33. bölüm

5.3K 188 15
                                    

Geceden sonra somurtkan yüzüm hiç olmamıştı. Gerçi daha bu sevişmenin üzerinden belki beş saat geçmişti ama hâlâ o duygu ve tutku yerli yerindeydi.

Şişmiş gözlerim ve gülen yüzüm ile birlikte elim başımda, dirseklerim de yastığa dayamış bir şekilde Demir'i izliyordum. Çok huzurlu gözüküyordu. Çok güzeldi.

Her şey çok güzeldi ama Demir... farklıydı.

Her bakımdan.

Yanağına sert bir öpücük bıraktım. Tahmin ettiğim gibi uyanmıştı fakat birden kendimi onun altında bulmuştum.

"Demir!" Dedim gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açılırken.

"Korktum kızım ya." Dedi boynumu ilk önce koklayıp daha sonra öperek.

"Kalk hadi," dedim üzerimden iterek ve iç çamaşırlarımla ayağa kalktım. Gece beraber duş almıştık fakat çok sıcak olunca sadece iç çamaşırıyla uyumuştuk. Ondan utanacak değildim. "Bugün göreve gidiyorsun. Eh, pek meraklı değilim gitmene ama... görev işte." Burun kıvırarak arkamı döndüm. Altıma bir eşofman üstüme de bol, v yaka tişört giyinmiştim. Arkamı döndüğümde Demir'i iki elini başının altına yaslamış ve gözlerinin de kalçalarımda olmasını beklemiyordum tabii ki.

"Sen ne kadar edepsiz bir insan oldun ya." Dedim yastığı kaptığım gibi yüzüne atarak.

"Ah," Dedi yüzünü buruşturarak. "Yavaş be. O mükemmel ve eşsiz yüzümü parçalayacaktın."

"Sen benim mükemmel ve eşsiz vücudumu parçaladın ama." Dedim göz devirerek.

"Tabii," Dedi göğsünü kabartarak. Salak bir şebekti. "Öperek." Göz kırptı.

"Öpmek mi?" Diye sordum şaşkınlıkla. "Vakumladın ayı!" Dedim.

Kahkaha atarak başını eğdi. Kahkahası ne zamandan beri bu kadar güzeldi?

"Sen öyle diyorsan." Dedi ayağa kalkarak. Gözlerim anında vücudunda dolaşmaya başlamıştı.

"Bak bak, çekinme." Dedi.

"Ne çekineceğim?" Diye sordum dik başlılıkla. "Benim değil misin?"

"Ya kara toprağın ya da benimsin, de bir de." Dedi üstüne askeri üniformalarını giyerken.

"Yoo," dedim sırıtarak. "Ya benimsin, ya benimsin."

"Ha başka çıkış yolu yok diyorsun yani?" Diye sordu.

"Tabi ki yok aşkım." Diyerek odadan dışarıya çıktım ve mutfağa girerek halükarda bir kahvaltı hazırladım. Ay ilk defa göreve gidiyordu benim aşkım, tabi ki neşeli olacaktım. Yani ilk değildi ama benimle ilkti. Bir yanım üzülmüyor değildi ama yani...

Çok da neşeli olmamak da lazım şimdi. Bok da çıkabilir.

Of kes sesini amına koyduğumun iç sesi ya. Sevinçliyim diyorum, her sikten çıkıyorsun. Hanımefendi kişiliğimi de bozduruyorsun ayriyeten.

Kahvaltı ettikten sonra Sofrayı beraber toplamıştık. "Ellerine sağlık bebeğim." Dedi parmak uçlarımı öperek. Gitmesine çok az bir zaman dilimi kalmıştı. Üzülüyordum ama beklemek zorundaydım.

"Ne zaman gideceksin?" Diye sordum.

"Bakıyorum da gitmem için saniyeleri sayıyorsun?" Dedi odadan elinde bir çanta ile çıkarak. Küçüktü.

"Yok canım, ne alaka?" Dedim sarılarak.  Ona bol bol sarılmak istiyordum.

"Hadi hadi, yeme beni." Dedi o da belimden sımsıkı sararak.

"Ay Demir ya! Vallahi regl dönemindeki kadınlar gibisin."

Ters ters baktıktan sonra gülerek dudaklarına bir öpücük bıraktım.

"Gidiyorum." Dedi o da yanağımdan Öperek ve ayakkabılarını giyindi. Kapıyı açtım.

"Sağ salim git, sağ salim gel, aşkım." Dedim avuçlarının içini öperek. Ne için öptüğümü belki anlamıştı ama anlamasa bile söyleme gereği duymadım.

"Sen de aynı şekilde. Kendine ben yokken çok iyi bak. Silah sesi gelirse korkma. Burada güvendesin, tamam mı bebeğim? Bana her gün mesaj at. Vaktim oldukça bakmaya çalışacağım. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedim.

Ve böylelikle koskoca üç hafta bu evde hapis gibi yaşamaya başlayacaktım. Benim için sıkıntı yoktu fakat Demir'siz bir ev benim için ev değildi.

Benim için ev Demir'di.

Ev bazen sevdiklerimiz olabiliyordu.

Finale son 5 bölüm.

ASKER HATTI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin