Yolda giderken hoca babama sordu
"Ahmet bey eşinizin evde hiç kendine ait eşyası var mı?"Babam da,
"Olması gerek biz evden ayrıldığımız da, herseyi öyle bırakıp gitmiştik , o yüzden olması lazım." DediHoca da,
"Tamam bu çok iyi onun eşyaları sayesinde onunla iletişime geçebiliriz" dediHepimiz çok şaşırmıştık. Bu nasıl olacaktı. Annemin ruhu mu gelecekti.
Babam hocaya,
"Hocam onunla konuşabilecek miyiz?" DediHoca da
"Tabi bu çok zor. Ama konuşmaya çalışacağız . Yada bizimle bir şekilde iletişime geçmesini sağlayacağız. Umarım bunu başarırız. Yoksa işimiz daha zor olur." DediEve geldik ve bahçeye girmiştik. babam ,bahçedeki ağaca bakarak sanki biraz hüzünlendi.
Hocada babama,
"o ağaç bu mu?" DediBabam da,
"Evet o ağaç bu ağaç. Bir an canım eşim Esmayı şu dalda asılı olarak bulduğum gün aklıma geldi." Dedive
Babam hocaya dönerek yaşlı gözlerle
"Ben onu kurtaramadım hocam ama ne pahasına olursa olsun oglumu kurtaracağım. Onu kaybedersem benim yaşamam için hiçbir sebeb kalmaz " dediBende babama
" Baba annem beyin kanaması geçirerek vefat etmedi mi" diye soruncaBabam
"Hayır oğlum beyin kanaması geçirmedi. Ben sana bunu nasıl soyleyebilirdim ki, sen üzülme diye ben böyle bir yalan uydurmuştum."dediHepimiz zaten perişan bir haldeydik, o yüzden babamın üstüne gitmemiştim.
Belki bende onun yerinde olsam bende öyle yapardımMerak ettiğim bir şey vardı. Onu babama soracaktım.
"Baba peki ben bu köye gelmeseydim ne olacaktı. Bu büyüyü öğrenemeyecekmiydik."
Deyincebabam
"Ben bu büyüyü annen vefat edince bitti diye düşünüyordum. Ama sen 3 ay önce uykunda kalkıp, benim üzerime doğru yürüyüp, beni bekliyorlar deyince, ben hemen hocaya gittim. Çünkü annende son zamanlar bu şekilde haller sergiliyordu. Ben bir kaç aydır ayakkabı malzemesi almaya gittiğimde hocanın yanına da gidiyordum. Hocaya gittiğimde, hoca bana büyünün son bulmamış olabileceğini söyledi. En son hocaya gidip gelince sana açıklayacaktım, sonra hocayla birlikte köye gelecektik. ama sen zaten köye gelmişsin. O yüzden burada öğrendin."
Dedi.Sonra hoca ağacın diplerini incelerken birşeyler farketmiş olacak ki, bizi çağırdı
Hoca,
"Buraya gelir misiniz?" DediBiz hemen koştuk
Hoca taşları göstererek
"Bu taşların üzerinde bazı işaretler var.
Bu işaretler büyünün bir parçası.
Şu taşta biraz işaretler ve yazılar değişik
Onu anlayamadım ama zamanla onuda çözeceğiz." dedive devam ederek,
"Bu büyü benim anladığım kadarıyla, Karataş büyüsü, bu büyüyü yaptıran kişi, her kime yaptıysa onu ve onun soyunu kurutmak istemiş. "dedi vesonra sözüne devam etti.
"Bu büyüyü çözmek için onlarla irtibata geçmemiz gerekiyor. Şimdi eve gidelim evde eşinizin bir eşyasını bularak bunu yapabiliriz." DediBenim elim ayağım korkudan titremeye başladı. Hocanın söyledikleri beni çok ürkütmüştü. Hoca benim korktuğumu farkedince
"Oğlum korkma biz onlardan daha güçlüyüz. Aslında onlar bizden korkarlar." Dedi
Fakat benim korkum bir türlü geçmiyordu.
İçeriye girdik. Etrafa baktıktan sonra ben babama dönerek,"Baba bu sandıkta annemin eşyaları var mı?" Diye sordum
Babamda,
"Evet orada annenin ceyizlikleri olması gerek" dedi.Sandığı açtık içinden, annemin gelinliği çıktı. Babam göz yaşlarına hakim olamıyordu.
"Bu esmanın gelinliği evlendiğimizde bu gelinliği giymişti. Tabi Kendini de bu gelinlikle asmıştı"
Diyerek gelinliğe ağlayarak sarıldı.Ben babamı hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Demekki anneme çok aşıktı. Ve Allah tan dilerim ki annemle babama bu acıyı yaşatanlar cehennemin en alt kısmında azab görürler.
Sonra hoca
"Bu gelinlik onunla iletişime geçmek için çok uygun" dedi.Annemin gelindiğini duvardaki civiye astı.
Evdeki bütün perdeleri kapatmamızı söyledi.
Hepimiz gelinliğin karşısına oturduk. Hoca önümüzdeydi. Yere bir halka çizdi.
Halkanın ortasına birşeyler yazdı.Hoca, Amcama halkanın ortasına geç dedi
Amcam çok korkuyordu.Hoca amcama
"Korkma Kadir bey sen mikrofon görevi göreceksin bir nevi senin sayende bizimle konuşacaklar." deyinceAmcam "yani benim içime mı girecek" deyince
Hoca,
" öyle düşünürsen elbet korkarsın. O şekilde düşünme" dediSonra Amcam korkarak halkının ortasına geçti .
Hoca birşeyler okumaya başladı.
Bir anda amcam
Başını önüne eğik bir vaziyette konuşmaya başladı.(Degerli oy ve Yorumlarınızı bekliyorum)
(Devamı gelecek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...