Ben şaşkınlıkla kıza (meryem) bakarken ,
"Buyrun kime baktınız. Buranın yabancısısiniz galiba" dediBen heyecanla,
"E ee evet Şey biz Halil toprağı arıyorduk"deyinceMeryem
"Babam oluyor. Buyurun içeri isterseniz ayakta beklemeyin"dediO sırada babası kapıya geldi.
"Buyrun buyrun içeride konusalim"diyerek
Bizi içeriye davet etti.Halil,
"Kusura bakmayın Ben sizi çıkaramadım."deyinceBir an ne diyeceğimi bilemedim. Elbet geçmişini biliyordur. O yüzden benim kim olduğumu öğrenirse nasıl tepki verir acaba , diye düşünerek korkuyordum
Ben tam lafa dalacakken, amcam söze girdi.
Amcam,
"Efendim, bizi aslında tanıyorsunuz, ama sadece hiç görmediniz, açıkçası ben tepkinizden biraz korkuyorum. Çünkü geçmişte yaşananlar pek iyi değilmiş .(Benim omzuma eli ile dokunarak) bu İlker Ahmet ile esmanin oğlu. Bende İlker in amcası Kadir."deyinceHalil,
"Bu Ahmet kim Ben bilemedim"deyinceAmcam,
"Ahmet benim abim. Siz daha çok onun eşi tarafını taniyor olmalısınız. Esma , mesut'un kızı yani Zülküf ağanın torunu "deyinceHalil,
"Tamam şimdi oldu. Himmm bende Zülküf ağanın torunuyum ama, hiç annemi, babamı, dedemi bilmiyorum, tek bildiğim, anneannemdir. Beni o büyüttü. Geçmişte yaşananları küçüklüğümden beri anneannem anlatır. O yüzden annemi çok merak ederim. Neyse geçmiş geçmişte kaldı. siz neden geldiniz?" DeyinceAmcam,
Biz bu geçmişi daha bu hafta öğrendik. Ve hâlâ şokunu atabilmiş değiliz. Siz İlker in dayısı oluyorsunuz Bu sebepten dolayıda sizi merak etti. Ne de olsa oda sizin gibi anne hasreti ile büyüdü. Annesinin bir kardeşi olduğunu duyunca tanışmak istedi." Dedi.Halil dayim bana gülümseyerek,
"Herseyi öğrendin demek. Sende üzülmüş gibisin. Tabi keşke sevenler kavuşsaymış. Ama o zaman sen olmazdınız değil mi? Ne yapalım bu Allah in taktiri. Onlar ahirette Allah'ın huzurunda hesaplaşacaklar. Bizim elimizden ne gelir ki, Bu saatten sonra artık bunları kafaya takma."Halil dayim bu konusmalari yapinca, ben derin bir nefes alıp rahatlamıştım.
Bize düşündüğümüzun aksine çok iyi davranmıştı.Biraz muhabbetten sonra benim aklıma bir şey takılmıştı.
Halil dayıma dönerek,
"Şey ayıp olmazsa bir şey soracağım, Bize yapılan büyüden sizde etkilendiniz mi? Sonuçta sizde Zülküf ağanın torunusunuz" deyinceHalil dayim,
"Bu büyükleri yaparken, saç, fotoğraf, tırnak gibi şeyler kullanırlar. Benim yaşadığımı bile bilmedikleri için, bana büyü yapılmamış oluyor. Ama bende onun torunu olduğum için, zamanında beni çok rahatsız ettiler. Şu an sürekli muska takıyorum. Arada gene birseyler oluyor. Ama şu 1 ay içinde niyeyse hiç rahatsız olmadım ."İlker,
"Şu an artik büyü bitti. Belki ondan rahatsız etmiyorlardir." DedimO sırada dış kapısı açıldı. İçeriye bir kadın girdi. Halil dayimin eşiydi galiba Elinde kocaman bir çuval vardı.
"Meryem koş kızım şu çuvalın ucundan tut çok ağır" dedi
Bende hemen koştum,
"Şey ben yardim edeyim size"dedimHalil dayim in eşi,
"Halil misafirlerimiz vardı da beni neden cagirmadin? Misafirlerimiz kim ?" DeyinceHalil dayım
"Bizim eski köyden "
Deyip geçtiSonra çuvalı birlikte mutfağa taşıdık.
Mutfakta Meryem çay demliyordu.
Meryem i görünce nedense heycanlaniyordum. Çuvalı mutfağa koyduktan sonra annesi, içeriye gitti.Ben Meryem e
"Meraba,kolay gelsin. "dedimMeryem gülümseyerek
"Sağol , teşekkür ederim"Sonra bende iceriye gectim. Salona giderken, ellerimin titrediğini fark ettim. Hiç böyle bir his yaşamamıştım. Korku ile heyecan arası gibi bir şey yaşamıştım. Ne olduğunu bilmiyordum.
Amcamın yanına oturdum.
Halil dayımın eşi
"Ben Fadime, Halilin eşiyim. Ben komsulara kadar gitmistim. Kusura bakmayin sizin geldiginizi gormemisim "dediAmcam,
Bende Kadir, buda İlker. Yok estağfurullah asıl siz kusura bakmayın. Biz böyle aniden geldik" dediO sırada Meryem Elinde çay tepsisi ile geldi. Bize çağ dağıttı. Ben gene biraz heyecanlandım . İsminin Meryem olması galiba beni çok etkiledi diye düşünmüştüm.
Halil dayı,
"Bu benim ortanca çocuğum Meryem.
Birde abisi var 2 hafta sonra nasip olursa abisinin düğünü var. Bide küçük kızım var. O da arkadaşları ile oynuyor." DediAmcam,
"Allah uzun ömürler versin hepsine. " dedi.Çayları içtikten sonra amcam musade istedi.
"Biz artık kalkalım. Yolumuz uzun. İstanbul a geri döneceğiz "dediHalil dayı,
"Musade sizin. Hayırlı yolculuklar "dediTam kapıdan çıkıyorduk
Halil dayı,
"Kadir bir dakika bekleyin"diyerek
İçeriden bir kağıt alıp geldi.Amcama uzatarak
"Alın bu benim oğlumun düğün tebriği, eğer düğüne gelirseniz beni çok mutlu edersiniz" dediAmcamda bana bakarak
"İnşallah birsey çıkmazsa geliriz degilmi ilker" dediBende,
"Olur Amca geliriz." DedimBiz yola çıktık ve nihayet her şeyi öğrenmiş bir şekilde İstanbul a geri dönüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşların sırrı
Terrorİlker babasıyla birlikte İstanbul da yaşıyordu Annesi daha İlker 8 aylık bir bebekken vefat etmiştir. Asıl memleketleri ise Mugla nin bir köyüdür. İlker hiç doğduğu köyü görmediği için köyünü hep merak eder ,ama babası bir türlü onu köye götürme fır...