Meryem'den özür dilemeden İstanbul'a dönmek istemiyordum. Ama bir türlü fırsat bulamıyordum . Ya annesi ile birlikte geliyor ya da aradan hızlıca geçiyor. Utancımdan Meryem diye de seslenemiyordum. Sürekli ne yapsam oofff şimdi amcamlar gelecek özür dilemeden gideceğiz. Diye düşünüp duruyordum.
Meryem tam odasına giriyordu ki, elimdeki kulaklığı hızlıca onun kapısına doğru fırlattım. Yani o an aniden yaptığım bir şeydi. Yoksa kulaklık atmayı planlamamıştım. Ama işe yaradı. Sesi duyan Meryem kapıyı açtı. Ben o an tabi gene onun kapısına bakıyordum.
Meryem gene benim onun kapısına doğru baktığımı görünce,
"Oo gene mi kapı dikizliyorsun" deyinceBaşımdan kaynar sular döküldü. Bu demek oluyor ki beni yanlış anlamıştı.
Birde kapının önündeki kulaklığı görünce, kulaklığı yerden alarak
"Bu da ne sen mi attın bu kulaklığı? "Deyince,Bende, kısık sesle
"Şeyyyy ımmm evet de maksadım farklıydı nolur bir dakika buraya gelir misin?"dedimMeryem,
"Kısık sesle konuşmana gerek yok evde kimse yok"dediBen bir an rahatladım,
" be ben bi an ka kapı açılınca öyle bakakaldım . Istemeyerek oldu. Seni dikizlemiyordum. Yanlıştı biliyo...."derken araya girerek.Meryem,
" Gözlerin hiçte öyle demiyordu. Kocaman açmıştın ama" deyinceBende,
"Be ben göremiyordum lenslerim takılı degildi" deyince, gülmeye başladı.Meryem,
"Haaa yanlışlıkla mı oldu .Ama sonuçta görmek için açtın yani gözlerini . Himmm keşke lenslerini taksaydin zorlanmadan görürdün. Ya aman neyse boş ver aslında cok da onemli degil yani" dediAma sanki tatmin olmadı. O yüzden açıklamaya devam etme gereği duymuştum. Ama nasıl devam ederim, ne derim bilmiyordum. Ellerim titremeye başladı.
Ben sözüme devam ettim
" Meryem ben gerçekten isteyerek yapmadım. inan bana sapık değilim. Çok özür dilerim . Nolur benim hakkımda yanlış düşünme. Ben öyle birisi değilim . Yani sana kendimi nasıl izah edebilirim bilmiyorum." DeyinceMeryem,
"Sen varya sen koca bir sapıksın"dedi bir yandan da eliyle beni işaret etmişti.Gözlerim dolmaya başlamıştı. Bir kac kelime daha dese ağlayacaktım.
Tam bir şeyler daha diyecektim ki Meryem kahkaha atarak,
" Heey dur duur ağlayacaksın şimdi. Ya şaka yapıyorum iki saattir anlamıyor musun? Biliyorum sapık olmadığını. Öyle birine hiiiç benzemiyorsun zaten. Bu kadar neden abarttın ki ? Sakin olsana sen ya"Bende,
"Ayy bir an çok korktum beni yanlış anlayacaksın diye." DedimSonra Meryem elini uzatarak,
"Tamam o zaman anlaştık. El sıkışıp barışalım " dedi.Bende titreyen elimi kaldırdım tam elini sıkmıştım ki, o an ufak bir baygınlık geçirmiştim.
Gözlerimi açtığımda başımda Fadime yengemde vardı.
Meryem konuşuyordu.
"Anne ne oldu anlamadım. Biz konuşuyorduk. Bir an bayıldı." Dediğini duymuştum.Elimi sıktığını söylememişti.
O an zorlada olsa gülümseyebilmiştim.Fadime yengem,
"Hah uyandi sonunda. Oğlum iyi misin?"diyerek yüzüme vuruyordu.Bende,
"İyiyim birseyim yok telaşlanmayın. Bir an tansiyonum falan düştü galiba" dedimO an amcam ile dayimda geldi. Ve Fadime yengem telaşla benim bayıldığımı söyleyince amcam telaşlandı.
Amcam,
"hemen bir hastaneye gidelim. "DediBende,
" Yok amca gerek yok. İyiyim ben" dedimAmcamda,
"Tamam o zaman biz direkt İstanbul'a gidelim gerekirse orada gideriz doktora" dedi.Ve dayim ile amcam koluma girerek beni arabaya bindirdiler. Sonra dayımlar ile vedalaşıp yola çıktık.
Akşam saat 9 gibi İstanbul'a, amcamın evine gelmiştik. Amcam beni yatağa götürdükten sonra, arabadaki eşyalarımızı almaya gitti.
Eve gelince amcam, koltuğa uzanarak
"Ohh be çok yorulmuşuz. Hemen uyumak istiyorum."dediSessizce uzaniyorduk ki, amcam sessizliği bozdu,
"Sahi İlker ne yaptın Meryem ile konuştun mu hiç "dediBende,
"Ne konuşacaktık ki,"dedimAmcamda,
"Oğlum biraz ağzını arasaydın ya sevgilisi falan var mı diye "Bende,
"Yok artık nasıl sorulur ki o. Ben daha doğru düzgün iki kelime edemiyorum karşısında " dedim
Amcam,
"Aman İlker sende çok çekingensin. Böyle giderse sen Meryem'i başkasına kaptırırsın. Telefon numarasını bari alsaydın."Ben başımı sallayarak
" Onu da yapamadım " deyinceAmcam,
"Ah İlker ahhh. Bak bakalım sosyal hesabı var mı?"Hemen telefonumu elime aldım. Instagramı vardı. Ama gizli hesaptı. Hemen istek attım.
Amcam,
"İnşallah kabul eder"dedi.Bende heyecanla,
"Kabul etti bile"dedimO an amcam elimden telefonu hızlıca çekip aldı.
Ben,
"Ne yapıyorsun amca"dedimAmcam, kaşlarını kaldırmış bir sekilde yüzüme bakarak,
"Senin adına bir mesaj yazıyorum. Sana kalsa bir merhaba bile yazamazsın" dediBen telaşla,
"Amca ne olur saçma birsey yazma bak. Beni rezil etme "dedimAmcam,
"Çok birsey yazmadım ya" dedi ve telefonu kucağıma fırlattı.Hemen acip ne yazdığına baktım
(Selam dünyanın en güzel kızı😘) yazmıştı.Ben,
" eyvah amca yaa, bari sadece selam yazsaydın. ne bu şimdi demez mi vıcık vıcık"Amcam,
"Yok be oğlum hoşuna gider işte "Ben oflayarak telefona bakıyordum.
Mesajı görmüştü ama cevap yazmıyordu.O an amcamın yazdığı yazı hoşuna gitmediğini düşünmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horreurİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...