Talat abilerin evinde 3 oda vardı. Odalardan bir tanesini bize verdi. Bizim kaldığımız odada hiç koltuk yoktu. Yerde minberler vardı.
Akşam yemegini yedikten sonra Talat abi bizim kalacağımız odaya kocaman bir yer döşeği getirdi.
Talat abi amcama,
"Bu koca döşek sizin ikinizede rahatlıkla yeter. Odanın ortasına açalım rahat yatın. Eğer bir ihtiyaç olursa çekinmeden benim yattığım yere gelebilirsiniz" dediTalat abi gerçekten çok iyi sıcak kanlı birisiydi.
Amcamda,
"Sağol Talat bize çok yardımcı oldun Hakkını ödeyemeyiz. Iyi geceler."dediTalat abi,
"Ne hakkı siz benim misafirimsiniz. Uzun zamandır kimse bana gelmiyordu. Beni çok sevindirdiniz. Hadi bunları düşünme sizede iyi geceler." DediTalat abi odadan çıkınca amcam ışığı kapattı. Uyumak için yatağa uzanınca kapı dikkatimi çekti. Kapının altında 4 parmak kadar aralık vardı. O aralıktan bizim odaya ışık süzülüyordu.
Talat amca daha ışıkları sondurmemişti.
Hatta bi ara kapının önünden geçince ayaklarını görmüştüm.Talat amcam hemen uyumustu. Bende amcamdan tarafa döndüm tam uyumak üzereyken, sanki biri İlker dedi gibi geldi.
Hemen kapıdan tarafa döndüm ve baktım kapının önünde biri var. Ayaklarını çok net görebiliyordum .
Acaba Talat amaca bisey mi diyecekti. Uyanması için amcamı dürttüm, ama çok yorulmuş galiba uyanamadı.
Bende kalkıp kendim açayım dedim.Kapıyı açtım kimse yoktu. Bir an mutfağa biri geçti. Ben biraz korkmuştum.
"Talat abi" diye seslendim. Bana kimse cevap vermeyince, yavaş yavaş mutfağa doğru gittim.
Mutfağın kapısını açınca, içeride Talat abiyi gördüm. Çeşmeden sürahiye su dolduruyordu.Ben,
"Talat abi bize sen mi seslendin?"dedimTalat abi,
"Evet ben seslendim. Odanıza su koymayı unutmuşum size su getirecektim." DediBende,
Önemli değil Talat abi susarsak biz kalkıp içerdik, zahmet etme dedim"Ve elinden sürahiyi alırken, elleri dikkatimi çekti.
Hemen başımı kaldırıp yüzüne bakınca, korkudan elimden sürahi kayıp yere düştü.O Talat abi değildi. Onu onceden de görmüştüm gene gözleri korkunç ağzı olmayan korkunç bir varlıktı.
Hemen amcamın yanına koştum. İçeriye girip kapıyı hızlıca kapatıp, içeri girmesin diye kapıya dayandım.
Bir yandan da amcama sesleniyorum ama amcam bir türlü uyanmıyordu.Bir müddet sonra sanki dışarıda ses kesilmişti.
Kapının altindaki yariktan bakmak için ağırca başımı aşağı eydiğimde, ilk başta hiç birsey göremedim. Biraz daha bakınca aniden iki el çıkıp beni başımdan yakaladı. O an kalbim yerinden fırlayacak gibiydi.
Bir kuvvetle kendimi geri çektim ve bizim yatağa doğru yuvarlandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Horrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...