Artık kızımı o camın önüne koymadım kapı çaldı halam gelmişti içeri aldım oturduk annen seni aradı telefonda konuş dedi annemle konuştum Mehmetşah geldi sen neden gelmedin bütün yaz kalırdın dedi durumlar belliydi gidemezdim köyden biriyle konuşmak sesini duymak bana çok iyi geliyordu annemle iyice muhabbet ettim daha sonra halamla sohbet ettik yemek yedik sonra halam gitti böyle bir düzen içinde çocuklarla zaman geçiyor derken aradan iki ay geçti Tarık yanıma gelip çocuklarla oynamaya kapıya gidim mi anne dedi bende zaten sık sık camdan bakıyordum Faruk'u da al git dedim siz kapıdan sakın ayrılmayın ben kapıya çıkıcam dedim sonra onlar çıktı çocuklar içimde kaldı üst komşunun kızını çağırdım Songül'ü beşiğe koydum salla kızım ben gelicem dedim kız da tamam abla dedi Songül'ü sallamaya başladı ben de çocuklara bakmak için dışarı çıktım Faruk merdivenin üstünde oturuyordu Tarık nerede dedim aşağıda oyun oynuyor dedi gittim baktım Tarık yok her yere baktım yok komşulara sordum onların da çocukları yoktu üç çocuk beraber ortadan kaybolmuşlardı Faruk gitmemişti diğer üçüsünün nerede olduğu belli değildi Mustafa geldi komşular kaynım bütün sokak çocukları aramaya başladı yer yarıldı içine girdiler sanki ben ve diğer çocukların anneleri perişan oldu ne yapacağımızı şaşırdık karakola gitmeye karar verdik içeri direkt daldım polis ne oldu abla dedi durumu anlattık sakin ol abla buluruz dedi iki ay önce Songül bu ay Tarık perişan oldum nefes alamıyor gibiydim akşam oldu hala çocuklar yoktu ben ve diğer anneler artık dernanımız kalmamıştı ağlamaktan sesimiz kısılmıştı yolda kimi görsek çevirip soruyorduk polis bizi eve gönderdi orada beklemenin bir anlamı yoktu eve gittik içeri zor girdik kadınlarla ağlamaktan bitap düştük elimizden hiçbir şey gelmiyordu bir dakika bir gün gibi geliyordu gözyaşları ve duayla beklemeye başladık