Ben balkondaki divanda otururken, Meryem elinde çerez tabakları ile balkona geldi. Anneside arkadan çay getirdi. Balkonda muhabbet etmeye başladık.
Ben Meryem'in de 15 yaşında olduğunu öğrenmiştim. Ve ayrıca Muğla da Anadolu lisesinde okuduğunuda öğrenmiştim.
Çayları içip, çerezleri yedikten sonra Meryem çerez tabaklarını toplamaya başladı.
Benim çerez tabağımda sadece leblebiler kalmıştı. Leblebileri Mugla'ya gelirken yaşadığım o olaydan sonra hiç yiyesim gelmedi . Sürekli gözüme solucana dönüşen leblebiler geliyordu.
Meryem tabakları toplarken sadece leblebilerin kaldığını görünce,
"Leblebi sevmiyorsun galiba "Dedi
Bende,
"Yok normalde yerdim ama, ben Muğla ya ilk gelirken otobüs mola için durmustu. Molada bir kadın bana yolda giderken yemem için leblebi vermişti. Sonraki durakta leblebileri yemek için elimi cebime attığımda, cebimden leblebi yerine solucan çıkmıştı. Neden böyle bisey oldu anlayamadım. O yüzden leblebi görünce o solucanlar aklıma geldi yiyemedim kusuruma bakmayın" dedimMeryem,
"Aaa ben anladım galiba. Aslında sen de biliyor olman lazım Şerife nine anlatamadı mi?"dediBende,
"Leblebi ile ilgili bir şeymi anlatmadı " dedimMeryem de evet dedi ve konuşmaya devam etti.
"Bu büyü yapan kişi, Ayfer miydi işte o,
Büyüyü yaparken Emine ye (Mesutun esi) aklını kaybetsi için okunmuş leblebi yediriyormuş. Senin yaşadığın o olay da buna işaret olabilir"Bende,
"Hiç Şerife nine bundan bahsetmedi. Unutmuş olabilir. Çünkü bir sürü şey anlattı. Daha unuttugu seyler de vardir belki " DedimMeryem,
"Ya neler yaşamışlar. Bazen babaanneme (Meryem e) üzülüyorum.
İnsanın sevdiğine kavusamaması ne zordur.Bende,
"Evet bu yüzden Zülküf ağaya çok sinir oldum. Emine ninem ise oda sevmediği biri ile zorla evlendirilmiş. Hele birde arkadaşının sevdiği olması, eminim onun içinde çok zor olmuştur. "DedimMeryem de
"Yapacak bir şey yok bu saatten sonra bunları düşünüpte üzülmeyelim.Bende gülümseyerek
"Haklısın " dedimBiraz zaman geçtikten sonra amcam ile dayım geldi.
Amcam beni balkonda görünce,
"Ooo İlker buraya nasıl geldin yoksa hemen iylestin mi " diye omzuma vurarak şaka yaptı.Bende,
"Nerde be amca keşke hemen geçse. Fadime yenge ile Meryem çıkardı" dedimDayimda,
" iyi yapmışlar içeride bunalmışsındır
Hava çok sıcak, içeride oturulacak gibi değil"dediSonra amcam lafa girerek, mahcup bir şekilde,
"Arabanın yarın işi bitecek, nasip olursa yarın çıkarız yola Bu gece burada kalacağız. Sizede yü...." DerkenDayım lafını keserek
"Aaa Kadir yük mük olmuyorsunuz. Belki bizde İstanbul a geliriz ödeşiriz demi İlker " diyerek bana göz kırptı.Bende,
" ta tabi bizde bekleriz " dedimDışarıda hepbirlikte biraz daha oturduk. Hava kararmaya başlayınca içeriye geçtik. Gene dayım ile amcam benim koluma girip, içeriye bana hazırladıkları yatağa götürüp, oturttular. Akşam yemegini yedikten sonra bir müddet daha muhabbet etmiştik
Saat geç olunca yatmak için herkes odasına geçti. Bizde amcamla aynı odada yattık. Ben gözümdeki lensleri cıkartarak yatağıma uzanmıştım.
Sabaha kadar deliksiz uyumuştum.Sabah amcamın alarm sesi ile uyandık.
Amcam yüzünü yıkamak için lavaboya gitmişti. Kapiyida açık bıraktı. Ben kapının tam karşısında yatıyordum. Bizim yattığımız odanın karşısında da bir oda kapısı vardı.Ben yatağa oturdum tam lenslerime uzaniyordumki, Meryem in annesi, bizim odanın karşısındaki odanın kapısını açarak
"Meryem hadi kızım kalk artık kahvaltı hazırlayalim" deyip gitti.
Kapıyı tam iliştirmediği için kapı ağır ağır açılıyordu. Aslında benim bakmamam gerekiyordu ama çaktırmadan da bakıyordum. Kendimi tutamıyordum.
Kapı açıldıkça meryemin yatağı görünmeye başladı. Ve en sonunda Meryem in yüzünü görmüştüm. Meryem yatağında yatıyordu.
O sırada lensleri gözüme takmadığım için, Meryem in uyanık mı değil mi olduğunu anlayamıyorum. O yüzden gözlerimi kocaman açıp dik dik Meryem e doğru bakıyordum.
Bir anda Meryem yatağına oturuverince ,onun uyanık olduğunu ve benim bakışlarımdan rahatsız olduğunu anlamıştım.
O an öyle utandım ki yer yarılsada içine girsem diye düşündüm. Moralim çok bozulmuştu. Meryem acaba benim ona gözlerimi kocaman açıp baktığımı görünce ne düşündü. Kesin sapık demiştir. Allahim ben çok salağım.
Salaksın İlker salak. diye düşünürkenAmcam içeriye girdi.
"Kim salak ilker"dediSon cümleyi dışımdan söylediğimi farketmemiştim.
"Şey öyle kendi kendime düşünüyordum amca ya önemli değil " deyip konuyu kapattımAmcamda,
"Neyse İlker kahvaltıdan sonra ben hemen gidip arabayı alıp geleceğim. Tamirci beni aradı araba olmuş. Sonrada gideriz " dediBende,
" Tamam amca "dedimAcaba ne yapsam bir arada Meryemden özür mü dilesem? Konuyu nasıl açarım ufff Allahim ben ne yapacağım. Az sonrada gideceğiz. Diye düşünürken, Fadime yenge içeriye elinde sofra bezi ile geldi.
Meryem ile birlikte sofra hazırlamaya başladılar, Ama ben başımı kaldırıpta Meryem e bakamadım. Daha doğrusu bakacak yüzüm yoktu. Çok utanıyorum
Kahvaltıyı yaptıktan sonra dayım amcamı alıp tamirciye, arabayı almaya gittiler. Ben özür dilemek için sürekli fırsat kolluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...