3.2

40 17 6
                                    


Bölüme geçmeden önce yıldıza bir basarsanız çok makule geçer satır arası yorum bırakmayı da unutmayın umarım bölümü beğenirsiniz keyifli okumalar

Sevgili Teo adlı bir hikayeye başladım, bu bitmeden devam etmeyeceğim ama. Yine de bir göz atarsanız sevinirim.

Arkadaşlar hemen bir dipnot vereyim. Gülşah doktorumuz gerçek ben bölümğ yazarken kendileri mesaja bakmadıkları için gerekli bilgiyi alamadım. Normalde tümöre öyle pat diye kemoterapi yapılıp pat diye girilmiyormuş ameliyata. Ama buradan da dönüş yapamıyorum artık. Sallamasyon okuyun o kısmı sşepxşepzkeo - olabiliyormuş öyle şeylermişçesine okuyun işte

Bugün o gündü. Uyuyup uyanmıştım. Sevgilimin doğduğu gündü bugün, uyandığımda iyiki dediğim gündü. Sonrasında derin bir iç çekip el açıp dua ettiğim gündü. Ne olur ölmesin diye dua ettiğim gündü.

Aydan ile birlikte gittik hastaneye. Özgür beni görünce sıkıca sarılmış sonra alıp yanına oturtmuştu beni. Çok ifadesiz bakıyordu. Annesi halası, ablası, babası, Enes, Hakan Aydan ve ben vardık yanında. Ama o hiçkimse yokmuş gibi sadece duvara dümdüz bakıyordu. Korkuyordum, bu ameliyattan sonra bir şeyler kötü giderse olacaklardan korkuyordum. Özgür kuzenini ve amcasını kaybetmekten bense onu kaybetmekten korkuyordum.

Hakan kötüydü bugün. Susuyordu. Özgür gibi tek kelime etmiyordu. Herkes sessizdi aslında onlar gibi. Sonrasında Gökhan abi geldi, Hakan'ın abisiymiş. Anneleriyle birlikte Almanya'da yaşıyormuş. Bir ara anlatmıştı Özge abla, çok fazla intihara teşebbüs etmiş Hakan'ın annesi onun gözlerinin önünde. Babasıyla hiç anlaşamazmış, ayrılmak ister ayrılamayınca intihara kalkışırmış hep. Şimdi bile gelmemişti o kadın. Sadece Gökhan abi gelmişti. Hakan ile sıkıca sarılmışlardı, Özgür ile de öyle. Benimle de kısaca tanışmıştı. O biraz daha dik duruyordu Özgür ve Hakan'ın aksine.

Her şeye hazırlıklı olarak gelmişti buraya. Babasını kaybedebileceğini bilerek gelmişti.

Dakikalar geçmişti, saatler. Sonrasında kadın bir doktor çıkmıştı içeriden. Bir kaç gündür tanıdığım üzere bu Hakan'ın babası Haktan amcanın doktoruydu. Gülşah Sağlam. Sanki bir yerlerden hatırlıyordum bu ismi, ama sorgulamamıştım o an. İçeriden çıktığında ameliyatın iyi geçtiğini ama tekrar büyüyebilme riski olduğunu söylemişti. Derin bir oh çekmişti herkes, dikenlerin üzerinde bir rahatlıktı bu. Ağlanacak hale gülmek gibi bir şeydi.

Sıkıca sarıldı herkes. Hakan ve Özgür aynı anda sarıldılar Özgür'ün babası Ömer amcaya. Özge abla annesine sağlayarak ağlamıştı. Gökhan abi ise haberi duyduğu anda boğazını tutarak olduğumuz kattan çıkıp gitmişti. Sonrasında arkasından gitmişti Özgür onun. Annesiyle sarılmıştım.

Amcası ameliyathaneden çıkartılırken dikkatlice baktım Özgür'ün gözlerine. Küçücük bir mutluluk parıltısı görmek istedim. Gördüm, ama o mutluluk bile o kadar buruktu ki, içimden bir şeyler kopup gittiğini hissettim. Elimden hiç bir şey gelmeyişi canımı yaktı, onun canı yandıkça benim canım yandı.

Bir süre sonra beni eve bırakmak için dışarı çıkıp motora bindiğimizde "Eve gitmek istemiyorum ben Özgür."demiştim.  Onu yalnız bırakmak istemiyordum. Ablama da Aydan'da kaldım diyecektim. Zaten çoktan Aydan ile birlikte hastaneden çıkıp onlara gittiğimizi biliyordu.

Birlikte Özgür'ün evine geldiğimizde o kocaman evi inceleme fırsatı bulamadan odasına geçmiştik. Balkonuna geçip ortada duran bahçe koltuğuna oturmuştu. Karşısına çöküp ellerim arasına almıştım yüzümü. Öpmüştüm yüzünün her yerinden.

Gözlerini görmüştüm. Zor duruyordu Özgür. Ağlamamak için sıkıyordu kendini. Dokunamıyordu bile bana.

"Sıkma kendini Özgür. Ağla işte.."dedim başımı yana yatırıp. Gözlerim dolmuştu. Artık Özgür sayesinde boş bulduğum anda gözlerim doluyordu.

Yazdan hazana dönmeden/Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin