Zar zor sabah oldu Sıddık sabah kalktığında üstünden tır geçmiş gibiydi ben kayınpederimin yanına gidip ağlayarak siz beni kandırdınız gerçeği söyleseydiniz hasta olduğunu bilseydim evlenemezdim eve gitmek istiyorum dedim kapıdan çıkıp merdivenlerde oturdum o zaman istanbul'dan Bitlis'e bir tane otobüs vardı oda Topkapı'dan kalkıyordu nasıl giderim diye düşünmeye başladım kayınpederim yanıma gelip gel içeri ağlama falan dedi ben de gideceğim konusunda ısrar ettim hayır gidemezsin dedi halamı aramamada izin vermedi Sıddık o hastalıkla sabah kalkıp işe gitti ona daha çok şaşımıştım adım atıcak hali yoktu ama sabah kaldırıp Sıddık'ı işe gönderdiler üvey anneleri vardı rahat edemiyorlardı kayınpederim 50 yaşında karısı Altın 25 yaşlarındaydı hiçbir şey umrunda değildi gencecik kızı yanına almış kendince eğleniyordu zorunlu olarak içeri girdim koltuğa oturdum aradan kısa bir süre geçtikten sonra Sıddık geldi kaynanam ve kayınpederim neden geldiğini sordu patron bana sen çok hastasın dıyerek üzüldü eve gönderdi dedi gerçekten hayretler içinde kalmıştım kendi ailesi merhamet etmezsek elalem ona merhamet etmişti daha sonra Sıddık'ın o halini görünce çok üzüldüm Sıddık namazında bir insandı beş vakit namazı hiç kaçırmazdı ağzı temizdi kalp kırmazdı boynunu bükük görünce bu hastalığın onun suçu olmadığını artık evlendiğimi kaderime razı olmam gerektiğini düşündüm onun da bir suçu yoktu ona şans vermeliydim olduğu gibi kabul etmeliydim Sıddık'ı olduğu gibi kabul etmeye bu ev benim için çok zor olsada kalmaya karar verdim