Babamla tekrar içeriye girdik. Babam mutfaktan bir kase getirdi. İçinde sıvı birsey vardi. Diğer elinde de bir bez vardı.
Babama
"baba bunlar da ne deyince "Babam,
sus işareti yaparak "peşimden gel" dediBende hemen kalkıp Babamın arkasından gittim.
Babam odanın kapısını açtı.İçeride bir yatak vardı. Üzerin de biri yatıyordu. Yüzü açık değildi.
"Baba buda kim " diye sordum
Babam bana birsey demeden,
eliyle yatakta yatan kişinin yüzünü açtı.
Ben bir anda şoka girdim. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Kafamda şimşekler çaktı. Bu nasıl olabilirdi. Yoksa bu gördüğümde mi bir hayal. Ama hayal olamaz yanımda babamda vardı.Babama
"Bu nasıl olur. Annem yaşıyor mu?" DedimAma babam bana bir cevap vermiyordu.
Elindeki kaseye bezi batırarak yatakta yatan annemin ağzına sürdü. Ve o an annemin gözleri açıldı.Ben "Anne sen yaşıyorsun şimdiye kadar benim yanıma neden gelmedin bana lütfen bir açıklama yapar mısınız" desemde hiç birsey demiyordu
bu sefer sesli bir şekilde
"ANNE, BABA bana bir açıklama yapar mısınız?"deyinceAnnem ellerimi tutarak
"Oğlum sakin ol, sen benim yanımda olmak istemiyor muydun? Şimdi bunlari düşünme" diyerek bana sarıldıBabamın ise o sırada dışarıya çıktığını hiç farketmemişim.
Gene beynim benden bağımsız hareket ediyordu. Hiç mantıklı düşünemiyordum
Sanki aklımdaki bütün sorular cevaplanmastı.
Sadece annemin elini sımsıkı tutuyordum. Annem beni dışarıya doğru götürüyordu. Bende onunla birlikte gidiyordum.Artık hava iyice kararmıştı. Ama ay sanki güneş gibi ortalığı aydınlatmaya yetiyordu. Ay ışığında herseyi görebiliyorum.
Annemle dışarıya çıktığımızda, babam cevizin dibindeki bir taşa kırmızı kana benzer bir sıvıyla, değişik şekiller çizmisti.
Ben bunları sormayı akıl edemiyordum, çünkü aklım sanki birileri tarafından yönetiliyordu.
Annem elimden tutarak taşın üzerine çık oğlum" dedi
Bende hiç tereddüt etmeden çıktım
O sırada annem iki elimden de tutuyordu. Ben sanki bağlanmış gibi sadece annemin yüzüne bakıyordum .
Bir anda etrafımı siyah örtülü kimseler sardı.Annemin ise yüzü değişiyordu. Gözleri kızarmaya başladı. Ve ellerimden tutup kuvvetlice asıldı. O sırada kulağımda duydugum kuvvetli bir çığlık sesi ile yere yuvarlandım.
Gözümü açtığımda etrafımda Rasim amca ile sultan yenge vardı.
Şaşkınlıkla
"Bana ne oldu Annem, babam nereye gitti " diye sordumRasim amca
"Kendini cevizin dalına asıyordun az daha seni görmesek ölecektin" dediCevizin dalına baktım, gercekten de bir ip sallanıyordu.
Gördüklerimle yaşadıklarım çok farklıydı.Rasim amca
" Ben bunları niye yaşıyorum. Bana neler oluyor boyle . Bu yaptıklarımı ben neden hiç hatırlamıyorum" deyinceRasim amca da
"Galiba seni istiyorlar" dediBende
"O ne demek " dedimRasim amca
Bunu ben sana tam olarak anlatamayabilirim sen istersen ailenden biri ile konuş " dediBaşım çatlayacak gibi ağrıyordu. Galiba delirmek üzereydim.
Bir an aklıma babamı aramak geldi. Ama telefonum evin içinde kalmıştı. Artık içeriye falan giremezdim.
Çünkü çok korkuyordum.Rasim amcaya dönerek
" Rasim amca içeride telefonum kalmış ben korkuyorum girmeye birlikte girip alsak olur mu ?"Rasim amca
" Tabi isterseniz siz burda bekleyin ben alıp geleyim hemen"dediSultan yenge de
Rasim istersen birlikte girelim senin tek girmen iyi olmayabilir"dediRasim amca da
"Doğru diyorsun hadi ozaman hemen gidip alalım "
Dedive hızlıca telefonu mu alıp çıktık
(Degerli oy ve Yorumlarınızı bekliyorum)
(Devamı gelecek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...