Yine çok uzun OLMAYAN bir bölüm ile geldim. Ve arkadaşlar şu konuya bir açıklık getirelim.
Yeni bölüm istiyorsunuz biliyorum, bölüm beklemek de kolay değil ancak bölüm yazmak da kolay değil. Kolay olsa bile oturup saatlerce yazabilecek kadar zamanım olmuyor. Eğer çok istiyorlar hemen yazayım göndereyim desem, bu seferde bölüm kısa diyorsunuz.
Bu aralar bölümleri gece yazıyorum, çünkü sabah gerçekten zamanım olmuyor. Hep biryerlerdeyiz ve evde oturucam desem izin vermiyorlar. Ve bu sıcak hava ise hiç yardımcı olmuyor
Kısa bir iç döktüm. Şunu da belirteyim çok fazla yazım yanlışım var farkındayım, zaten yazmada da oldukça acemiyim. Yaza yaza gelişirim, öğrenirim diye girdim ben bu işe ve yavaş yavaş kalemim gelişiyor. Sonuçta hiç bir yazar anasının karnında öğrenmiyor yazmayı.
Herneyse gecenin 2 sinde bölümü atıyorum sabah uyanır uyanmaz bekliyom sizi
Oy:200 yorum:100
_____________________________________Gözlerimi araladığımda güneş ışığı gözlerime hızla nüfuz etti. Muhtemelen birkaç saniye önce çalmaya başlayan alarmımı kapattım, ve yatağımda doğruldum.
Yeni bir gün başlıyordu. Ayağa kalkıp esneme hareketleriyle kendime gelmeye çalıştım. Sonra elime telefonu alıp bildirimlere baktım. Bir mesaj ya da hareket olmadığını görünce telefonumu komidine geri bıraktım.
Aslında şimdiye kadar birşeyler yapmaya başlardı. Tuhafı, bu ne kadar hayra alametti bilemiyorum.
Odamdan çıkıp Mutfağa geçtim. Annem mutfakta patatesleri kesiyordu beni görünce, işini bırakmadan konuşmaya başladı.
"Bugün kaçta uyandın gülce?"
"Az önce." diye kısa bir cevap verdim.
"Daha erken kalkıcağını düşünmüştüm. Dün oldukça erken kalkmıştın."
"Bugün Neva ile kütüphaneye gidicez. Ondan erken uyanmak istemedim zaten tüm günüm ders çalışarak geçicek."
Annem anladığına dair kafasını salladı, ona yardım etmeye başladım. Güzel bir kahvaltı masası kurmuştuk. Masaya çay bardaklarını koyarken Mutfağa hilal girdi.
" Günaydın uyuyan güzel. " Hilal gözlerini ovarak yemek masasına oturdu." Ne uyuması ya sabahın köründe kalkıyorum, bide akşam da uyuyamadım. Şimdi bu uykuyla gidip sekiz saat ders yapıcaz. Kafamı da sıraya koyup uyuyamıyorum araba kornası gibi bağırıyor hocalar. "
Hilal'in sinirli ve uykusuz hallerine gülmeden edemedim o sırada annem " Gülce, oğuza gidip Bi baksana uyuya kaldı galiba. Geç kalıcak gidipte uyandır. " dediğinde ikiletmeden mutfaktan çıktım.
Oğuzun odasına gelince önce kapısını tıklattım. Sonuçta üstünü falan giyiniyor olabilirdi. İçerden bir ses gelmeyince kapının kulpunu tutup aşağıya indirim, ancak kapı açılmadı. Tekrar denemem de bir sonuç vermedi, oğuz kapısını kilitlemişti.
Sinirle kapısına vurdum."Oğuz! Bu kapı neden kilitli?" bir kaç vurmadan sonra kapının kilidi döndü ve kapı açıldı. Oğuz pijamalarıyla ve şiş gözleriyle beni karşıladı.
"Oğuz bu kapı neden kilitli?" oğuz odasından çıkıp kapıyı da peşinden kapattı. "Ne bilim, giyinirken kilitledim galiba."
"Saçmalama Oğuz, sen hiç kapı kilitlemezsin ve biz neden senin odana pat diye girelim ki."
"Ya boşver abla, geç kalıcam okula." Oğuzun önünü kesip onu durdurdum.
"Birşey mi saklıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCE
SpiritualEskiden yaptığın bir hata hayatını nasıl değiştirir? Gülce, arkdaşlarının gazına gelip onunla ilgilenen bir çocukla sevgili olmuştu. Herşeyin normal olduğunu sanırken, yavaş yavaş o kişinin gerçek yüzünü görmeye başladı. Ve onu asıl tanımaya başladı...