2.bölüm gizemli kadın

931 305 97
                                    

Hemen valizimi alıp, otobüs garına 2 vasıta değiştirerek gittim.
otobüsün gelmesine yarım saat vardı.
Otobüs gelince hemen icine girerek, koltuk numarami bulup yerime oturdum.

nihayet beni Muğlaya götürecek otobüs hareket etti. Hava o kadar sıcaktı ki sanki kendi terimde boğulacakmışım gibi hissediyordum.
Otobüsün içi dışarıdan daha sıcaktı. Çünkü kliması bozulmuş.

Otobüs hareket etti ama herkes sıcaklıktan şikayet etmeye başladı. Her ne kadar havalandırmayı açsalar da otobüs serinlemiyordu.

Arkadan bir ses
"abi kese getir de hepimizi kesele burası hamama döndü" diye bağırdı.

Herkes şikayet etse de yapacak birşey yoktu. Biraz zaman geçtikten sonra ter kokusuda yayılmaya başladı. Hayatımda geçirdiğim en zorlu yolculuk buydu galiba.

Sonunda bir petrolde mola verdik. O kadar çok sıcaklamıstım ki, buz gibi suyu bir dikişte içmiştim. Hava almak için otobüsten dışarı çıktım. O esnada her tarafı kapalı, hatta  yüzü dahi kapalı,  siyah çarşaflı zayif bir kadın yanıma gelerek cebinden birseyler çıkardı.

Bana uzatarak,
"Al bu leblebileri yolda yersin "diyerek bir avuç leblebiyi zorla cebime soktu.

Tam teşekkür edecekken beni dinlemeden arkasını dönüp gitti. Çok garip bu kadın neden gelip bana leblebi verdi. Neden acelesi varmış gibi dönüp gitti.

Neyse bunları düşünecek vaktim yoktu. Otobüs tekrar hareket edecekti biz hemen otobüse bindik. Otobüs biraz havalanmıştı.

Bir saat kadar yolculuk yaptıktan sonra arkalardan biri İlker diye seslendi Arkamı dönüp baktım ama bana sesleneni göremedim Sıcaktan bunalmıştım, galiba ben yanlış duydum diye düşündüm. Ve tekrar önüme döndüm.

Bari uyuyayım yoksa bu yolculuk bitmez diye düşünerek gözlerimi kapattım. Tam o esnada gene İlker diye bir ses duydum. Bu sefer yanlış duymadım biri bana sesleniyordu.
"Kim bana İlker dedi" diye sorduğumda kimse ses çıkarmadı. Allahallah  ne oluyor ya. Yoksa ben kafayı mı yedim. Diye düşünerek yerime tekrardan oturdum.

Tam uykuya dalacakken arkamdaki koltuktan iki el çıkarak boğazıma yapıştı.
Beni arkadan boğmaya çalışıyordu. Bir yandan ellerinin kokusu burnumu yakıyordu.
Sanki çürümüş et gibi kokuyordu. Ben kurtulmak için ne kadar uğraşsam da , kurtulmayı başaramadım .

"sıra sana geldi. Seni bekliyoruz " diye bir kadın kulağıma defalarca fısıldadı.

Ben artık boğulmak üzereydim Boğazımı o kadar çok sıktıki başım gövdemden kopacak sandım Zor nefes alıyordum. Kuvvetim tükenmişti.

Bir anda derin bir nefes alarak oturduğum koltuktan yere düştüm. Otobüste herkes bana baktı.

Yanımda oturan amca
" iyi misin oğlum. " dedi

Bende
"İyiyim amca sadece derin bir uykuya dalmışım. " dedim

Uyanmıştım ama boğazımda hala acı hissediyordum, ayrıca o kokuda burnumda duruyordu.

Aksam olmuştu Artık yolculuğumuzun sonuna yaklaşıyorduk. Gene bir yerde mola vermek için otobüs durdu. Bende hava almak için otobüsten indim.

Aklıma bir önceki molada bana leblebi veren kadın geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aklıma bir önceki molada bana leblebi veren kadın geldi. Elimi cebime attım elime yumuşak bir şeyler geldi. Hızlıca elimi cebimden çıkardım birde baktım bunlar leblebi değildi. Kıpır kıpır solucanlar avcumun içindeydi. Hemen fırlattım ve otobüse bindim.

Aklım çok karışmıştı. artık korkmaya başladım. Garip şeyler yaşıyordum. Bir yandanda pişmanlık duymaya başladım. Keşke babamı dinleseydim.  Ama artık çok geç yola çıkmıştım. Geri dönemem. Zaten dönmekte istemiyordum.

Sonra kendimi toparlıyarak,
"Saçmalama İlker ne olabilir. Sadece aptalca rüyalar görüyorsun. Çocuk gibi korkmayı kes  Yorgunluktan beynim bana oyun oynuyor olmalı. Korkacak birsey yok." Diye düşünerek, kendime cesaret vermiştim.

(Degerli oy ve Yorumlarınızı bekliyorum)

(Bu bölümü nasil buldunuz?)

Taşların sırrı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin