Eltimlerin Alt katı bizim evimizdi içerde kiracı vardı ilk iş onların çıkmasını istedik en azından kendi evimizde oturabilirdik kiracı çıktıktan sonra eve girdiğim ilk anı hiç unutamıyorum savaş alanı gibiydi her yer her yerdeydi yerde parke bile yoktu hiç eşyamız yoktu bir döşekten başka döşeği eve serdik Mustafa ben ve Tarık üstüne oturduk ne yapıcaz ne edicez ne yicez Tarık sütte emmiyordu kimsenin de umrunda değildik aç mıyız tok muyuz Mustafa ile mecburiyetten ayrı eve çıkmıştık ama aramız onunla da iyi değildi kapıyı açtım halam yukarı çıkıyordu seslendim hala nereye gidiyorsun dedim kafasına çevirip aaa senin burada ne işin var dedi halamı içeri aldım başımızdan geçenleri bir bir anlattım halam o kadar üzüldü ki gözleri dolu doluydu camda perde yok halı yok hiçbir şey yok burası İstanbul gelen giden sizi görüyor dedi halam üzüntüden zor konuşuyordu daha sonra ben bir gidim diyip birden gitti halam yarım saat sonra geri geldi elleri dolu dolu tabak kaşık çatal yiyecek birsürü şey getirmişti halamın da maddi durumu o kadar iyi değildi ama gönlünü herkesten zengindi o gün bir şekilde bitti sabah olunca Mustafa Topkapı'ya gitti o da kumaş çaydanlık vs ev eşyası aldı halam o kumaşlardan eve perde dikti halam olmasa perişan olurduk evi kurmamızda onun emeği büyüktü evi yavaş yavaş kuruyorduk kavganın ardından 3 hafta geçmişti Mustafa tüp almaya gitti geldi ve birden bana sen dışarda olanları gördün mü dedi bende hemen dışarı koştum olanları görmemle dizlerimin bağının çözülmesi bir oldu