Songül bütün evin işini yapıyordu ne bulaşık makinası ne de çamaşır makinesi vardı Songül her şeyi eliyle yıkıyordu yemeği yapıyordu bana o kadar çok yardım ediyordu ki benim çokta bir şey yapmama gerek kalmıyordu böyle böyle derken aradan üç ay geçti karnımda büyüdü altı bebeğim altı aylık olmuştu son üç ayım kalmıştı karnım burnumda geziyordum Mustafa yine aynıydı sabah gidip akşam geliyordu hiçbir şey umrunda değildi Annem aradı Songül gelsin artık dedi iş güç tarla yetişemiyoruz dedi haklıydı köy işleri ağır oluyordu annemde eskiye göre biraz daha toparlamıştı ama yine yetiştiremiyordu tamam anne pazartesi veya salı gönderirim dedim telefonu kapattım bir akraba köye gidiyordu pazartesi günü Songül'ü onlarla gönderdim o gittikten işler zorlaştı Mustafa kumar batağına düşmüştü sabah kahveye gidip akşama kadar gelmiyordu geldiğinde de eline bir ekmek bir yumurta alıp gelip yiyip gidiyordu ne hamile eşine ne de çocuklarına bakmıyordu karnınız aç mı diye bile sormuyordu köyden gelen erzaklar sayesinde çocuklar aç kalmıyordu aradan üç ay geçti dokuz aylık olmuştu karnım iyice ağırlaşmıştım yine o günlerden birinde karnım çok ağrıyordu halamı aradım durumu söyledim çocuk geliyor olmasın dedi yok hala dedim telefonu kapattı hemen yanıma geldi kendini sıcak tut geçer halı yıkamıştın üşütmüşsündür dedi kapıya çıktım kayınpederim ile karşılaştım yavaş yavaş geliyordu baba hasta mısın neden yavaş yavaş geliyorsun dedim senin ahın tutuyor kızım Allah bizi hiçbir zaman affetmicek baksana haline dedi gitti içimden madem böyle söylüyorsun neden yardım etmiyorsun diye geçirdim içeri girdim sancılarım artmaya başladı ayağımı atamıyordum eltimi çağırdım sen doğum yapacaksın galiba dedi öyle demesiyle korkmaya oluk oluk terlemeye başladım