerek bakıyordu bana. Ben ise aşağıdan hayatımda gördüğüm en güzel şeye bakıyordum.

Durduk öylece, telefonda izlediğimiz gibi izledik birbirimizi hiç bir şey olmamışçasına. Sonra birden yavaşça döndü arkasını Özgür, elindeki çiçek buketini oturduğu salıncağa bırakıp bana geri döndüğünde ikimizde aynı anda hareketlenip sarıldık birbirimize. Öyle hafifçe, kibar kibar da değil. Sıkıca, uzun süredir birbirini hiç görmemiş iki insan hasretiyle sarıldık.

Boynundaki kollarımı sıkıca sarıp gülümsedim, gözlerim kapalıydı. Güzel bir uykuda gibiydim, her anı beynime kazınıyordu ve sanki güzel bir melodi çalıyordu kulağımda. Gerçekten huzura boğulmuştum kolları arasında. 

Bir süre öyle kaldık, sonrasında anın güzelliğinden kendimi kaybettiğimi anlayıp utandım ve yavaşça geri çekildim. Oda kollarını çektiğinde "Hoşgeldin..."dedim. Gülümsedi, susuyordu hala. Cevapsız bekledi öyle bir sürü, gülüşü büyümüştü. Kafa salladı, "Hoş buldum güzelim."

Biraz sonra elimde çiçeklerimle iki salıncaktan birinde oturuyor ileri geri gidiyordum. O da yanımda sallanıyordu yavaş yavaş. Çiçekler için teşekkür ettiğimde başını iki yana salladı, "Ben teşekkür ederim, yüzüme bile bakmazsın gibi geliyordu."

"Dinlemek istedim."dedim. "Teşekkür ederim."dedi yine.

"Anlattım sana, bir sene önce çekildi o fotoğraf. Arkadaşına çektirmişti diye hatırlıyorum zaten. Sırf havasına yani. Arkadaş çevrem büyüktü o zaman, tanıyordu beni neredeyse İzmir'in yarısı.."

"Hızlıydın yani.."

Çapkın bir gülüş belirdiğinde yüzünde ters bir bakış attım ona istemeden. Düzeltti ifadesini hızla. "Estağfurullah."dedi. Sonrasında telefonuna gelen bildirim yağmuruyla telefonunu arka cebinden çıkartıp açtı. Kaşları çatılmıştı, "bunlar kim amına koyayım?"diye tepki verdiğinde kaşlarım havalandı.

"Ne oldu?"diye sorduğumda tam telefonu bana çevirecekken duraksayıp bir kaç saniye boş boş baktı gözlerime. "Ne oldu Özgür?"diye sordum tekrar. Telefonu yavaşça bana çevirip " Aldım hesabımı da, görmüşsündür zaten yazmıştı Hakan. Bir sürü kıza yazmışlar benden."dediğinde merakla baktım telefonuna. Dm kutusunda bir sürü kızdan günaydın mesajları vardı.

Doğruydu ya, Özgür artık milyonların sevgilisiydi.

Onun gözlerine baktığımda meraklı gözlerle tepkimi beklediğini gördüm. "Baya yavaşmışsın ya.."dedim alttan alttan gülerek. Tepkim beklediği gibi olmadığı için o da güldü. Sonra telefonunu sessize alıp olayla gerçekten alakası olmadığını anlatmak için elinden geleni yaptı. "Yani kısacası ben şerefsizin biri değilim sen varken gideyim onun bunun koynuna."

Yazdan hazana dönmeden/Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin