Ev Rasim amcaların evi ama, çok eski bir evdi. Kapılar, camlar hepsi eskiydi. Burada bir insanın yaşaması mümkün değil.
Babama dönerek şaşkınlıkla
"Ama nasıl olur ben bu evde kaldım. Buralar yeniydi. İçeri girip bir baksak belki Rasim amca iceridedir. "Dedim.Babamda önce yanındaki getirdiği amcam ile hocaya bakıyordu. Babam, amcamla birlikte birde hoca getirmişti.
Hasan hoca
"girelim bakalım" dediVe içeriye girdik. Her yer toz toprak içindeydi. Bu evde uzun zamandır kimsenin yaşamadığı çok belliydi. Evin eşyaları duruyordu.
Diger odaya girdigimde bana yatmam için hazırladıkları yatak orada duruyordu.Hemen babama dönerek
"İşte bak ben burada yattım bak yatakta hiç toz yok "dedimBabamda
"Tamam oğlum bize bir şey ispatlamaya çalışma sana inanıyoruz."dediSonra ben babama
"ama baba onlar çok gerçek gibiydi. Sanki ne zaman başıma kötü bisey gelecek olsa onlar beni kurtarıyordu. "Hoca babama
"Ahmet bey, ilkeri koruması için her ay bir cin görevlendiriyorduk, bunlar onlar olmalı " dediBen duyduklarıma inanamadım
"Nasıl beni kimden, neden koruyorlar."
Diye sorunca,
Hoca bana dönerek"Diğer kötü cinlerden " diye cevap verdi
Gene ben,
"Tamam da ben ne yaptım ki, benden ne istiyorlar."deyinceBabam araya girerek
"Oğlum sen hiç birsey yapmadın. Senin bir suçun yok. Şimdi oğlum beni iyi dinle. Cinlerle bir anlaşma yapılırsa onlar istediğini alana kadar insanı bırakmazlar." Dedive sözüne devam etti.
"Bu emine anneme, yani senin Anneannene yapılan bir büyü,
Zamanın da bozmaya çok çalışmışlar ama olmamış, ona ve onun kanından olanlar birer birer kendilerini öldürdü. Bu intihar olarak anıldı, ama bu büyüydü. Çözülemeyen bir büyü."Babam daha anlatacaktı ama içeriden birsey yere düştü. Cam sesine benziyordu. Ben o odaya hiç girmemiştim.
Hep birlikte içeriye girdik. Ses çıkan oda ,evde yaşayanların yatak odasıydı. ve yere düşen şeye baktığımız zaman, duvarda asılı olan, içerisinde fotoğraf olan bir çerçeveydi. Fotoğrafa baktığım zaman o kişi bana tanıdık geldi. O sanki Rasim amcanın oğlu Mustafa'nın fotoğrafı gibiydi. Ama fotoğraftaki büyümüş haliydi sanki.
Hemen babama dönerek
"Baba bak bu fotoğraftaki Mustafa nın büyümüş haline benziyor." DedimHoca da
"Demekki seni koruyan cinler onların kılığına girmiş."Ben iyice korkmuştum. Çünkü böyle seyler hiç yaşamamıştım. İnanamıyordum. Bu yaşadıklarım sanki korkunç bir rüya gibiydi.
Babam bütün herseyi hocaya anlattığı için hoca herseyi biliyordu.
Ama ben hiçbirsey bilmiyordum.
Bu büyüyü neden yaptılar? Benden önce kimler öldü? Bu köy neden boş? Daha bir sürü şey kafama takılıyordu. Ama tabi o anki korku ve telaşla bu soruları sormak aklıma gelmiyordu. Ara ara soruyordum yada babam kendi anlatıyordu.
Meğer beni köye getirmemesinin sebebi de buymuş.Sonra hoca bize dönerek
"şimdi bu büyüyü bozabilmek icin büyü nerede yapılmış onu bulmalıyız."
Dedi.Babamda,
"Bizim eve gidip bakalım orada yapılmış olabilir" dediBen hemen söze atıldım
"O eve bir daha girmek istemiyorum"
Deyince hoca korkma oğlum bu büyüyü bozabilmememiz için bunu yapmak zorundayız" dediBende mecbur kabul ettim Ve gene benim doğduğum eve gitmek için yola koyulduk.
(Degerli oy ve Yorumlarınızı bekliyorum)
(Devami gelecek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...