Bu kadar uzun bir yola ilk defa çıkmıştım yok hiç bitmeyecek gibi geliyordu yol 24 saat sürmüştü yol boyunca ağlamıştım yol da bitmek bilmiyordu evimden bu kadar uzağa gitmek beni çok üzüyordu annem babam kardeşlerim ne yapıyorlardı acaba arkamdan çok ağlamışlar mıydı otobüs ilerledikçe evim daha da çok uzakta kalıyordu dönerken bir tesiste durduk etrafta ki kayısı sembollerinden Malatya da olduğumuzu anladım tesiste ki lavaboya girdim aklıma kaçma fikri geldi etrafıma baktım kaçmak için bir açıklık arıyordum ama kaçmama uygun büyüklükte bir açıklık bulamadım derken görümcem Aysel geldi uzun süredir lavabodaydım sen burada ne yapıyorsun çıkta gidelim dedi ben de ona çık ben geliyorum dedim ama nafile lavabo nun önünde dikildi galiba benden şüphelenmişlerdi ben lavabdan çıkana kadar gitmedi mecburen lavabodan çıkmak zorunda kaldım Ayselle beraber otobüse bindik yola devam ettik hala ağlıyordum durduğumuz hiçbir tesiste yemek yiyemiyordum Ankara'da da durduk orada da bir şey yemedim daha sonra yola tekrardan devam ettik göz yaşlarım hiç dinmiyordu evden uzaklaştıkca içimi hüzün kaplıyordu gideceğim yerde beni neyin karşılayacağını da bilmiyordum sadece bilinmezliğe doğru gidiyordum 24 saatin sonunda istanbul Topkapıya vardık beyaz bir taksi ile bir adam orada duruyordu kayınpederim gelin bu arabaya binicez Salih orada dedi görümceme Salih kim dedim benim büyük abim dedi yani benim kaynımdı babasını annesini öptü bana da hoş geldin dedi arabaya binip eve doğru yola çıktık bu ev Gaziosmanpaşa da sokak arasında giriş kat bir evdi arabadan inip kapıya doğru yöneldim ayakkabımı çıkarıp içeri adımımı attım ki tam karşımda