1.6

4.9K 387 120
                                    

Uzun bölüm istediğinizi biliyorum ama bu sefer çok bekletmek istemedim sizi. oyüzden bölümü atıyor ve kaçıyorum.

Bu kısa ve olaysız bir bölüm. kıyamet öncesi sessizlik gibi 🙃

Sınır: oy:150 yorum:80
____________________________________

Kollarımı masaya uzatım, derserden ağrıyan kafamı da kollarıma yasladım. Yorucu bir gün daha geçiyordu.

Sabah namazına kalkmış sonrasında da uyumamıştım. Saat 9 'a kadar çalışmıştım. sonra ev ahalisiyle kahvaltı yapmıştık. Ve sonra yine ders. Sonra biraz temizlik ve yine ders.

Derslerden yorulunca kafamı başka şeylere veriyordum. ama sonunda yine derse oturuyordum.

Kafamı kaldırıp elime telefonumu aldım. Ders yaparken dikkatimi dağıtmasın diye telefonu sessize alma alışkanlığım vardı. Dersten sonra da birikmiş mesajlara bakıp kafamı dağıtıyordum.

En üstte ki mesaja baktım. Bu Neva'ydı. Hemen mesajı açtım.

Neva: Gül yanaklı ne yapıyorsun? (11.38)

Neva: Mesajıma bakmadığına göre ders yapıyorsun (11.44)

Neva: Dersin bitince bak

Gülce:Efendim Neva, ders yapıyordum

Mesajı yazınca sohbetten çıkıp diğerlerine baktım. Bizimkilerin grubtan da mesajlar vardı, onlara yazıp diğer sohbete geçtim. Bu barıştan dı.

Bana hâla mesaj atıyordu. Artık ondan korkmak istemiyordum. Sadece Yusuf olduğu için değil, o olmasa da düşüncelerim hep aynı olurdu.

Mesaj yerine girmeden, profiline girdim. Gözlerim '05********* kişisini engelle' yazısına takıldı.

Bunu yapabilirdim. Onu engelleyebilirim. Bunu yapmak sadece bir parmak hareketine bakıyordu, ama bunu yapmanın da sonuçları olucaktı, bundan eminim.

Ama artık ilk adımı atmıştık. Girmiştik bu işe. Derin bir nefes alıp engel yazısına dokundum. Ve onu engelledim.

Onu eskiden engellediğim zamanlar olmuştu. Kartı değiştirip farklı numaralardan yazardı. Onları da engellemem bir işe yaramazdı, tekrar tekrar farklı numaralardan yazardı.

yıllar sonra onu tekrar engellemiştim.

ve ancak zaman, bunun nasıl bir etki yarattığını göstericekti.

                                 🥀

Kapının çalmasıyla yattığım yataktan kalktım ve elime başörtümü alıp gelişi güzel taktım. Her ne kadar kimin geldiğini bilsemde önlem almak iyiydi.

"Kim o?" diye seslendim. Dışardan "Ayakçın!" diye bir ses gelince istemeden güldüm. Ciddiyetime geri bürünüp kapıyı açtım.

Karşımda oğuz dikilmiş bana bakıyordu." Ne bakıyon kızım, çekilde geçeyim." dedi.

Elimi uzatıp. "Önce malları alayım." Dedim. Dediğime oğuz sabır çekip söylenmeye başladı.

"Allahım sabır ver, sanki uyuşturucu satıyoruz tövbe estağfurullah."

Bu dediğiyle tüm ciddiyetim bozulmuş gülmeye başlamıştım. Uzattığım elime poşeti verip "Al başımın belası." diyip, beni kenara itip geçti.

Kardeşimin kibarlığı gözlerimi yaşartıyordu.

Oğuz, bugün arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişti, dışarı çıkmak istemediğim için de istediklerimi ona aldırmıştım.

GÜLCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin