Taşların sırrı

30. bölüm son

***arkadaşlar bu son bölüm. Görüşlerinizi merak ediyorum . Keşke şöyle olsa dediğiniz yerler var mı? Yazarsanız çok sevinirim***

(Kadir amca )

Ben düşündüm ki, Bekir hocanın evini biliyorum önce ona gidip, bu ilkerin yazdığı şeylerden kafamı karıştıran şeyleri ona sorayım . O mutlaka biliyordur. Diye düşünerek önce Bekir hocanın evine gittim.

Bekir hocanın evine biraz yolculuk yaptıktan sonra gelmiştim. Kapıyı Bekir hocanın eşi açtı.

Ben,
"Şey ben Bekir hocayı görebilir miyim?" Dedim

Bekir hocanın eşi,
"Olmaz hasta yatıyor. Kimse ile görüşmeyi kabul etmiyor"dedi

Bende,
"Ne olur ben hiç bir şey istemeyeceğim. Sadece bir şey soracağım "dedim

Hocanın eşi,
"Tamam gel. bir dene bakalım seninle konuşmak isterse konuşur "dedi

Bende,
"Çok sagolun "diyerek içeriye girdim.

Bekir hoca yatakta gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Onun yattığını görünce eşine dönerek,

"Şey uyuyor muydu?" Dedim

Hocanın eşi,
"Uyumaz o sen anlat, sadece gözlerini açmıyor. " dedi

Bende Boğazımı ayıklayarak,
"Geçmiş olsun hocam. Ben Kadir, size daha önce de gelmiştik. " deyince Bekir hoca sadece" hııı" diye bir ses çıkardı.

Bende anlatmaya devam ettim.
" Ben İlker hakkında bir şeyler sormaya geldim.

Ilker yaşadığı her seyi telefonun da bulunan bir uygulamaya yazmış. Ve ben okudum.

siz cinler ile yeni bir anlaşma yaparak, İlker in yerine babasını almalarıni sağlamıştınız. Boylelikle ilker kurtuldu, ama babası ölmüştü. Ilker bunlarin hepsini yazmis.

Babasının ölümüne kadar yazdıklarını hep birlikte yasadik. Sizde biliyorsunuz hocam
fakat babası öldükten sonra İlker, bu büyüyü kimin yaptığını çok merak ettigini ve araştırmaya başladığını yazmıs. Ve Muglada oturan Şerife nineyi bulup bütün geçmişini öğrendiğini, Ve büyüyü kimin yaptığını da öğrendiğini yazmış.

Benim çok kafam karıştı. Çünkü İlker babasının ölümünden sonra kendine gelemedi. Aklını kaybetmiş gibiydi. Hiç kimse ile konuşmuyordu. Bırakın geçmişini araştırmayı, evin önüne dahi çıkmadı.

Babası oldukten 1 yil sonrada İlker öldü.

Simdi hocam benim anlayamadığım şey şu;
İlker in geçmişini öğrenmeye hasta oldugu icin fırsatı olmadı. Geçmişine dair hiç bir şey bilmiyordu.

Ama İlker telefonuna yaşadıklarını yazarken, Şerife nine diye birisini bulup ondan, geçmişini öğrendiğini yazmış.

Üstelik, geçmişi ile ilgili yazdığı her seyide doğru yazmış. Büyüyü yapan kişinin Zülküf ağanın diğer gelini olan ayfer in olduğunu dahi yazmış Bu nasıl olabilir. İlker bunu nasıl bildi.

Hocam demem o ki , bunun cinler ile bir ilgisi olabilir mi? Bu büyüyü siz bozdunuz o yüzden siz bilirsiniz diye düşünmüstüm" Diyerek uzunca bir konuşma yaptım

Bekir hoca gözlerini açarak bana baktı. Zorla konuşuyordu,
"Ben bu yatağa o büyü yüzünden düştüm . Cinler beni o kadar çok sıkıyor ki, ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Cinlerden bazılarını öldürdüğüm için bana eziyet ediyorlar .
Şimdi oğlum kulaklarını aç beni iyi dinle.

Bu büyü asla bozulmadı. Biz cinlerin oyununa geldik. Cinler bizi kandırarak, büyünün bittiğini düşünmemizi sağladılar. Çünkü biz büyünün bittiğini zannederek onları rahat bırakacaktık. Ve böylelikle cinler de İlker in ruhuna rahatlikla sahip olabileceklerdi. Ve bunu başardılar da.