20. bölüm

9.3K 304 19
                                    

Defne: hani sana demiştim ya, etrafımdaki insanlar karşılıksız aşk olmaz diyor, diye.

Defne: aslında o etrafımdaki kişiler kendi içimdekilerdi.

Defne: yalnızlığın yüz bulmuş haliyim. Evet.

Demir: gülsem mi üzülsem mi bilemedim.

Demir: ama şimdi eminim ki çok mutlu olacaksın sevgilim.

Demir: arkana bak.

Defne: ne?

Arkamı döndüğümde Demir'i görmeyi beklemiyordum.

Demir, Demir, Demir.

Demir!

Yüzümde olan büyük şaşkınlığım ile ayağa kalktım. Evimin altında pek de işlek olmayan bir kafe de bilgisayarımı açmış bölüm yazıyordum. Evet, bir yazardım ama etrafımda kimse yoktu. Olmaması benim tercihimdi.

Ayağa kalkarak elimle ağzımı kapatmış ve hemen boynuna atlamıştım.

"Demir!" Dedim şaşkınlığım hâlâ devam ederken. Sıkı sıkı sarıldım fakat kendisi gülerek geri çekildi.

"Güzelim?" Dedi yanağımı öperek.

"Hani yarın gelecektin?" Diye sordum. Yarın geleceğim demişti ama akşamında yanımda olmuştu. O kadar mutluydum ki şu an, diyecek hiçbir şey bulamıyordum. Demir'i öperek bitirmek istiyordum. Demir'e doyasıya sarılmak istiyordum. İsteklerim liste haline gelmişti ve uzun uzadıya bir sürü liste oluşmuştu.

"Sürpriz yapmak istedim." dedi beni kendisine çekerek ve boynuma öpücük bırakarak.

"Yaa Demir." Dedim. Huylanmıştım.

"Ne Demir, ne?" Dedi elimden tutup hiç cevap vermeme dahi izin vermeden dışarıya çıkardı. E bilgisayarım orada kalmıştı.

"Dur, dur bekle. Bilgisayarım içeride kaldı." Hemen elimi elinden kurtararak içeriye koştum ve bilgisayarımı elime alarak telefonumu da cebime yerleştirdim. Tekrar aynı yolu koşarak geri döndüm.

"Gidelim," dedim ama nereye gidecektik? "Gidelim gidelim de, nereye gideceğiz?" Diye sordum.

"Beni eve atar mısın?" Diye sordu.

"Atarım," dedim ama sonra saçma olmuş olacakki düzeltmeye çalıştım. "Yani, evime gelebilirsin." Boğazımı hafifçe temizledim. Yanaklarım kızarmıştı.

O da sadece güldü. 3. Kata çıkarken merdivenlerden çıkıyorduk çünkü benim asansör korkum vardı.

"Asansör korkum var... o yüzden asansöre binmek istemedim." Dedim başımı çehresine çevirerek.

"Ben yanındayım." Dedi sadece ve elimin üzerine bir öpücük bıraktı.

Eridim... bittim... kül oldum. Demir'e aşkım gün geçtikçe çoğalıyordu. Gerçekten Demir olmadan nasıl yapardım bilmiyordum. Demir yoksa ben de yoktum.

Evin önüne geldiğimizde anahtarı yuvasına koyarak çevirdim ve ilk önce elimi Demir'e uzattım geçmesi için. Geçmedi, beni eliyle hafifçe belimden itekleyerek içeriye geçmemi sağladı. Ayakkabılarımı bir çırpıda çıkarıp ayakkabılığın içerisine koydum ve Demir de içeriye girmiş ayakkabısını çıkarmıştı. Onları da koyarak eğildiğim yerden doğruldum. Tabi aklıma gelenlerle hemen Demir'e söylenmeye de başladım.

"Demir!" Dedim yeni aklıma gelmiş gibi. "İlk benim yanıma geçmese miydin? Annene ayıp olmasın, özlemiştir kadın seni."

"Haberi var." Yanaklarım kaçıncı kızarışını yaşıyordu?

Başımı 'anladım' dercesine sallayıp içeriyi gösterdim. O da uyarak içeriye geçti ve koltuklardan bir tanesine oturdu. Ben de hemen yanına kuruldum.

"Suriye çikiletası getirmedin değil mi?" Diye sordum.

"Yok, getirmedim merak etme. Zehirleyemem seni, daha benim çocuklarım olacak." Tükürüğüm boğazımda kalmıştı! Çocuklarım derken Demir bey? Bana sordunuz mu acaba.

"Çoğul eki nereden geldi?" Diye sordum.

"Futbol takımı kurmayız merak etme. 2 tane yeter zaten."

"Bana sordun mu aşkım?"

"Pardon. Sen de benden bebeklerin olsun istemez misin?" Şimdi böyle de sorunca 'isterim tabi lan' diyesim gelmişti.

"İsterim tabi ki. Böyle küçük küçük Demir'ler. Küçücük benler.." dedim. "Hayali güzel."

"gerçeğe dönüştürmeyelim mi?"

"Dönüştürelim." dedim. E şimdi mi yapacaktık? Ben hazır değildim şimdi anne olmaya. Tabi başka şeyler yapacaksak... orası ayrı konuydu.

Merhabalar.

O kadar yorgunum kiii, göz altı torbacıklarım şişmiş.

Birkaç bölüm text olmayacak. Aralarında olan diyalogları yazmak istiyorum. Daha sonrasında ise Demir gidecek zaten ve yine bir 10 bölüm text bölümleri gelecek.

Sonra da finalllll.

ASKER HATTI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin